Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kodlu hayat!

Yazının Giriş Tarihi: 15.12.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.12.2020 00:00

İçimiz dışımız kod oldu. Kare kod, HES kodu, adres kodu, posta kodu, derken hayatımızın büyük bir bölümü kod numaralarını almak ve ezberlemekle geçiyor.

Halk arasında bir söylem var. “Yabancılar bize korona aşısı yaparken vücudumuza cip takacaklar, bizi takip edecekler” diye konuşuyorlar.

Sonra, “Amerika uzaya uydu göndermiş, hepimizi takibe aldı. Bizi …yaparken bile izliyorlar…”

Sonra, “özel konumalar yaparken cep telefonlarını kapatın. Kapalı olsa bile yanınızda bulundurmayın, konuştuklarımızın hepsini kayıt ediyorlar…”

Sonra, “arabanızdaki teyp ve uydu alıcılı, kameralı cihazlardan Rusya bizi fişliyor...”

Bu konuda inanılması güç pek çok olay ve ifadelerle günümüzü geçiriyoruz.

Bazı söylemlerin gerçekle ilgisi var. Mesela, uydu ile cep telefonu arasındaki bağlantılar doğru olabilir. Telefonun konum özelliğini açık tutarsanız, attığınız her adım hesaba katılıp kayıt altına alınıyor. Yurt içi ve yurt dışı gezileriniz adım adım izlenip kayıt altına alınıyor.

Ülkemizde son 5 yıldır sürekli kullanılan TC numarası ile kodlu sistem internet ortamında, bankadaki paranızdan, aile hayatınıza, adliyede hakkınızda bulunan davalara, sizin sosyal konumunuza kadar her konuda bu erişime izin verilenler ulaşabiliyorlar. Tabi, bu bilgilerin amaç dışı kullanılması, istismar edilmesiyle ilgili şikayetlerde var. Faydalı olan yanları da var. Sıkıntılı olan durumları da var.

Şimdi, son günlerde Koronavirüs Covid-19 salgını nedeniyle ülkemizde kullanılmaya başlanılan HES kodu. Açıklaması ise Hayat Eve Sığar. Bu KOD sayesinde sağlık sistemindeki hastalıklar, Covid-19 ‘a yakalanıp yakalanmadığımız, herhangi bir bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadığımız kontrol ediliyor.  

Artık, attığımız her adım, izleme altında diyebiliyoruz. Bu izlenmenin faydalı yönleri, zararlı yönlerinden çok fazla olduğu için insanlarımız uygulamalara mecburen rıza gösteriyorlar.

Gelelim, son günlerde yeni icat edilen uygulamaya Posta Kodu uygulaması. Posta kodları, eskiden ilçe ve mahalle bazlarında düzenlenmiş ve gönderilerin daha hızlı adresine ulaştırılması için bilgisayar sisteminde, kent belleği oluşturulan bir uygulama idi. Ülkemizde de yaklaşık 20 yıldır aralıksız uygulanıyor.

Bu yeni icat edilen Posta Kodu ise kişiye özel muamele için geliştirilmiş.

Yani, herhangi bir kamu dairesini gidip, dilekçe vermek istediğimizde veya kamu dairesinde işlem yaptırmak istediğimizden bizden posta kodumuz sorulacakmış. Bu koda göre, ikamet adresimiz ve verdiğimiz bilgiler kontrol edilip, doğru ise işlem yapılacakmış. Yoksa, adres bilgilerini güncellemediğimiz için kişi başına bilmem kaç TL para cezası. Birde, Kimlik Bildirme Kanunu’na muhalefet iddiasıyla hakkımızda Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulacakmış.

Yine, kargo şirketleri bu koda göre işlem yapacaklarmış. Keza, sigorta şirketleri de öyle. Deprem sigortası yaptırmak istediğimizde, eğer ikamet adresimiz güncel değil ise buradan bizleri takip edip yakalayacaklar ve gerekli kanuni işlemleri yapacaklarmış.

Yani, devlet kısaca, bazı apartmanlarda, sitelerde ikamet edipte kimlik bildirme bilgilerini Nüfus Müdürlüğüne bildirmeyen, site yönetimleri ve apartman yönetimlerine vermeyenleri böylece tespit edecek. Bu bazı kişilerin olaya diğer cepheden baktıkları nokta.

Duruma bakıldığında, adres kirliliği ve bilgi kirliliğinin önüne geçilmesinin yanında, birde güvenlik açısından çok önemli bir uygulama bu işlem. Çünkü, bazı sitelerde ikamet edenler, ikamet adreslerini bildirmiyorlar. Site yönetimleri ve muhtarlar dahil bu konuda yaptırım yetkileri yok. Öyle sanıyorum ki, bazı kamu görevlileri de “şimdi iş çıkarmayın!” düşüncesiyle bu konularla ilgili kendilerine yapılan şikayetleri pek dikkate almıyorlar. Kanun var ama, uygulamada sıkıntılar mevcut. Bazen, konu komşumuzun kim olduğunu bile bilemiyoruz….

Gelelim, hayatın gerçek yüzüne.

Salgın nedeniyle hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması var. Akşamları da sokağa çıkma kısıtlaması var. Hafta sonu bitince, İçişleri Bakanlığı yaşanılan sokak ihlalleriyle ilgili bilgileri paylaştı.

“7 Aralık Pazartesi gününden itibaren hafta içi saat 21.00 ila 05.00 saatleri arasında, hafta sonu 11 Aralık Cuma akşamı saat 21.00'den 14 Aralık Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sokağa çıkma kısıtlamasına uymayan toplam 39 bin 146 kişi belirlendi. Bu kişilerle ilgili 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve TCK'nın ilgili maddeleri kapsamında adli ya da idari işlem yapılmıştır. Koronavirüsle mücadelede alınan tedbirler, yapılan sıkı denetimler, rakamlara olumlu yansımaya başlamıştır. Ancak, virüs ile mücadele henüz bitmiş değildir. Rehavete kapılmadan, temizlik, maske ve mesafe başta olmak üzere diğer kurallara uymayı sürdürmeliyiz. Aziz milletimize; tüm bu süreçte göstermiş olduğu sabır, fedakârlık ve anlayıştan dolayı teşekkür ediyoruz."

Evet, hafta sonu kısıtlamalarıyla ilgili tablo, her akşam açıklanan Covid tablosuna yansımaya başladı. Hastalık belirlenenler ile vefat edenlerin sayısında azalma görülüyor. Yine de yasakları takmayan, sokağa çıkan, insan, çevre ve halk sağlığını tehdit edenler var. Bunların konuşmaları ise, “bu hastalık, insanlara hafta sonu gelip, hafta içinde gelmiyor mu?” diye oluyor.

Ne diyeyim, bazen diplomalı, cahil cüheyla ile uğraşmak, onlara laf ve meram anlatmak gerçekten zor. Başına ve yakınlarına bu meret musallat olduğunda durumun ciddiyetini anlıyorlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.