Ramazan ayının mübarek havası sonrasında ağzımızı tatlandıran, gönüllerimizi neşelendiren Ramazan Bayramı ile keyiflendik. Dost ve akraba ziyaretleri ışığında bizlerde herkes gibi yollara düştük. Elbette bayram buluşmalarının ana gündeminde ekonomi ile beraber yerel ve ulusal siyaset konuştuk; çaylarımızı yudumlayıp, tatlılarımızı yerken.
Çanakkale'de yorgun bir halk görmek genel itibariyle alışkın olduğum bir durum. Sonuçta ağırlıklı çiftçi ve emekli kenti olan Çanakkale, aynı zamanda pek fazla sesi çıkmayan ve beraberinde öteye beriye karışmayan güzel insanların şehri. Çanakkale'nin Çan ilçesinde bir akraba ziyaretinde sessiz sedasız birazda derdini ortaya dökmek isteyen bir bey abimiz ile tanışma fırsatı buldum. 64 yaşında olan tornacı saffet abi; "ben çocuklarımı üstüm başım yağ içerisinde 40 yıllık alınterim ile büyüttüm" derken, ülkenin geldiği sürece dair hüznünü gözlerinden okumak mümkündü.
***
Benim sohbetlerimi bilen bilir, genelde karşı taraf ne düşünüyorsa onun aksi konuşur ve tartışma süreci ile birlikte sert başlangıçlı keyifli bir sohbet yaparım. Benim keyif aldığım bu sohbetler genelde karşı tarafın tansiyonunun çok yükseldiği, bana hakarete varacak hatta beni dövmeleri noktasına gelecek kadar üst perdeden gider bazen. Ancak bazı sohbetler tornacı saffet abi ile olan sohbetimiz gibi çok zor başlar ve her şeyin ötesinde başlayınca da kolay bitmez. Bayramın birinci günü de benzer bir sohbet gerçekleştirdik Çanakkale'nin gelecek vaat eden ilçesi Çan'da.
Çan Kaymakamı Nizipli Mustafa Gürdal, değer verdiğim ilçeye değer katan devletini ve milletini seven bir bürokrat. Sakin ve samimi duruşu ile gönüllere taht kuran Kaymakam Mustafa Gürdal, herkes tarafından sevilen bir isim. Bu sebeple mesai saatlerinde Çan'da olursam eğer mutlaka ziyaret ederek sohbetine dahil olurum. Şuan ilçeye önemli yatırımlar getirilmesi için emek harcıyor. Sağ olsunlar AK Parti Çanakkale Milletvekilleri Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu'da siyasetçi olarak Ankara'dan şehre önemli kazanımlar üretiyorlar. Elbette burada AK Parti'nin Genel Sekreteri Çanakkale'nin değeri Fatih Şahin'in emeklerini de belirtmekte fayda var…
***
Çan'da bayram sohbetinde tanıştığım tornacı saffet usta; üç evlat yetiştirmiş ülkesini, kendinden ve ailesinden üstün tutan değerli insanlarımızdan. Bir çocuğu mühendis olan saffet abinin, üç çocuğu da maşallah birbirinden değerli. Klasik siyasetin konuşulduğu ortamda tüm sabrı ve sessizliği ile oturan tornacı saffet ustayı; "anlaşılan o ki, AK Parti'nin hataları nedeniyle halk bu sefer sandıktan CHP'yi birinci parti, İYİ Parti’yi ikinci, AK Parti'yi üçüncü, DEVA'yı dördüncü ve MHP'yi beşinci parti çıkaracak" sözlerim ateşledi. Her ne kadar ifade etmese bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sevdiği sözlerinden belli olan tornacı saffet abi; "ben 64 yaşındayım bu gözler neler gördü, neler. O dediklerinin ülkeyi yönettiği zamanları da gördük. Bugün her şeyimiz var çok şükür. Ne yapsın adamlar, kolay mı? Rusya ile Ukrayna birbirine girmiş. Salgın hastalık diye dünya 2 yıldır kapalı. Yok Suriye, yok Afganistan derken her yer savaş. Ne yapsınlar? Her şeyimiz var, daha ne istiyor bu insanlar? Biz; yağ kuyruklarında, hastane kuyruklarında evlat büyüttük. Doktor yok, araba yok, paran olsa bile ilaç yoktu" diyerek mevcut dışındakilerin hayal sattığını ifade ediyor. Tabi ki mevcut siyasetin hem yerel hemde ulusal bazda hatalarını, torpille adam yerleştirmeleri, liyakat sahibi olmayan insanların işe yerleştirilmesi gibi hepimizin bildiği alışılagelmiş gerçekleri de ifade ederek.
