Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Marmara deniz hayal gibi

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2021 00:07

Korona belasından sonra başımıza gelen en büyük bela olan müsilaj meselesiyle ilgili her gün yeni bilgilere ulaşıyoruz. Malum, yaz ayları geldi, halkımız tatil istiyor, tam da tatil zamanı, fakat Marmara’da denize girilip girilmeyeceği tartışması, insanlarımızı üzüyor.

Hep beraber soruyoruz, ne olacak bu işin sonu?

Uzmanlara göre, Marmara Denizi’nde başlatılan temizleme çalışmaları olumlu. Fakat, temizlenen bölgelerde yeniden müsilaj görülmesi normal. Çünkü, denizin üst düzeyi temizlenirken alt tabakasında bulunan müsilaj harekete geçip üst kademeye geçiyor. Böylece, yapılan temizlik pek de anlam taşımaz hale geliyor.

Deniz bilimcileri, müsilajla, ilgili, deniz salyası denilen bu tehlike ile ilgili olarak çok çeyitli ve acaba hangisine inanalım? Sorularını gündeme getiren açıklamalar yapılıyorlar.

Örnek, İstanbul Üniversitesi gemisi denize açıldı. Örnekler alındı. Bu örnekler bir başka Üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi laboralatuvarlarında inceleme alındı. İlk bulgulara göre, müsilaj içinde olması gerekenden bin beş yüz kat bile fazladan bakteri belirlendi.

Marmara Denizi'ni etkisi altına alan deniz salyası (müsilaj) yoğunluğu uzmanları tedirgin ediyor. Yüzeyde sarı-kahverengi renklerde görülen yapışkan kümelerin su altında yarattığı tahribat kameralara yansırken tahribatın merkezi Doğu Marmara'ya İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi bilimsel sefer düzenledi.

Dört körfez ve çok sayıda koya sahip olmasına rağmen deniz hareketleri çok zayıf olan hassas bölgeye gitmeden önce tüm verileri hassasiyetle tarayan bilim insanları, araştırma gemisi R/V Yunus S ile hareket etti. Dekan Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar'ın liderliğinde Prof. Dr. Saadet Karakulak ve Dr. Öğretim Üyesi Uğur Uzer'in katıldığı bilimsel seferde 4 araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi görev aldı.

Bilim gemisi R/V Yunus S, 1994'ten bu yana 30 deniz istasyonu arasında toplam 135 mil (250 km) yaptı. Marmara Denizi'nin kaldıramayacağı kirliliğin oluşturduğu deniz salyasının en çok etkilediği ekosistemlerden Prens Adaları'yla başlayan bilim insanları ilk ölçümleri Burgazada arkasında gerçekleştirdi.

Bilim ekibi, gelişmiş teknomoji ürünü olan ve 2000 metreye kadar indirilebilen CTD ile 5 başlıkta (derinlik, çözünmüş oksijen, PH, sıcaklık, tuzluluk ve iletkenlik) veriler elde etti. Müsilaj felaketinden sonra en önemli verinin çözünmüş oksijen olduğunu söyleyen Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, sonuçların normalin altında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Okyar, tespit ettikleri tehlikeyi anlatırken çeşitli örnekler verdi.

Çözünmüş oksijen su içindeki canlı yaşamı için şart. Bizim nefes almaya deniz canlılarının da çözünmüş oksijene ihtiyacı var. Öncelikli hedefimiz çözünmüş oksijenin tespiti. Ne yazık ki normalin altında sonuçlar aldık. Litrede 2-3 miligram olması gereken çözünmüş oksijen daha ilk istasyonumuzun 35 metresinde sadece litrede 1 mg/L. 80 metrede ise bu oranın 0.8 mg/L'ye düşmesi denizde oksijenin bitmek üzere olduğunu gösterdi.

Körfezin girişi Eskihisar- Yelkenkaya'da ise oranın 0.7mg/L'ye düşmesi bizleri çok düşündürüyor. İnsan kaynaklı kirlilikle mücadele edilmezse karşılaşacağımız sonuçları düşünmek istemiyorum. Su altı hayatı çok azalmış, besin zincirinin vazgeçilmezi zooplankton (hayvansal plankton) tükenmiş.

Oksijenin azlığı ve besin miktarındaki düşme sebebiyle balıklar ortamı terk ediyor. Oksijenin azalmasıyla dipte canlı organizmalar ölebilir. Ölen bu canlıların bakteriyel aktivitelerle ayrışmasıyla kritik derecelerdeki çözünmüş oksijen oranı düşer. Bu olayın ilerlemesiyle hidrojen sülfür oluşabilir."

"Dalgıçlardan ve balıkçılardan sualtındaki yok oluş hakkında fikir edinmiştik" diyekonuşan Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, canlıların ihtiyacı çözünmüş oksijenin bu kadar düşük olmasına rağmen bazı canlıların Marmara'da olduğunu gördüklerini söyledi. Yaptığımız trol ağında kırlangıç, berlam, istavrit gibi balıkları gördük. Yavru mahmuzlu köpekbalığı umutlarımızı arttırdı.

Şimdilik üç  gün süren bilim seferinden elde edilecek sonuçların modeller üzerinde denenecek. Geçmiş yıllarla karşılaştırılacak ve alınan örnekler laboratuvar ortamında incelenerek detaylı bir rapor hazırlanacak. İlk veriler eşliğinde çözünmüş oksijeni yok eden müsilajla mücadele için çalışan bilimsel ekip, Çevre Bakanlığı başta olmak üzere yerel yönetimlere çözüm önerilerini sundu;

Evsel, tarımsal ve endüstriyel atıklar tespit edilmeli, derin deşarj kaldırılmalı. İleri teknoloji arıtma tesisleri kurulmalı. Susurluk Nehri gibi tarım alanlarından gelen akarsuların kimyasal atıkları yönünden takip edilmeli.

Gözlemlerini paylaşan Prof. Dr. Saadet Karakulak ise Adriyatik Denizi'nde yaşanan müsilaj kirliliğini örnek verdi:

"1800'lerden beri Adriyatik Denizi'nde müsilaj rapor edilir. Adriyatik Denizi'nin insan baskısının olduğu kıyısal alanlarda 1990'larda yoğun müsilaj görüldü. 7 ülkenin ortak hareket etmesiyle kontrol altına alındı. Marmara tüm sınırları tek ülkeye yani bize ait deniz. Yerel yönetimler, bakanlıklar ve üniversiteler ortak eyleme geçerek Marmara Denizi'ni kurtaracak radikal kararlar almalı. Çözünmüş oksijenin tür çeşitliliğini nasıl etkilediğini gördük. Körfez girişinden itibaren aralıkla yüzeyde kendisini gösteren müsilaj dibe çökerek canlı yaşamını tehdit ederek biyoçeşitliliği yok ediyor."

Bilimsel bulgulara göre Marmara Denizi can çekişmeye başladı. Bize düşen görev ise bu can çekişmenin kurtarılması için can suyu vermek. Ama, bu can suyunu kirlik dolu veya derin deşarj sistemi ile değil, denize gelmeden önce atık suların arıtılıp tertemiz verilmesine katkı sağlamak olmalı.

Demek ki neymiş geri dönüşüm ve atıkların denize deşarj edilirken arıtmadan salınmasının sonucu böylesine ortaya çıkan çevre katliamı ve müsilaj olarak bize geri dönüyormuş.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.