Sezonun ilk 9 haftalık sürecinde ligin en çok gol atan ve de en çok gol yiyen iki takımdan biri olarak titrek bir seyir izleyen Bursaspor sevenlerine adeta dokuz doğurttu...

Kökleri yarım asrı aşkın bir süreye dayanan ulu çınar Yeşil Beyazlı armada sokaktaki çocuğun bile bildiği epeydir bataktaydı ve üzerine bir de küresel pandemi yıkıldı!

Bursaspor’un başkentte teklediği geride kalan haftada 2 karşılaşma Corona engeline takılırken, 7 maçtan 5’i beraberlik ile tamamlanınca takımlar klasmanda yerinde saydı...

Zaten çok tuhaf bir lig yaşıyoruz. 3-5 hafta puan kaybeden takımlar bile zirvenin içinde. Mesela; son üç maçında hiç gülemeyen Keçiören, ya da üst üste iki haftayı tekleyerek geçiren Samsunspor hâlâ tepede.

Galiba bu ligi, kayıp puanlar ligi olarak yaşayacağız. En az kaybeden de bu işten kazançlı çıkacak.

Şu da bir gerçek; bu ligde baskın takım yok.

Maç kazanmanın üç yolu vardır:

Ya daha kaliteli olacaksın...

Ya daha çok isteyip koparacaksın...

Ya da daha şanslı olacaksın...

Kaliteli olursan genelde kazanırsın.

Şanslı olursan arada sırada kazanırsın.

Terini son damlasına kadar sahaya boca edip mücadeleci olursan kaybettiğinde bile kazanırsın.

Bırakalım omurgasını, iskeleti A’dan Z’ye mutasyona uğramış, hal böyle olunca da hocası her maçta rotasyona başvurmak zorunda kalan bir takımdan söz ediyoruz.

Bu takım bundan biraz daha fazlasını yapar ama performansını fersah fersah aşamaz.

9 haftası geride kalan maratonun bundan sonraki etaplarında Bursaspor’dan farklı bir futbol beklememek gerek.

Önemli olan bir teknik direktörün asli görevi doğru gözlem yapıp doğru mesaj çıkartıp arızalara doğru teşhisi koyabilmesi...

Çünkü Burak Kapacak, Ali Akman, İsmail Çokçalış, Emirhan Aydoğan, Batuhan Kör gibi gençler üstüne koyarak ilerlerlerse bu takıma katkı sağlarlar.

Maçın başından sonuna kadar iyi oynayan takımlar kazanır. Parçalı bulutlu oynayıp kazanmak çok zor...                       

Bursaspor, bu zorluğu yaşadığı için bugünlere geldi.

Hedef takımıysan, oyunu yönlendiren sen olacaksın. Rakip seni karşılayacak.

Bu takım her maçta gol bulur ama her maçta da gol yer.                                                            

İşte dediğim arıza orada...

Zirve şimdilik uzak duruyor Timsah’a... Peki; kendini yukarı fırlatabilir mi? Klasmandaki tabloya ve de rakiplere bakıldığında mümkün gibi...

Ne var ki; bu kadar hatalı gol yiyen bir takımın oraları yakalaması nasıl olur, işte onu kestirmek mümkün değil.