Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mihraplı’da istenmeyen manzara

Yazının Giriş Tarihi: 12.09.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.09.2019 00:00

Tarih 12 Eylül 2019. Hatırlamak istemediğimiz tarih ise 12 Eylül 1980. O tarihten bugüne tam 39 yıl geldi geçti. Demokrasinin defterine kara tarih olarak yazılan 12 Eylül tarihi, bugün ise hak ve özgürlüklerin, barışın tartışıldığı güzel bir oldu.

Bu tarihte ise, Bursa’nın güzide semtlerinden olan Mihraplı’dan gelen vatandaşların sesine kulak vermek istedim. Aslında, konuyla ilgili olarak bazı arkadaşlarım uzun süredir dert yanıyorlardı. Bende, kendim gidip bir göreyim, manzarayı umumiyeyi düşüncesiyle bir akşamüstü soluğu Mihraplı Köprüsü ve etrafında aldım. Manzara gerçekten çok ama çok büyük sıkıntıyı yansıtıyor.

Burada, oltalarını eline almış, balık tutmak isteyenler var. Dere kenarında serinlemek isteyenler var. Birde, araçlarıyla, dere kenarındaki tel örgüleri yırtıp, delip, geçen ve buraya park edip, müzik seslerini açan, ellerinde içki şişeleriyle istenmeyen görüntü sergileyenlerde var. Manzara kötü bir görünüm arz ediyor.

Bu durumu, çevre sakinleri, bazıları yazılı, bazıları ise internet ortamında şikayetlerde bulunmuşlar. Gelenler olmuş, bakmışlar, “bizim görevimiz değil” diyerek geri döndükleri iddiaları var.

Sonrasında, bölgede düzenleme yapan ve dere kenarlarını kontrol amaçlı olarak tel örgülerle çevirip, koruma altına alan Büyükşehir Belediyesi ile BUSKİ’ye ulaşmışlar. Fakat, istenilen netice alınmamış. Polis gelmiş, arabaları bölgeden uzaklaştırmış ama, birkaç saat sonra aynı kişiler tekrar aynı bölgeye geri gelmişler.

Konuyla ilgili pek çok iddialar var.

Çevre sakinlerine göre, bu bölgede sıkıntılarla ilgili olarak çözüm üretmesi gerekli kamu kurumları, topu birbirlerinin üzerlerine atıp, sorumluluk almaktan kaçıyorlar gibi bir izlenim edinmişler.

Bölge, Bursa’nın en değerli bölgelerinden birisi. Vatandaşların, nefes almak gibi dinlenmek gibi, burada oturup derenin akan sularını seyredip, balık tutmak gibi hakları var. Çünkü, burası devletin, milletin malı mülkü.

Fakat, bu bölgede, kendileri eğlenmek üzere gelenlerin, çevreye, etraflarına zarar vermelerinin önüne geçilmesi ve varsa bu olayların önlenmesi gerekli. Bu iş, kamu gücüyle, devletin gücüyle olur. Devlet görevlileri, bölgeye gelip, vatandaşların şikayetlerinde haklı olup olmadıklarını inceledikten sonra, eğer gerçekten sıkıntılar varsa, bu sıkıntıları çözmek zorundadır.

Devletin görevi, halkın huzur, güven, barış içinde, mutlu yaşamasını sağlamaktır. Bölgede, asayişle ilgili herhangi bir sorun vukua geldiğinde ise gereğini yapmakla yükümlüdür.

Eğer, birileri, yasak olmasına rağmen, yasaklı bölgeye, etrafındaki tel örgüleri, kilitli kapıları parçalayıp giriyorsa, ellerindeki içki şişeleriyle etraftan rahatlıkla gözükebiliyorlarsa, burasının temizlenmesi artık vacip haline gelmiştir. Anladığım kadarıyla bölge, piknik alanı değil. Park alanı değil. Derenin etrafa rahatsızlık vermemesi ve güzel görünmesi amaçlı yapılan düzenleme ile oluşan bir yer. Derenin başına kadar bu araçların girmesine kim, kimler, nasıl ve neden izin verebiliyorlar?

Aslında, bana göre çözüm bulunması gereken sorun bu.

Çevrede oturan vatandaşlar olayın çok kolay çözümlenebileceğini ileri sürüyorlar. Derenin kenarına araçların giriş yaptığı bölgedeki kapının onarımını ve kilitlenmesini istiyorlar. Ayrıca, buradaki araçlara, polisiye önlemlerle girişlerinin önlenmesini istiyorlar. Yapılan ikaz ve uyarılara rağmen, dere kenarına giren araçlara ceza uygulamasında bulunulmasını istiyorlar.

Bu konunun çözümü bana göre pek de zor bir iş değil.

İstenildiğinde ve durum vukua geldiğinde çözümü için güvenlik güçlerinin, kamu güçlerinin bölgeye gelmesi, gerekli ikaz, uyarı ve cezaların yazılması, Belediyenin ise kapıya kilit vurması, hatta, buradan araç giriş ve çıkışına engel olacak bariyerlerin konulmasını gerçekleştirmesi halinde, galiba sorun, büyümeden ve halkın daha fazla çile çekmesine yol açmadan kendiliğinden çözümlenebilir.

Ben, olayları dinleyip Nilüfer Odunluk Mahallesi, Dere sokaktaki durumu görüp, manzarayı fotoğrafladıktan sonra, bu işlerin kamuoyuna duyurulmasında fayda gördüm. Nedeni, halkın dertleri bizim dertlerimizdir. Medya olarak görevimiz ise hem halka hem de kamu kurum ve kurumlarına aksayan veya hizmette kusur olduğu iddia edilen konularla ilgili bilgi aktarımında bulunmaktır. Olayların çözümünde, vatandaşların sesi, kamu kurumlarının ise klavuzu olarak sıkıntıların ortadan kalkmasına katkı sağlamaktır.

Bursa’nın en büyük yeşil alanlarından birisi olan Mihraplı Kent Parkı’nın devamı olan bölgedeki bu dert ve sıkıntıların, kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılmasına aracılık etme adına bu köşe yazımı, halkın dert ve şikayetleriyle, bölgedeki bizzat gördüğüm manzaraya ayırmaya karar verdim.

Umarım, bölgede istenmeyen bu kötü manzara ve olaylar bundan böyle son bulur. Mahalleye huzur gelir. Halkımız, çevre sakinleri de evlerinde huzur içinde otururlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.