Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Komşu Pandemisi

Yazının Giriş Tarihi: 22.12.2020 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.12.2020 00:01

Haftada iki günde olsa, sadece saatlerle sınırlı  kalsa da hiç yoktan yeğdir diyerek canı gönülden destekliyorum şu sokağa çıkma yasaklarını.

Faydası nedir onu kestirmek şimdilik pek mümkün değil ama olsun. Önlem önlemdir.

De;

İnsan eğer apartmanda oturuyorsa durum çok zor.

Umarım sizin yoktur ama benim böyle bir derdim var.

Yok yok; yüksek katlarda oturup toprağa yakın olmamanın verdiği romantik dertlenmeden söz etmiyorum.

Benim derdim kaşarlı tost olmak ile ilgili.

Bu arada üzerinize afiyet kaşar ben oluyorum.

Birbirleri illiyet bağı olan iki komşum var;

Biri altım da ikamet ediyor diğeri üzerimde.

Durumları tam bir güreş salavatlaması;

Allah Allah illallah/ Diyelim Maşallah/ İki yiğit çıktı meydane/ Birbirinden merdane / Dinleyin ağalar sözümü/ Pehlivanlar yer batmanla üzümü/El paçada, diz yerde/Güreşelim düz yerde/Elini tersten takar/Evini başına yıkar/Hasmın karıncaysa hor bakma/Yiğitsen meydandan çıkma /Karşıdan gelir kır at /  Kanatlan kat kat / Verelim Peygambere salavat/ Sallallahu ala Muhammed

Gerçi bunların yiğitlikle filan alakaları yok ama birbirlerinden merdane oldukları, evimi başıma yıktıkları ve sürekli salavat getirmeme neden oldukları doğru.

Ha bir de İllallah dedirttikleri…

Yukarıda ki (zaman tuttum) ortalama kırk dakikada da bir en az yarımşar saat elektrik süpürgesi ile dairenin zeminini kazırken, aşağıda ki (ona da zaman tuttum) flütle aynı parçayı aralıksız üç saat çalamıyor.

Elbette cümlenin doğrusu çalıyor olmalıydı da ama hazret hakikaten çalamıyor çaldığını zannediyor.

Bir süre sonra flütün sesi kavalmış gibi gelmeye başlıyor o da ayrı mesele.

Daire içi kavgaları ve küfürleşmeleri ise vaka-i adiyeden aynen günde 38 kez birbirlerine asansörle gidip gelmeleri gibi.(abarttığımı düşünüp inanmayan varsa pandemiden sonra bize gelsin ama  yatıya da kalsın)

Arada sıra da daireler arası turnuvalarda düzenleyip merdiven boşluğunda birbirlerine dümdüz gitmeleri de vaki bu arada.

Bazen de biri diğerinin kafasını gözünü yarıp hastanelik ediyor ama o zaman polis olaya müdahil olduğu için olay büyümeden önlenebiliyor.

Sorun bunların apartmanda oturabilmeleri.

Eğer toplu yaşama katılım  sertifikası diye bir şey olsaydı öldür allah alamazlardı o belgeyi de, ama yok işte…

Bakın şimdi aklıma geldi;

Acaba böyle bir sertifika düzenlenip te apartmanda yaşamak için belli insanlık standartları getirilse ve ancak bu sertifikayı alanlar apartmanlarda ikamet hakkını elde etseler nasıl olurdu?

Amaaan benimki de laf işte; velevki oldu bu seferde rüşvetle müşvetle satılırdı o belge olan yine bize olurdu.

Bu yazıyı da flüt ve elektrik süpürgesinin  fonunda yazıyorum; saat 02.20

Hani derler ya ev alma komşu al diye;ev almanın zaten kaderimde yazdığına bile inanmıyorum da en azından şu komşuların birini almasaydım ne iyi olurdu diye de düşünmüyorum değil.

Almak lafın gelişi tabi…

Bunlar Pazar da demeti üç kuruştan  satılsalar alınmazlar.

Eee birader bize niye ağlıyorsun ara birilerini şikayet et di mi?

Di diil işte.

Her ikisinin de ellerinde kapı gibi imzalı kaşeli resmi raporları var.

Üzerlerinde boşu boşuna şikayet filan etmeyin bi işe yaramaz yazıyor.

Ruh ve Sinir babından torpilliler yani.

Şimdi siz üzerinize daral gelmiş oflaya puflaya sokağa çıkma yasağının bitmesini bekliyorsunuz ya

Şükredin halinize;

Ya bir de komşu pandemisine maruz kalsaydınız n’pardınız maazallah?

Beterin beteri var dostlar;

İnsanı kaşar da yapar, koyun da.

Aman pandemiye bağlayıp tüm apartmana bulaşmasınlar da…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.