Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Metabolik sendrom ve bağışıklık sistemi

Yazının Giriş Tarihi: 15.11.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.11.2021 00:07

Bu tanım bir hastalığın adı değildir. Fakat bir hastalıktan daha fazlasını anlatır. Her biri ciddi sonuçları olan bazı sağlık sorunlarının ( Bel çevresinde genişleme, yüksek kan şekeri, yüksek kan basıncı, düşük HDL kolesterol, yüksek trigliserit. ) bir araya gelmiş halidir.

            Metabolik sendrom tanısı şu kriterlerden en az üçünün bir araya gelmesiyle konur :

Bel çevresinin kadınlarda 80 cm. veya üzerinde, erkelerde 94 cm.veya üzerinde olması. Kan basıncının 130 / 85 mm Hg. Veya üzerinde olması. Trigliserid düzeyinin 150 mg. Veya üzerinde olması. Açlık kan şekerinin 100 mg. Veya üzerinde olması ya da şeker hastalığı için bir ilaç kullanıyor olmak. HDL değerinin erkeklerde 40 mg.’dan, kadınlarda 50 mg.’dan düşük olması.

            Metabolik sendrom bağışıklık sistemini nasıl etkiler ?

            Bağışıklık sistemi bazı hücre ve proteinlerden oluşan çok karmaşık bir sistemdir. Bu sistemin görevi vücuda giren yabancı maddeleri tanımak, onlara karşı harekete geçmek, bu işgalcileri öldürmek ya da etkisiz hale getirmektir. İşgalcilerin çoğu virüs ya da bakteridir.

            Metabolik sendromu oluşturan bozuklukların her biri, kronik mikropsuz iltihabı ( inflamasyon ) hızlandırarak bağışıklığın farklı yönlerinde sayısız işlev bozukluğuna neden olabilir.

            Akut iltihap ( inflamasyon ) vücudun yaralanmalara veya bakteri ve virüslere karşı savaşının doğal bir sonucudur. Kronik iltihap ise bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olabilir.

            Kronik iltihap olduğunda bağışıklık sisteminin hücreleri ve proteinleri virüs veya bakterilerle yeterince savaşamaz. Sonuç olarak, virüsün çoğalması ve vücuda yayılması kolaylaşır, hastalık şiddetlenir, hatta ölüme neden olabilir.

            HDL güçlü bir iltihap karşıtı ( anti inflamatuvar ) olup düşük düzeyde olması bağışıklık sisteminin gücünü azaltır.

            Şişmanlık bağışıklık sistemi hücrelerinin fonksiyonunda bozulmaya neden olur mu?

            Evet. Yağ hücreleri kronik mikropsuz iltihabı hızlandıran bazı hormonlar üretir, insülin direncine neden olur. İnsülin direnci yağlanma sürecini hızlandırır. Vücutta artan yağ depolanması bağışıklık sistemi hücrelerini üreten dokuları da kapsadığı için şişmanlık bağışıklık sistemini doğrudan olumsuz etkiler. Böylece bağışıklık sistemi tıpkı yaşlanma sürecinde olduğu gibi yaşlanır.

            Bağışıklık sistemindeki bozukluk vücudun aşılara cevabını da etkiler mi ?

            Evet. Aşılar virüs veya bakterilerden elde edilen bazı maddeler ( antijen ) içerir. Aşı bağışıklık sistemini uyarır, bazı bağışıklık sistemi hücrelerinin ( T Lenfosit ve B Lenfosit ) ve antikor adı verilen maddelerin üretilmesini sağlar, bu olayı hafızasına kaydeder. Aşı uygulanan kişi söz konusu virüs veya bakterilerle karşılaşınca bağışıklık sisteminin hafızası devreye girerek bağışıklık yanıtının oluşmasını sağlar.

            Obezite az önce bahsetmiş olduğum bağışıklık hücrelerinden T Lenfositlerin ( T Cell) işlevini bozar. Böylece aşılanma sırasında edinilen deneyimde yani hafızada bozulma olur. Söz konusu virüs ile karşılaşıldığında yeterince iyi hazırlanmış bir bağışıklık cevabı olmaz.

            Obezite hem doğal bağışıklığı hem de aşıdan umulan bağışıklığı olumsuz etkileyen bir risk faktörüdür. Obez kişilerin grip ya da solunum yolları enfeksiyonu etkeni olan diğer virüslerin yanı sıra COVID-19’a neden olan Coronavirüs enfeksiyonuna karşı daha duyarlı olmalarının nedeni budur. Obez kişiler hastane enfeksiyonuna karşı da daha yüksek riske sahiptir.

            Metabolik sendromlu veya obez kişiler COVID-19 hastalığına yakalandıklarında ise bu kez bağışıklık sistemi virüsle savaşmak için gerekli olandan daha fazla bağışıklık cevabı vererek akciğer başta olmak üzere tüm vücutta ağır hasarlara neden olabilir. Sitokin fırtınası denen bu durumda organlarda ortaya çıkan hasarın nedeni virüs değil yolunu şaşırmış bağışıklık sistemdir.

            Bağışıklık sistemin doğru çalışması genel sağlığımızın bir parçasıdır. Sağlıklı bir kiloya sahip olmak hedeflenmelidir. Fiziksel aktivite ve doğru beslenme şarttır. Gördüğünüz gibi konu döndü dolaştı yine yaşam tarzına geldi. Kısacası bağışıklık sisteminin sağlıklı işlemesi için sihirli formüller aramın alemi yoktur. Çare doğru yaşam tarzını benimsemektir.

            Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.