Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Koca Yürekli Şehir ; AKÇAKOCA

Yazının Giriş Tarihi: 03.02.2020 12:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.02.2020 12:25

Yüzyıllardır Karadeniz’in ardından büyüyen, tarihe şahitlik etmiş, yağmurun en sevdiği sahilleriyle ahşap mimarisiyle ve yemyeşil doğasıyla mutlulukların hiç eksik olmadığı asude şehir Akçakoca.

Karadeniz’in batısında yer alan ve bağlı olduğu Düzce şehrine 55 kilometre uzaklıkta olan Akçakoca adeta saklı bir cennet. Karadeniz iklim kuşağında olması yağmurları hiç eksik etmiyor. Toprağa düşen her damla yemyeşil bir mucizeye dönüşüyor. Akarsuları, şelale ve kanyonlarıyla doğal bir huzur sunan bu ilçede köyleriyle birlikte 40.000 kişi yaşıyor. Fakat bu tertemiz havayı her yıl yüzbinlerce insan içine çekiyor. Akçakoca’da halk balıkçılık, turizm ve tabi ki de fındıkla geçimini sağlıyor. Fındığın ayrı bir yeri var bu topraklarda hemen hemen her yerde fındık bahçelerini görmek mümkün. Yeşil ve mavinin bu eşsiz buluşmasında huzurlu bir hayatı var Akçakocalıların. Evlerinin bir penceresinden yeşil ormanı, diğerinden Karadeniz’in mavisini selamlıyorlar her sabah.

Kentin en eski yerleşim yerlerinden biri Yukarı Mahalle, burası yaşlı ve ahşap evleriyle donatılı geniş sokaklarından Karadeniz’in güzel türkülerini fısıldıyor kulaklarınıza. Her yerden fışkıran mor sümbüllerin kokusu sizi alıp götürüyor başka bir boyuta. Bu güzel evlerin bazıları kendi kaderlerine terk edilmiş olsa da 160 ev koruma altına alınmış. 200 yıllık geçmişe sahip evlerin dar pencereleri sizleri selamlıyor.

Şehir merkezine doğru duyduğunuz ezan sesi sizi farklı bir yere çekiyor. Türk ve modern mimarinin eseri Merkez Camii bu tarzda yapılmış tek cami özelliğini taşıyor. 2004 yılında ibadete açılmış caminin inşaatı 15 yıl sürmüş. Selçuklu kıl çadırından esinlenerek yapılan caminin en büyük özelliği klasik tek kubbe yerine sekizgen köşeler üzerine oturtulan “otağ” şeklindeki çatısı. 31 metre yüksekliğinde adeta bir miğferi andıran kubbeye, 51 metre yüksekliğinde iki minare eşlik ediyor.  

Tüm bu güzelliklerinin yanında Akçakoca köklü bir tarihe sahip. Doğası, denizi ve bereketli topraklarıyla bir çok medeniyetin kuşatma planları yaptığı bu şehrin tarihi milattan önce 1200 yıllarına kadar uzanıyor. Bilinen en eski sahipleri ise Trakya’dan Anadolu’ya geçen Traklar. Sonrasında Romalılar ve Bizanslıların hüküm sürdüğü kentte,  13. Yüzyılda Cenevizliler yerleşmiş. Cenevizliler birçok eser bırakmış bu topraklarda günümüze kadar ayakta kalanlardan biriyse Ceneviz Kalesi. Şehre 3 kilometre uzaklıkta bulunan kalenin ayakta kalan bölümleri hala o günlerde ki ihtişamını sergiliyor. Kalenin yanı başında uzanan Ceneviz Plajı Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından Karadeniz’in tek mavi bayraklı plajı olarak ödüllendirilmiş.

Karadeniz’in azgın dalgalarından saklanan bir başka yerde güçlü ve sabırlı bir mendireğin koruduğu Akçakoca limanı. Burası balıkçıların teknelerine bakım yaptıkları, yorgunluk sonrası demli çaylarını keyifle yudumladıkları küçük bir liman. Bu güzel limana gelirseniz balıkçıları selamladıktan sonra mendirekte Karadeniz’in kalbine doğru bir tur atmadan geri dönmeyin.

Artık doğanın kalbine doğru yol almanı zamanı geldi. Merkezden yaklaşık 11 kilometre ilerlediğinizde kulağınıza çağlayan suyun sesi gelmeye başlar. Yoldan yaklaşık 700 metre yürüyerek ulaşacağınız Aktaş şelalesi mavi ve yeşilin eşsiz buluşmasıyla ortaya çıkan bir doğa harikası. Bu su her mevsim buz gibi akıyor. 50 metre yüksekten düşen suyun sesi ve etrafını saran yeşillikler arasında trekking, Foto-Safari gibi doğa sporları için oldukça uygun. Profesyonel ekipmanlarınız varsa daha zorlu bir parkuru geçerek Kurugöl kanyonuna da ulaşabilirsiniz.

Akçakoca’nın bir başka hazinesi ise merkezden 8 kilometre uzaklıkta bulunan Fakıllı mağarası. Sadece 350 metrelik bölümü ziyaretçilere açık olan mağarada sarkıt ve dikitler doğal bir tablo oluşturuyor. Kaygan zeminine ve dondurucu havasına rağmen bu havanın astım hastalarına şifa getirdiğine inanılıyor. Örümceklerin ev sahipliği yaptığı bu mağara gizemli ve korkutucu olsa da uzun zaman unutamayacağınız bir yer.

Akçakoca gezinizde mutlaka Melenağzı köyüne de uğrayın, Melen çayının Karadeniz’le buluştuğu bu doğal liman da gün batımı seyretmekse ayrı bir keyif. Burası Karadeniz ikliminin tüm güzelliklerinin olduğu küçük ama tarihide eski bir köy. Köyde hemen gözünüze çarpan ahşap minareli cami 1849 yılında padişah Abdülmecit tarafından Gürcü bir mimara yaptırılmış. Hiç çivi kullanılmadan “çandı” tekniği ile yapılan aşabın birbirine geçmesiyle yapılmış. Alt katı yığma taş üst katı ise ahşaptan yapılan cami o dönem Cuma namazları için toplanan halk tarafından Cuma Camii olarak isimlendirilmiş. Yeşillikler arasından yıllara meydan okuyan bu camiyi ziyaret ettiğinizde içinizi saran huzuru unutamayacaksınız.

Seyrine doyamadığınız manzaraları ve Karadeniz’in muhteşem iklimini geride bırakıp betonarme yapılarla kaplı şehrimize geri dönüyoruz.

Doğaya olan özleminizi bastırmak için koca yürekli şehir Akçakoca sizleri bekliyor.

   

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.