Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Merhaba yeni dünya

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2021 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2021 00:03

Bugün okullarımız açılıyor. İki dönem okulların açılıp, kapanması, eğitimlerin on line mi yoksa yüz yüze mi olacağı tartışmalarıyla geçirdik.

Çocuklar okula gittiklerinde çağın belası olan Covid-19’a yakalanıp yakalanmayacağı konusunda görüş beyan ettik. Okul yöneticileri, öğretmenler korona oldular. Bazı veliler korona oldular. İnsanlarımız birbirlerine salam vermeye korkar hale geldiler.

Şimdi., aşılama sayesinde önemli adımlar atıldı. Her ne kadar vefat eden hasta sayısı 250’nin üzerinde ise de önlemler ve gevşeme hala devam ediyor. Uzmanların tek istedikleri, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyum sağlanması. Aşı olmayan insanların en kısa zamanda aşlarını yaptırmaları. Bu durumda bile bazı insanlarımız inatlaşmaya devam ediyorlar.

Sözün özü, göz göre göre insanlara acı çektiriyorlar. Sonrasında, kendileri veya yakınları hastalığa yakalandıkları zaman da “doktor bize bir çare” diye medet umuyorlar.

Neyse ki geçmişte yaşanılan zor günler ve evlere kapanma dönemi sanırım artık bitti. Şimdi güzel günler görmeyi bekleme zamanı. Şimdi, sabahın erken saatlerinden itibaren öğrencilerin ve öğretmenlerin, yöneticilerin okul mesaileri başlıyor.

Eğitim ve öğretim yılı hayırlı ve uğurlu olsun.

Epey zor ve meşakkatli bir yol bu eğitim ve okul yolu. Öğrencilerin masrafları bir yana, velileri sıkıntıya sokan üst üste 10 kişilik araçlarda 20-25 kişilik öğrenci guruplarıyla yapılan taşımacılık. Ücretlerin pahalı olması. Bu konuda, pek çok veli hem şikâyetçi hem de denetim eksikliği nedeniyle, “biz derdimizi kime anlatacağız?” diyerek, konunun çözümü için etkili ve yetkili makam/ mercih arayışındalar.

Tabi, koronavirüsle ilgili tehlikenin henüz bitmediğinin, bu hastalığın öylesine kolay kolay yakamızı bırakıp gitmeyi niyetinin olmadığının farkındayız.

Mücadeleye devam.

Ama, bu mücadele tek taraflı değil, toplum olarak hep beraber, el birliği içinde olmalı. Aşılama için insanların birbirlerini ikna etmesine bile gerek olmadan insanların kendiliğinden gidip aşılarını yaptırması gerekiyor. Toplum bilinci ve sorumluluk gerekli.

Yaşamakla ölüm arasında tercih yapmak gerçekten çok zor. Birde bu tercihlere, insanları alet etmek ise insanlara yardım etme değil, onların hayatı ile oynanması olduğunu artık anlamamız gerekiyor.

Salgınla mücadelede yeni adımlardan biri de toplu alanlarda PCR testi zorunluluğu oldu. Özellikle aşı yaptırmayan ve bu nedenle risk altında olan kişilerden PCR testi istenecek. Bu konuda, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 81 İle PCR testi konulu yazı gönderdi.

Bakanlık tarafından gönderilen yazıda, "işverenlerin işçilerinden isteyeceği PCR testi ve işçilerini Covid-19 riskleri ve tedbirleri konusunda bilgilendirmesini içeren, 02/09/2021 tarihli genel yazı 81 il valiliğine gönderilmiştir. Söz konusu yazıda, işverenlerin, iş yerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik risklerine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler hakkında tüm işçilerini bilgilendirmekle yükümlü oldukları hatırlatılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

Bilgilendirme sonrasında aşı olmayan işçilere, kesin koronavirüs tanısı konması durumunun iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından olası sonuçları da işveren tarafından bu durumdaki işçilere aktarılmalı. Koronavirüs aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibarıyla zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmaları iş yeri/işveren tarafından istenebilecek, test sonuçları gerekli işlemler yapılmak üzere iş yerinde kayıt altında tutulacak.

Bu konu çok önemli. Üretimin devamı, iş ve çalışan sağlığı, aile sağlığı, toplum açısından bakıldığında, bir fabrikada bir işçinin bile Covid-19 PCR testinin pozitif çıkması demek, yakın çalışma arkadaşları ve onlarında ailelerinin risk altına alındığı anlamına geliyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın gönderdiği yazı, "Aşı zorunlu mu olacak" tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin ardından herkes, yasalara odaklandı. Yasalar aşıyı zorunlu kılmıyor ancak koruyucu önlemleri şart koşuyor. PCR testi istenmesi zorunluluğu da bundan kaynaklı. Yani, bazı insanların iddia ettikleri gibi, “yasal hakları yok” değil, bal gibide yasal ve kanuni haklar mevcut. Bazı hukuk insanları, mahkemeler, bu konularda cezaların iptal edilmesine yönelik kararlar verebiliyorlarmış. Bana göre, o hukuk insanlarını, korona tedavisi yapılan merkezlerde geçici olarak görevlendirmek gerekli. Bakalım o zaman nasıl düşünecekler?

Toplum ve halk sağlığı gündeme geldiğinde, her türlü sağlık önlemlerinin alınması ve aşı yaptırmayı zorunlu kılma durumu olmadığından aşı yaptırmak istemeyenlerin virüs taşımadıklarını belgelemeleri gerekiyor. Bu yöntemle de diğer çalışanların sağlığı güvence altına alınıyor. Dolayısıyla çalışanların eğer aşı olmuyorlarsa her hafta PCR testi ile virüs taşımadıklarını belgelemeleri gerekiyor.

Bir başka gözle bakıldığında ise, bazı insanların işten kaytarma adına PCR testi yaptıracağını beyan ederek, mesai saatleri içinde hastaneye gitme adına böyle bir aşılıma karşıtlığı sergilemesi ihtimali de unutulmamalı. Bizim insanlarımız her olayın ve her kanunun bir yan yolunu bulur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.