Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kayıp bir 50. yıl

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2014 12:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2014 12:46

Değerli Bursa Haber okurları, bugünden itibaren her pazar, elimden geldiği, dilimin döndüğü, kalemimin ve imkanların el verdiği ölçüde farklı konulardaki görüşlerimi aktaracağım bu köşedeki ilk yazımı sizlerle paylaşıyorum...

Bursa’nın en önemli markası ve değeri şüphesiz ki bu kenti Süper Lig’de temsil eden tek takım olan Bursaspor’dur. Yıllarca orta sıra takımı görüntüsünden çıkamayan ve saman alevi gibi parlayan geçici başarılarla avunan bizler, lig şampiyonluğu yaşadığımız 2009 – 2010 sezonundan beri sahada savaşan ve her yıl Avrupa’da ülkemizi temsil eden bir takıma sahip olmuştuk. Bursaspor sevdalıları, artık beşinci büyük olmanın gururuyla dolaşıyor, her ne kadar Şampiyonlar Ligi ve UEFA maceraları beklendiği gibi son bulmasa da gelecek sezonlarda tecrübenin de yardımıyla başarının yakalanacağına inanıyordu.

Maalesef gelişmeler ise, beklentiler yönünde olmadı. İbrahim Yazıcı yönetimi ve Ertuğrul Sağlam’ın başrolde olduğu şampiyonluk sezonu sonrası kulüp doğru yönetilmedi. Takımın beşinci şampiyon apoletiyle ve artan gelirleriyle daha da büyümesi gerekirken, yapılan yanlışlar, ne idüğü belirsiz isimlere akıtılan milyon dolarlar ile kaynaklar hep israf edildi. Ertuğrul Sağlam’ın neredeyse ligin en çok ücret alan hocası konumunda olduğu astronomik maaşını ise hatırlatmaya gerek yok sanırım.

Rahmetli İbrahim Yazıcı yönetiminin son yılları da dahil olmak üzere takım daha da geriye gidiyor, kadro kalitesi düşüyor, takımdan gidenlerin yerine büyük umutlarla transfer edilen isimler gidenlere rahmet okutuyordu. Ligin onuncu sırasına kadar düşen takım, Ertuğrul Sağlam’ın gidişi ve Hikmet Karaman’ın gelişiyle yaşanan hoca değişikliği sonucu tekrar canlanıyor ve sezon sonunda yine UEFA biletini cebine koymayı başarıyordu.

Tam her şey tekrar yoluna giriyor derken İbrahim Yazıcı’nın vefatı ve sonrasında yaşanan gelişmeler bir çuval inciri berbat etti. Yeni yönetimin başarılı bir hoca olan Hikmet Karaman’ı göndermesi, kulüp yapılanmasında yanlış profesyonelleri tercih etmesi, Daum’un Bursaspor’a getirilmesi, onun da eski takıntılarını kulübe toplaması, bu futbolcuların şımartılarak kulübün sahibi havasında dolaşmaları takım içerisindeki dengeleri bozduğu gibi huzursuzluğa da yol açtı.

Bu yaşananlar sonrası Bursaspor’u sırtlayan, takımın tek starı Batalla’nın da elimizden kayışı engellenemedi. (Belki de kulübün nakit ihtiyacı yüzünden engellenmedi) Yapılan transferlerin de saç baş yoldurduğu bir sezonda, dört yıl önce şampiyon olduğumuz mayıs ayında hedefsiz ve onuncu sıralara mahkum olan bir takım hüviyetine geri döndük. Şimdi Daum ve onun prensleri yok! Belki bu ay yapılacak kongre sonrasında Erkan Körüstan ve yönetimi de olmayacak. Bursasporluların elinde ise, kötü bir kadro, kongre süreci, borç yükü artmış bir kulüp ve geleceğe ait belirsizlik kaldı. Bursaspor’un 50. Yaşını kutladığımız (Nasıl ve ne kadar kutladığımız da ayrı bir tartışma konusu) 2013 yılında ve 2014’e sarkan sezonun devamında maalesef hali pür melalimiz bu!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.