Üç ayın ardından, Süper Lig’imiz başladı nihayet. Son şampiyon Beşiktaş ile Rizespor’un gala gecesi ile biz futbol severlerin ve yorumcuların hasret günleri sona erdi. Umarım, tüm takımlar için sakatlıklardan uzak, istediklerine ulaşabilecekleri ve izleyenlere işte futbol bu dedirttirecek bir sezon olur.

Son şampiyon apoletini omuzlarında taşıyan Beşiktaş, Rizespor maçını, tempo yükseltmeden, aman aman oynamadan, rakibini ısırmadan, idare ederek kazandı. Siyah- Beyaz’lılar, geçen sene bıraktıkları yerde değiller.  Beşiktaş’lı taraftarlar sakın ola skora aldanmasınlar, bu futbol Şampiyonlar Ligi için yetmez. Rizespor, Dolmabahçe’ye çay içip, püfür püfür deniz havası almaya gelmiş. Karadeniz ekibinde, sadece kaptan Selim ve Başakşehir’den gelen sol bek Cemali, top oynamanın derdindeydi… (Cemali için ayrı bir parantez açmak istiyorum; sol kanattan bindirmeleri ile Rosier’i zor durumda bıraktı çoğu pozisyonda. Ve bu Cemali, Başakşehir’de Hasan Ali’nin yedeğiydi… ) Remy topsuz oyunda yok. Mendez ne oynadığını bilmiyor. Sabo, “ne zaman lig başladı ya!” havasında. Alper Potuk, her zaman ki gibi; bal yapmayan arı… Eğer Rizespor,  sol bek Cemali’ye ayak uydurup, hücumu düşünse, İstanbul’dan puanla dönmemeleri mucize olurdu.

Beşiktaş,  Salih Uçan’ı alarak iyi bir transfer yapmış. 27 yaşındaki merkez orta saha oyuncusunu, ister ön libero ister on numara oynat, sırıtmıyor. Kara Kartal’ın, bence, en iyi oyuncusuydu dün akşam. Geçen seneki formundan eksiği yok. Oyunun her iki yönünü iyi oynuyor. Geçişlerde, zayıf Rize karşında, hatasız oynadı. Umarım bu performansı devam eder de, Şenol Güneş’in gözüne inen perdeyi aralar.

Bir başka yeni transfer Kenan Karaman’ın bu sezon Beşiktaş’lı taraftarlara saç baş yolduracağını düşünüyorum. Gurbetçi futbolcu, bence, Beşiktaş’ın istediği yırtıcılıkta forvet değil; işçi arı gibi. Rakip defansı alıp  gezdirir, pozisyon hazırlar. Nokta forvet yerine sol açıkta daha başarılı olacak gibi gözüküyor.

Maçın hakemi Zorbay Küçük’ü tek zorlayacak pozisyon Eric Sabo’nun, gördüğü sarı kart’ın hemen akabinde, Rosier’in topsuz alanda ayağına bastığı pozisyondu. Sanırım, “İlk maçın günahı olmaz”  diyerek kırmızı kartını kullanmak istemedi. Net kırmızı kartı göstermemenin başka bir izahı olamaz çünkü… Kale arkasından esen tatlı rüzgara uyup, maçı idare(!) etti, hakem Küçük. Hakem şansı da yanındaymış ki, çok fazla itirazla da karşılaşmadı.