Görüyoruz ki; vatandaşın genelinin düşünceleri tornacı saffet abi gibi ve haksız değiller. Lakin öte taraftan ülkenin geldiği belirsizlik süreci de hoş değil. İlk oyumuzu verdiğimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da adeta Külliye'ye hapis edilmesinden hiçbirimiz hoşnut değiliz! Bakan olarak devleti yöneten isimlerin FETÖ terör örgütü lideri ile olan pozları ve halk nezdinde bilinen bağlantılarından memnun değiliz! Adaletin olmamasından, AK Parti siyasilerinin dindar değil de kindar yaklaşımlarından memnun değiliz! Devlete küfür edenlerin belediye bütçeleri ile güçlendirildiği, devleti sevenlerin ise; sefalete sürüklendiği süreçlerden memnun değiliz. İşte bu memnun olmayan milyonlardan biri olan tornacı saffet usta, sandığın kaderini belirleyen o tarihi sözü ile aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin görmek istemedikleri gerçeği açıkladı. Tornacı Saffet usta dedi ki; "o dediğin partilere oy verip, onlara mecbur kalacağıma bende o gün evde oturur sandığa gitmem…"
Kısaca ifade etmek gerekirse eğer; Çanakkale'de Çan da tornacı saffet sandığa gitmez ise, onların çocukları sandığa gitmez veyahut farklı partilere oy verecek sürece gelmişlerse, Türkiye’de iktidarın değişimi için beklenen tek şey sandık demektir. Ve halkı bu duruma getiren iktidar olduğu gibi gönülleri alacak tek isimde yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Lakin halk bunca gönül kırıklığı sonrasında yeniden bu yola revan olur mu? İşte bu sorunun cevabı başlıkta gizli. Ankara'da ve kendi şehirlerinde göbek büyüten siyasetçi abiler ve ablalar biraz sokağa inse fena olmaz! Ancak demedi demeyin, halk sizi bir kaşık suda boğmaya hazır. Yani heybenize, fazlaca sabır ve hoşgörü alın. Vatandaş çok yaralı çok.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ömer KÜÇÜKKAYA
Kim haklı? Kim haksız!
Ramazan ayının mübarek havası sonrasında ağzımızı tatlandıran, gönüllerimizi neşelendiren Ramazan Bayramı ile keyiflendik. Dost ve akraba ziyaretleri ışığında bizlerde herkes gibi yollara düştük. Elbette bayram buluşmalarının ana gündeminde ekonomi ile beraber yerel ve ulusal siyaset konuştuk; çaylarımızı yudumlayıp, tatlılarımızı yerken.
Çanakkale'de yorgun bir halk görmek genel itibariyle alışkın olduğum bir durum. Sonuçta ağırlıklı çiftçi ve emekli kenti olan Çanakkale, aynı zamanda pek fazla sesi çıkmayan ve beraberinde öteye beriye karışmayan güzel insanların şehri. Çanakkale'nin Çan ilçesinde bir akraba ziyaretinde sessiz sedasız birazda derdini ortaya dökmek isteyen bir bey abimiz ile tanışma fırsatı buldum. 64 yaşında olan tornacı saffet abi; "ben çocuklarımı üstüm başım yağ içerisinde 40 yıllık alınterim ile büyüttüm" derken, ülkenin geldiği sürece dair hüznünü gözlerinden okumak mümkündü.
***
Benim sohbetlerimi bilen bilir, genelde karşı taraf ne düşünüyorsa onun aksi konuşur ve tartışma süreci ile birlikte sert başlangıçlı keyifli bir sohbet yaparım. Benim keyif aldığım bu sohbetler genelde karşı tarafın tansiyonunun çok yükseldiği, bana hakarete varacak hatta beni dövmeleri noktasına gelecek kadar üst perdeden gider bazen. Ancak bazı sohbetler tornacı saffet abi ile olan sohbetimiz gibi çok zor başlar ve her şeyin ötesinde başlayınca da kolay bitmez. Bayramın birinci günü de benzer bir sohbet gerçekleştirdik Çanakkale'nin gelecek vaat eden ilçesi Çan'da.
