Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Köyümüze geri dönelim

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2021 00:00

Pandemi salgını köyden kente göçü önlediği gibi tersine göçü, yani kentten köye göçü kamçılamaya başladı. Bu güzel bir olay. Ama, birde köy iken aniden mahalle olan ve köy yaşantısını sürdürmek isteyen insanlarda var. Onların dilediği de köye geri dönmek. Yani, şimdiki ismi mahalle olan köylerinin eskiden olduğu gibi köy kimliği ile anılmak.

Evet, eskilerde kalan bir şarkı var. Ferdi Tayfur dillendirmişti. “….Hadi gel köyümüze geri dönelim…Fadimenin düğününde halay çekelim…”

Köylerde yaşayan insanların hayatı tarımla, hayvancılıkla, ormancılıkla gelip geçiyor. Bazıları, köylerine kurulan işyerlerinde sigortalı olarak yaşantısını sürdürüp düzenli maaş alırken, pek çoğu tarlasını ekip biçmekle yetiniyor. Hayat sigortaları ise sadece kendileri. Hastalandıklarında bile dağda, bayırda buldukları bitkilerle kendi kendilerini tedavi ediyorlar.

Köyde doğup büyüyen ve ömrünün vadesi dolup öldüğünde bile şehir yüzü görmeyen insanlarımız yaşar bu memleketin dağlarında, bayırlarında, köylerinde. Her insan bir hayat, her hayat bir haber cinsinden pek çok olaya tanıklık ettik bizlerde Bursa’nın köylerinde yaşanılan olaylarda.

Sonra birden köyler mahalle oldular.

Eskiden sokaklarında hayvanların otlatıldığı köylerde, köye giriş ve çıkışlarında bulunan hayrat çeşmelerine bile ilgili Büyükşehirin su idaresi gelip tapa taktı. Çeşmeler kurudu. Sular faturası yok, bedeli ödenmiyor bahanesiyle kesildi. Köyler kurutuldu. 2014 yılında içinde Bursa’nın da bulunduğu 30 büyükşehrin ’Bütünşehir’ ilan edilmesiyle birlikte mahalleye dönüşen köy ve beldelerde yaşanan sorunların önüne geçmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve hazırlanan rapor sonrasında, 16 Ekim 2020 tarihinde Resmi Gazetede 5 bin 216 Sayılı Yasanın 10. Maddesine ek bir madde eklenerek mahalleye dönen köylerin yeniden eski statülerine kavuşabilmelerinin önü açıldı.

Bursa’da bazı mahalleler mahalle olmak istemediklerini ve eski köy yaşantısını geri döndüklerini ifade ederek, köy kimliklerinin geri verilmesini istediler. Çünkü, hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Eskiden köyde kendisine ev yapacak, bark yapacak insanlar, köy muhtarından izin alıp, gerekli fen ve emniyeti sağlayıp inşaat yapabiliyorlardı. Şimdi ise Belediye kapısına gidip, bin bir tane bürokratik evrakla, projesiyle uğraşmak zorundalar. Başlarına bir sürü dert aldılar. Mesela, evlerindeki suyu bedava kullanıyorlardı. Şimdi su idaresi gelip sayaç taktı. Bu işin birde vergi kısmı çıktı.

Ormandan ağaç kesip makta haklarını kullanıyorlardı. Yetiştirdikleri meyve ve sebzeleriyle elde ettikleri gelirle ilgili cüzi miktarda vergi ödüyorlardı. Şimdi Bütünşehir Kanunu ile birlikte ödedikleri vergi birden beşe çıktı.

Kısaca söz etmek gerekirse Bütünşehir kanunu köylere huzur değil dert getirdi. Tabi, bu işten sevinenler olmadı değil. Sahil köyleri, turizm merkezleri sevindi. Çünkü, onların daha önce derme çatma kendi hallerinde yaptıkları turizm ve diğer etkinlikler şimdi düzenli bir şekil aldı. Gelirler birden beşe yükseldi. Bu kez Bütünşehir Kanunu onların yüzünü güldürdü.

Uygulamada görülen aksaklıklar üzerine gerekli düzenlemeler yapıldı. Fakat, köylülerimiz bu konudan yeni haberdar oldular.

Eklenen ek maddenin kırsal mahallelerde yaşayan vatandaşlara neler kazandıracağına bakmak gerekir.

