Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kar yağdı böyle oldu

Yazının Giriş Tarihi: 28.01.2022 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.01.2022 00:06

Ülkemizde etkisini gösteren soğuk hava ve kar yağışından Bursa’da nasibini aldı. Uludağ Sömestr  tatilinin de verdiği etki ile tıklım tıklım dolarken, kent merkezinde yolları kaplayan kar nedeniyle bir yandan eğlenceli diğer yandan da meşakatli anları yaşamak zorunda kaldık.

Kış ayları başladığında hepimiz kar yağmasını bekleriz.  Kar yağdığı zaman “işte şimdi kara kış geldi” diye konuşup, soğuk ve ayazda olanlar için dualar ederiz. Yağan karın kenti veya yaşadığımız semti, mahalleyi bembeyaz örtmesiyle sevinir, o beyaz karlara ilk kez ayak basmanın hazzını ve mutluluğunu yaşarız. Kar yağışı, pek çok insanda huzur ve güven getiriyor.

Çünkü insanlarımız çok iyi biliyorlar ki, kar yağdığı zaman tarlaya ektikleri tohumlara bereket olacak. Kar yağdığı zaman, sıcak yaz aylarında su sıkıntısı olmayacak. Kar yağdığı zaman insanlarımız, eğlencenin zevkine varacaklar. Ama şu işin, külfeti, eğlencelik tadından çok insanları olumsuz etkiliyor.

Bakın, Bursa’da alınan önlemler sayesinde pek fazla sıkıntı çekmedik. Büyükşehir geceli- gündüzlü çalıştı. İlçe belediyelerinden ve de özellikle Nilüfer Belediyesinden ise vatandaşlarımız istedikleri hizmeti alamadılar. Büyükşehir ana arterleri ve yolları açarken, Nilüfer belediyesinin ara yolları açmakta sıkıntı çıkardığı, bazen ise karın erimesini beklediğini gözlemledik üzüntü ile.

Kar yağdı böyle oldu.

Karın yağması insanları mutlu ederken diğer yandan da düşündürmeye sevk etti. Mesela, meyve ve sebze fiyatları. Pazaryerlerine gidildiğinde sera ürünü bir patlıcanın kilosunun 30-40 TL arasında olması şaşırttı insanlarımızı.

Meyve fiyatları da mevsimlik meyvelerde bile tavan yaptı. Ekonomik sıkıntılar içinde yüzen vatandaşlarımız kar yağması, yolların kapanması, seralara girilmesinde güçlük yaşanması, nakliye sistemindeki tıkanma yüzünden çarşı-Pazar fiyatlarına gelen şişirme zamlardan büyük ölçüde etkilendi.

Kar yağdı böyle oldu.

Kar yağışının en fazla tartışıldı memleket ise İstanbul oldu. Büyüklerimiz hep konuşurken Bursa’nın Heykel semtine, Türkiye’nin ise İstanbul’a kar yağmadan, kar yağması ve insanlara olan etkilerinin hissedilmesi mümkün değil. İşte, beklenen o kar İstanbul’a yağdı. Bazı bölgelerde kar kalındığı 50 ile 80 santimetrekareye kadar yükseldi. Yollar kapandı. Havayolu trafiği tamamen durdu. Şehirlerarası yolcu taşımacılığına sınırlama geldi. Vatandaşlar, yollarda per perişan oldular.

Kimi araçların yakıtları bitti. Kimileri ise gitmek mi zor, kalmak mı zor düşüncesiyle araçlarını terk etmeden yolların açılmasını bekledi. Bazıları ise, araç içinde donmaktansa en yakın otellere veya konaklama tesislerine gittiler. Buralarda ise karşılarına çıkan fahiş fiyat iddiaları ortalığı kasıp kavurdu. Soğukta, ayazda sokakta kalmış, ısınmak için yer arayan, bırakın ısınmayı sığınacak yer arayan vatandaşlara bazı işletme sahipleri veya otelcilerin yüksek fiyat uygulamaları insanları isyan noktasına kadar taşımış.

Yazık günah.

Fırsatçılık yapmak dinimize göre haram.

Ama, böylesine kar yağışlı, soğuk ve ayaz bir havada, günde insanların mağduriyetlerini daha fazla para kazanma hırsına bağlayan zihniyete kazançları haram olsun diyorum.

İnşallah tez zamanda, onlarda böylesine güç ve zor durumda kalırlar da yapılan muamelenin nasıl olduğunu anlarlar.

Neyse ki kar yağışı uzun sürmedi. Birkaç gün içinde yağışlar durdu. Karlar erimeye başladı. Bazılarının “olayları akışına bırak” düşüncesiyle yaptıkları hareketler zamanla haklı çıktı. Akışına bırakılan olaylarla yağan karlar eridi. Buzlanma ise büyük ölçüde kendiliğinden çözümlendi. Hayat normale dönmeye başladı.

Geride kalan tartışmalar ise devam ediyor.

Olayın siyasi boyutu ise yüksek dozdan devam ediyor.

İstanbul’a yağan kar ve kar temizlemesi ile vatandaşlara yönelik hizmetlerin eksikliği ve ortaya çıkan manzara sanırım bazı siyasi bedellere yol açacak. Çünkü, vatandaşlarımız gördükleri muamele ve yaşadıkları olaylar karşısında artık eskiden olduğu gibi koruma kalkanlarına inanmıyor. Hele “engelleme var” iddialarına artık görerek ve bizzat yaşayarak inanmamaya başladı.

Kör gözler hariç. Çünkü, onlar ne söylenirse hemen inanıveriyorlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.