Çan Kaymakamı Nizipli Mustafa Gürdal, değer verdiğim ilçeye değer katan devletini ve milletini seven bir bürokrat. Sakin ve samimi duruşu ile gönüllere taht kuran Kaymakam Mustafa Gürdal, herkes tarafından sevilen bir isim. Bu sebeple mesai saatlerinde Çan'da olursam eğer mutlaka ziyaret ederek sohbetine dahil olurum. Şuan ilçeye önemli yatırımlar getirilmesi için emek harcıyor. Sağ olsunlar AK Parti Çanakkale Milletvekilleri Bülent Turan ve Jülide İskenderoğlu'da siyasetçi olarak Ankara'dan şehre önemli kazanımlar üretiyorlar. Elbette burada AK Parti'nin Genel Sekreteri Çanakkale'nin değeri Fatih Şahin'in emeklerini de belirtmekte fayda var…
***
Çan'da bayram sohbetinde tanıştığım tornacı saffet usta; üç evlat yetiştirmiş ülkesini, kendinden ve ailesinden üstün tutan değerli insanlarımızdan. Bir çocuğu mühendis olan saffet abinin, üç çocuğu da maşallah birbirinden değerli. Klasik siyasetin konuşulduğu ortamda tüm sabrı ve sessizliği ile oturan tornacı saffet ustayı; "anlaşılan o ki, AK Parti'nin hataları nedeniyle halk bu sefer sandıktan CHP'yi birinci parti, İYİ Parti’yi ikinci, AK Parti'yi üçüncü, DEVA'yı dördüncü ve MHP'yi beşinci parti çıkaracak" sözlerim ateşledi. Her ne kadar ifade etmese bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sevdiği sözlerinden belli olan tornacı saffet abi; "ben 64 yaşındayım bu gözler neler gördü, neler. O dediklerinin ülkeyi yönettiği zamanları da gördük. Bugün her şeyimiz var çok şükür. Ne yapsın adamlar, kolay mı? Rusya ile Ukrayna birbirine girmiş. Salgın hastalık diye dünya 2 yıldır kapalı. Yok Suriye, yok Afganistan derken her yer savaş. Ne yapsınlar? Her şeyimiz var, daha ne istiyor bu insanlar? Biz; yağ kuyruklarında, hastane kuyruklarında evlat büyüttük. Doktor yok, araba yok, paran olsa bile ilaç yoktu" diyerek mevcut dışındakilerin hayal sattığını ifade ediyor. Tabi ki mevcut siyasetin hem yerel hemde ulusal bazda hatalarını, torpille adam yerleştirmeleri, liyakat sahibi olmayan insanların işe yerleştirilmesi gibi hepimizin bildiği alışılagelmiş gerçekleri de ifade ederek.
Görüyoruz ki; vatandaşın genelinin düşünceleri tornacı saffet abi gibi ve haksız değiller. Lakin öte taraftan ülkenin geldiği belirsizlik süreci de hoş değil. İlk oyumuzu verdiğimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da adeta Külliye'ye hapis edilmesinden hiçbirimiz hoşnut değiliz! Bakan olarak devleti yöneten isimlerin FETÖ terör örgütü lideri ile olan pozları ve halk nezdinde bilinen bağlantılarından memnun değiliz! Adaletin olmamasından, AK Parti siyasilerinin dindar değil de kindar yaklaşımlarından memnun değiliz! Devlete küfür edenlerin belediye bütçeleri ile güçlendirildiği, devleti sevenlerin ise; sefalete sürüklendiği süreçlerden memnun değiliz. İşte bu memnun olmayan milyonlardan biri olan tornacı saffet usta, sandığın kaderini belirleyen o tarihi sözü ile aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin görmek istemedikleri gerçeği açıkladı. Tornacı Saffet usta dedi ki; "o dediğin partilere oy verip, onlara mecbur kalacağıma bende o gün evde oturur sandığa gitmem…"
Kısaca ifade etmek gerekirse eğer; Çanakkale'de Çan da tornacı saffet sandığa gitmez ise, onların çocukları sandığa gitmez veyahut farklı partilere oy verecek sürece gelmişlerse, Türkiye’de iktidarın değişimi için beklenen tek şey sandık demektir. Ve halkı bu duruma getiren iktidar olduğu gibi gönülleri alacak tek isimde yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Lakin halk bunca gönül kırıklığı sonrasında yeniden bu yola revan olur mu? İşte bu sorunun cevabı başlıkta gizli. Ankara'da ve kendi şehirlerinde göbek büyüten siyasetçi abiler ve ablalar biraz sokağa inse fena olmaz! Ancak demedi demeyin, halk sizi bir kaşık suda boğmaya hazır. Yani heybenize, fazlaca sabır ve hoşgörü alın. Vatandaş çok yaralı çok.