Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kritik riskler ve olasılıklar

Yazının Giriş Tarihi: 27.04.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.04.2022 00:04

Ekonomi, siyaset için her zaman en somut gerçeklik ve belirleyici olmuştur. Hepimiz biliyoruz ki; 2002 yılının zor koşullarında, depremlerle yıkılmış Türkiye'nin küllerinden AK Parti doğdu. Bugün, Cumhur İttifakı olarak; iktidara ilk geldiği günlerden daha ağır bir sosyo ekonomik enkaz ile karşı karşıya olan AK Parti'nin önünde ciddi riskler ve tehlikeler var. Türkiye'de var olan ekonomik ve sosyal krizi ister Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşa, ister pandemiye, isterseniz küresel gerçekliklere dayandırın. Vatandaş nezdinde Cumhur İttifakının dayanağı ne olursa olsun, vatandaş için tek gerçek; elini cebine attığında var olan para ve beraberinde hayat pahallılığı ile birlikte ortaya çıkan borç yükü diyebiliriz.

İktidarın hem yerel yönetimler hemde ulusal yönetim açısından çözüm üretemediği bir dönemde, maalesef Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi yerel yöneticiler ile AK Parti ve MHP'de üst üste hata yapan yol arkadaşlarını liyakat sahibi yetkin insanlarla değiştirmemekte ısrarcı! Cumhur İttifakı tarafından vatandaşa yönelik sürdürülen bu ketum ve ısrarcı sürecin sokağa yansımasından ise; Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, DEVA Partisi ve azda olsa Yeniden Refah Partisi artı pozitif olarak kazanım elde ediyor.

Emekli maaşlarına beklenen zamların gerçekleştirilememesi, asgari ücretin enflasyon altında paspas olması, bayram ikramiyelerinde vaat edilenlerin tıpkı 3600 ek gösterge gibi sözde kalması, hem AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı hemde onu yeniden Cumhurbaşkanı adayı göstermekte ısrarcı olan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi zora sokuyor. Sokaktaki vatandaş kürsü konuşmaları değil, somut gerçekler istiyor. Ve görünen o ki, değişim Cumhur İttifakı'nın kalesi Bursa'dan başlayacak...

Türkiye, sağdan sola kayıyor!

Her ne kadar ak sakallı hacı abiler ve saçına ak düşmüş hacı anneler kabul etmiyor olsalar bile, Türkiye'de tarihi bir değişim süreci yaşanıyor. İktidarın ve ittifakın kalesi Bursa; önce genel seçimlerde akabinde yerel seçimlerde sol merkezli ittifakların adaylarına teslim edileceğe benziyor. Bursa'da ki çoğu yerel yönetimde şimdiden olası durumlara karşı hareketlilik başlamış durumda. Sayıştaş raporlarını bahane ederek kabarık ve huncarha dağıtılmış bütçelerini yeniden şekillendiren AK Belediyeler, Ramazan ayını genel itibariyle seçmeni olan vatandaştan uzak bir şekilde Balkan gezileri ile geçirdi.

Elbette Nilüfer Belediyesi'nin yaptığı onca hizmeti vatandaşa anlatamayan basın ve halkla ilişkiler yönetimsizliği de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in önündeki en büyük eksiklik. Ve beraberinde Bursa'da hali hazırda enkaz olan Mudanya Belediyesi ile Bursa'dan kopan Gemlik Belediyesi'ni hesaba katmıyorum bile.

Vatandaş, tamamen değişim merkezli bir yönelim içerisinde. Son 3 yıl içerisinde hem esnafın hemde iş dünyasının yaşadığı kayıpları Bursa'da bir kısım BTSO üyesi ile gerçekleştirilen kapalı kutu ziyaretlerle aşabileceğini zanneden Ankara; BESOB başta olmak üzere birçok noktada koltukları sol adaylara teslim etmek üzere olduğunun farkında değil. Bursa'da ki çoğu akadamik odanın başkanı değişirken, halk arasında olmayan iş dünyası ve esnaf oda başkanlarının değişmeyeceğini iddia etmek sadece kuru laf kalabalığı diyebiliriz.

Bursa'daki risk analizi genelde, yerel yönetim merkezli yapılır. Böyle bir değerlendirme içerisine girecek olursak eğer; Orhaneli, Büyükorhan, İznik ve Harmancık İYİ Parti'ye hayırlı olsun diyebiliriz. Yine; sahada sürekli terk edilen ve ürettiği emeğin karşılığını partisinden de göremeyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ında zor bir seçim süreci yaşayacağını ifade etmekte fayda var. Osmangazi'de tehlike çanları uzun zamandır çalıyor. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'ın uzun yıllardır değiştirmediği ve vatandaşların telefonlarına bile çıkmayan isimler bu dönem Dündar'ı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na taşıyamazken, Millet İttifakı adayı Mustafa Bozbey'i Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na taşıyacak gibi duruyor. Elbette bu süreçlerde CHP'nin etkinliğini es geçmemek lazım. Kestel, Yenişehir, Karacabey ve Mustafakemalpaşa'da CHP'nin iktidar olacağı bir yerel süreç yaşayacağız. Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz seçmenine yok gibi davranan AK Parti'nin Bursa'dan 6 Milletvekili çıkarması, Ankara'da bile hayal olarak ifade ediliyor. CHP'nin Milletvekili sayısını 7'ye yükseltmesi beklenirken, İYİ Parti'nin en az 5 Milletvekili almasına kesin gözü ile bakılıyor. 20 Milletvekili olan Bursa'nın kalan 2 Milletvekili'nin ise; DEVA ve MHP arasında bölüşüleceği düşünülüyor. Gelecek Partisi'nin Bursa'da İl Başkanlığı düzeyinde yürütemediği başarısızlıkların Ahmet Davutoğlu'na ulusal hezimet olarak döneceği kesin diyebiliriz.

Tabi ki, bahse konu tüm hususlar kritik riskler ve olasıklıklar olarak karşımızda duruyor. Eğer AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli vatandaşa hitap eden liyakat sahibi halkı ve hakkı bilen Bakan ve Bakan yardımcılarından oluşan reform kabinesini bayram öncesi ilan eder ve akabinde halkın karşısına bu taze kan ile çıkarlarsa işler çok değişir. Lakin, kabine ve teşkilatlarda olması istenen bu reform nitelikli değişim, Kurban Bayramı'na kalırsa; önümüzdeki Kurban Bayramı'nı yeni Cumhurbaşkanı ile kutlayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.