Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Karşı cins ilişkilerindeki gelişim evreleri

Yazının Giriş Tarihi: 26.03.2022 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.03.2022 00:02

Psikanaliz’in kurucusu olan Freud, çocuğun doğumundan, karşı cins ilişkilerine kadar olan gelişim sürecini çeşitli dönemlere ayırır:

1. Oral Dönem: Çocuğun meme emme dönemidir. Emme ve ısırma olarak ikiye ayrılır. Sütle beslenme, doyma yanı sıra, bu dönem anne ile bebek arasındaki bir sevgi bağlantısıdır. Bebek, annesinin memesini emmekten, yanağını onun göğsüne dayamaktan büyük bir haz duyar. Bu hoşnutluğu, zamanla mırıldanarak, neşeli sesler çıkararak ifade eder. Bir süre sonra dişleri çıkar… Süte doymaya başlayınca, annesinin memesini ısırır, güler, onun reaksiyonlarından hoşlanır… Anne ile bebek arasında oyun gibi bir şeyler oluşmaktadır.

2. Anal Dönem: Oral dönemden sonra Anal dönem gelir. Çocuğun tuvalete çıkmaya, büyük ihtiyacını görmeye alışma dönemidir bu… Oturağına ya da tuvalete oturtulan çocuk, düzenli bir şekilde dışarı çıkmaya alıştırılır. Bu şartlandırma ve kazandırılan alışkanlık, ilerdeki yıllar için de yararlıdır. Hiç gerekmediği halde sık sık tuvalete giden kişiler, “Ya sıkışır da tuvalet bulamazsam?” korkusuyla sokağa çıkamayanlar, kendilerini çok sıkıp tuvalete gitmeyi geciktiren ve günlerce bekleyenler, bu dönemi rahatça atlatamamış kişilerdir. Psiko-analistler, hasisliği, kekemeliği bile anal dönemin takıntıları olarak yorumlarlar. Hemen her görüşün aşırı yönleri olduğunu düşünüp, yorumları çok dağıtmamakta yarar vardır. Önemli olan, çocuğun bu dönemi zorlanmadan, telaştan ve sertlikten kaçınarak yaşayıp geçmesini sağlamaktır.

3. Erken Genital (Falik) Dönem: Erken genital dönem, çocuğun kendi cinselliğinin farkına vardığı dönemdir. Soyunup giyinirken hem saklanır, gizlenir; hem de başkaların çıplak görünmekten hoşlanır. Değişik bir duyguyu yaşamaya başlamıştır. Gizli ve heyecanlı bir oyun tadı gibi… (3-5) yaşlarında yaşanan bu dönem, evcilik oynayan çocukları giderek “doktorculuk” oyununa yöneltecektir. Çocuk, başkalarının cinselliğini de merak etmektedir. Muayene eder, iğne yapar gibi davranarak arkadaşının cinsel organını görmeye çalışır. Burada ailenin çocuğu bağırıp çağırarak suçlamaması, çıplaklığın doğal bir şey olduğu, fakat çıplak gezilmediği, öyle giyinmek gerektiği söylenerek yumuşak, olumlu konuşulması çok önemlidir. Unutmayalım ki, çok doğal olan gerçekleri çocuklara çarpıtarak anlatan, ayıp ve çirkin gösterenler biz büyükleriz. Çocuğun ruh sağlığı açısından, ayıplanan, eleştiren bir tavırdan sıyrılmak, yumuşak, açık ve sade bir dille konuşmak gerekir.

4. Oedipus-Elektra Dönemi: (5-8) yaş arasında yaşanan bu dönem, erkek çocuğun annesine, kız çocuğun ise babasına aşırı bağlı olduğu dönemdir. Anlatılması çok güç bir sevgi bağıdır bu… Sanki, sevgiliye duyulan aşk gibi bir şeydir… 6 Bu dönemin ismi, Kral Oedipus öyküsünden alınmıştır. Kaderin gizli bir oyunu ile, bilmeden, fark etmeden babasını öldürüp, annesi ile evlenen Kral Oedipus’tan… Belki de yasak aşk, yanlış aşk tarifini vurgulamak için… Küçük bir erkek çocuğa: “Büyüyünce kiminle evleneceksin?” diye sorun. Büyük olasılıkla “Annemle” diyecektir. Bu tavrın tek nedeni, bakan, büyüten, besleyen anne özelliği olsaydı, kız çocukların da bu etki altında kalmaları gerekirdi. Oysa küçük kızlar, büyük bir çoğunlukla “Babacı” dırlar. Akşam olup da kapı çalınınca, uçar gibi koşarlar babalarına doğru… Sözlüsünü, sevgilisini karşılayan bir genç kız gibi nazlı, edalı konuşur, güler, adeta şakırlar…Babaların da en büyük mutluluğudur bu… Normal bir gelişim süreci olarak, çocuk sekiz yaş dolaylarına gelince, yavaş yavaş karşı cinsten olan büyüğünden uzaklaşıp, kendi cinsinden olan büyüğüne yönelecektir. Çünkü genel bir çizgi olarak kız çocuğun ilerdeki modelinin başlangıcı anne, erkek çocuğun da baba olacaktır. Oysa, çok ileri yaşlarda bile annelerinden kopamayan oğullara ve babalarından kopamayan genç kızlara rastlanılmaktadır. İşte bu aşırı bağlılık ve bağımlılığı aslında erkek çocuğun annesi, kız çocuğun ise babası beslemektedir. Yalnız kalmamak için kopmaktan korkan ve çocuğuna sıkı sıkı sarılan bir büyük vardır perdenin gerisinde… Genç kız ya da genç erkek, babasının ya da annesinin bu sahiplenme tavrının sonuçlarını çok pahalı öder.