5 bin 216 sayılı Bütünşehir Kanunu’nun 10. Maddesine eklenen fıkra ile ve bu ek maddeyle birlikte kırsalda vergi indirimleri, vergi muafiyetleri, yüzde 50’ye varan indirim imkanı sunacak. Bunun yanında su faturalarıyla ilgili ciddi bir indirim söz konusu. İşyerleri için yüzde 50, haneler için yüzde 25’lik bir indirim söz konusu. Bu da özellikle hayvancılıkla uğraşan, hayvan sulama göleti olmayan yada sulama göletlerinden faydalanılamadığı dönemlerde hayvanların su ihtiyaçlarının giderilmesine de önemli bir katkı sağlayacak. Tarımsal çalışmalarla ilgili önemli katkılar sağlayacak.

Peki, mahalle statüsüne kavuşan bir köy, nasıl eski kimliğine kavuşacak?

Köylüler, bu konuda imza toplayıp ilçe belediyelerine başvurusunu yapacaklar. İmzalar, köyde seçmen sayısının en az üçte ikisi kadar olacak. Talepler oluşturulduktan sonra önce bağlı bulundukları ilçe belediyesinin meclisinde onaylanacak, ilçe belediyesinde onaylandıktan sonra da Büyükşehir belediyesinin meclisinde 90 gün içerisinde onaylanması yada bir gerekçe gösterilerek reddedilmesi gerekiyor. Burada ret olunca ümidimiz bitiyor mu hayır bitmiyor. Tekrar başvurabilirler. Bu başvuruyu yaparken şuna dikkat etmelerini öneriyoruz. Mevcutta değişimi sağlayan tekrar kırsal statüye geçen mahallelerin gerekçelerini emsallerini bir sonraki başvurularında dilekçelerinin altlarına koyabilirler.

Bu işin engeli yok. Yani, bir kez ret edildi diye ikinci başvurunun yapılmasına yasaklama gelmiyor.

En büyük sıkıntı, büyükşehir olduktan sonra köyler mahalle oldu. Mahalle olduktan sonra köy tüzel kişiliğine ait yerler, o zamanki bazı imarlı parseller belediyelere geçti ve sık sık satışları duyuyoruz. Bu satılan yerler ya bekliyor yada birleri ev yapmak için köye gidiyor. Doğal olarak köylerde bir kır kent oluşmaya başladı. Burada büyük bir sıkıntı olmaya başladığı için mahalleye dönen köyler yeniden köy olmak istiyor. Çünkü şehirli bir kişi köye gidip ev yaptığı zaman yanında tarımla, hayvancılıkla uğraşan Mehmet Amcanın hayvan gübreleri onu rahatsız ediyor, tarımsal aletleri rahatsız ediyor. Buralar mahalle statüsünde olduğu için de şikayet unsuru olabiliyor. Ve bu şikayet üzerine Belediye zabıtası veya polis gelip insanların tarım için hayvan yetiştirme için kullandıkları malzemeleri kaldırıyorlar. Üzerine birde ceza yazılıyor.

Bugün bu yaşananlar belki az bir miktarda olsa da yarın öbür gün bu yapılaşmalar arttıkça daha da fazlalaşacak. O zaman ne olacak? Köy halkı yavaş yavaş küçülmeye başlayacak. Zaten meralar, otlaklar belediyelere geçtiğinden dolayı hayvanların salınacağı alanlar daraldığından, belediyelerinde meraları sattığından dolayı köy malları bazılarına rant olmaya başladı. Hayvan sayılarını azaltan köy vatandaşlarımızı duyuyoruz ve üzülüyoruz. Hatta artık zorlanmaya başladığı için bugün emlak sitelerine baktığınızda tarla satışlarının ne kadar çok olduğunu hepimiz görüyoruz.

Olayın sadece sosyal yönü değil ekonomik yönü var. Üretmeyen, tarımı yok edilen, hayvancılığı yok edilen bir ülkede doğal ve sağlıklı beslenmeden söz etmek ne kadar doğru. Birde, pandemi ortamında köylerin değer kazanması da bu işin üzerine tuz biber ekti. Bursa’dan örnek, Misi Gümüştepe köyü eski kimliğine döndü. Cumalıkızık ile Gölyazı ise beklemede. Bu konuda, pek çok orman köyü de imza toplamaya başladı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.