5. Narsistik Dönem: “Narsisisme” nergis aşkından kaynaklanıp geliştirilen bir deyimdir. Mitolojide, sudaki görüntüsüne aşık olan ve ona ulaşmak isteyen nergis çiçeğini biliyoruz. “psiko-seksüel” gelişim sürecinde, büyümekte, gelişmekte olan çocuğun kendi kendisine adeta aşık olduğu dönemdir, Narsisizm. Sık sık aynaya bakar. Kendisini giyimli ya da çıplak seyretmekten hoşlanır. Vücudunu tanımak, bedeni ile ilgili duyguları keşfetmek ona haz verir. “Narsisisme” ile “Egocemntrisme” arasında çok yakın bir benzerlik vardır. “Egocentrisme” çocuğun kendisini dünyanın merkezi gibi görmesidir. Ay, onun için doğar, güneş onun için batar sanki… Kuşlar, o uyuduğu için şeker getirirler. Sokak köpekleri, ona seslenmek için havlamaktadırlar… Baba, eve bir paketle gelmişse: “ Benim için mi babacığım? Bana getirdin; benim için aldın bunları, değil mi?” diye büyük bir inançla konuşur, çocuk… henüz sosyalleşmemiştir. Çevreye göre olan yerini tayin etmemiştir. Kendi duygu ve düşünce dünyası içinde yaşar gibidir… Narsisist kişi için de duygusal merkez ancak kendisidir. Zaman zaman değişik yaşlarda narsisistlere rastlarız. Çevrelerinden ve dünyanın gerçeklerinden kopup, kendi değerleri, kendi üstün vasıfları ve kendi iç dünyaları ile baş başa kalmış kişilerdir bunlar… Yorumları bile kendi narsistik süzgeçlerinin ürünüdür. Bu kimselerle kolay kolay diyalog kurulamaz. Kendi kendilerini sağlıksız bir merkeze oturtmuşlardır. Narsizim’deki bu ısrar ya gelişmemiş olmak, ya da herhangi bir etki ile ruhsal bir gerileme göstermektedir. Üzerinde durulması, hatta tedavi edilmesi gerekebilir. Yine de unutmamak gerekir ki, kadınlarda ve sanatçılarda Narsisizm parıltısı hemen hep vardır. Bu gerçeğe göre bir durum değerlendirmesi yapılmalıdır.

6. Plâtonik Homoseksüel Dönem: Karşı cins ilişkilerine geçmeden önce, genç çocuğun kendi cinsinden olan arkadaşına aşırı bağlı olduğu döneme bu isim verilir. İsimden de anlaşıldığı gibi, düşünce düzeyindeki bir bağlılıktır bu… Çok sevme, çok bağlanma, gibi bir şey… Karşı cins “ilişkilerinden önce bu dönemin yaşanması doğal ve gereklidir. Bu dönem, erkeğin erkekleşmeden, genç kızın ise kadınlaşmadan önce kendi cinsinden olan arkadaşından güç ve güven alma devresidir. Sosyalleşme antrenmanı yapar gibidir genç çocuk… Grup arkadaşlıkları ve karşı cins yakınlaşmaları başlayınca da, Platonik homoseksüel dönem çoktan unutulup gitmiştir. Bu dönemin homoseksüalite ile hiçbir anlam yakınlığı yoktur. Homoseksüel davranışlarda bulunma anlamına ise hiç gelmez.

7. Hetero-seksüel Dönem: Bu dönem, “Psiko-seksüel” (Cinsel-ruhsal) gelişimin gayesidir. İnsanoğlu düşünce, duygu, dil ve bedeniyle kendisini tamamlayacak olan kişinin özlemindedir. Sevginin, yaşamın, bütünleşmenin anlamı burada şekillenir. İnsan gelişiminde varılacak hedef, kadının gerçek bir kadın, erkeğin ise gerçek bir erkek olabilmesidir. Eğer anne ve babalar, çocuklarını yetiştirirken bilgi ile sevgiyi birleştirirlerse, yanlışlardan sıyrılmaya çalışırlarsa çocuğun, gencin kişiliği de aynı oranda sağlam gelişecektir. İyi ve sağlıklı yaşanmış bir çocukluk, mutlu, kararlı ve çevresine yararlı olabilecek bir yetişkini hazırlar. Bilinçli anne ve babalar, sağlıklı ve bilinçli çocukların kaynağıdırlar. Yarının sağlıklı toplumu ancak böyle bir kaynaktan güç ve hız alabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.