Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kapandık!

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2021 00:00

Mart ayı başında, pandemi salgını ile ilgili olumlu verilerin gelmesiyle birlikte başlatılan kısmi normalleşme artık yok. Şimdi kapandık. Gevşeme bitti, sıkı takip başladı. Nedeni, bazı insanların kısmi normalleşmeyi tam olarak tehlikenin geçtiğini sanıp kendisini dışarı atmasıyla oluşan bulaşma hızı ve vefatların artması.

Neydik ne olduk?

Bu soruyu çok sık olarak kendime soran birisiyim. Çünkü, insan ilişkileri dahil, toplumdaki yaşantıların normal bir seviyede yürütülmesi için insanların sürekli dikkat içinde olmaları gerekiyor. “Sokaklarda,. Caddelerde salgın var” deniliyor ama, bizim insanlarımızın çoğu umursamaz tavır içindeler.

“Çarşıya, pazara, markete zorunlu olmadıkça gitmeyin, burada hastalık bulaşma riski çok fazla” diyorlar.

Bizim insanlarımız buralara gitmeyi bırakın, kapıların önünde uzun kuyruklar bile oluşturuyorlar.

“Aranızda en az bir buçuk metre sosyal mesafe olsun diyorlar.” Bizim insanlarımız, kol kola veya birbirlerine sürtünerek gezip tozuyorlar.

“Hafta sonları evde kalın, bu illetten bir an önce kurtulalım” diyorlar. Bizim insanlarımız, “hafta içinde bulaşmayan bu hastalık hafta sonunda mı bulaşıyor?” Diye sorup, alınan önlemlerle dalga geçiyorlar.

Demek ki neymiş, insanlar ara sıra kendi kendilerine neydik, ne olduk? Diye sormaları gerekiyormuş.

Tablo ortada.

Bilim insanları sürekli konuşup uyarıyorlar. Kimileri bu yapılan uyarıları masal anlatma olarak görse de sağlık kayıtları ve hastanelerdeki durum hiç de masal olmadığını ispatlıyor.

Demek ki neymiş, tehlike hala var ve ortalıkta geziyor.

Bazı kişiler her ne kadar bu konuda hassas davranmasalar bile toplumun büyük çoğunluğu bu konularda dikkatli. “Evde kalın” denildiğinde evde kalıyorlar. Bazıları ise bu durumu “Markete gitme” bahanesiyle aile olarak sokağa çıkıp hafta sonu huzur turu atar gibi gezme olarak anlıyorlar. Ki, etrafımızda bu tür insan ve aile çok.

İşte, onların yüzü suyu hürmetine bizler bugün kapandık. Kapanmak zorunda kaldık.

Hükümet, Sağlık Bakanlığı verileri, toplumdan gelen istekler ve ekonomi arasında ince bir çizgi üzerinde çok zor olan bir kararı vermek zorunda kaldı. 29 Nisan akşamı saat 19.00’da başlayıp Ramazan Bayramı sonrası 17 Mayıs pazartesi sabahı saat 05.00’a kadar devam edecek takvime göre 20 gün, gün sayımına göre ise 21 gün süreli tam kapanma kararı geldi.

Vatana, millete hayırlı olsun.

Belki bu karar bizlere hastalık ve sağlıkla ilgili unuttuklarımızı tekrar hatırlatır.

Ama, toplumun beklediği adil ve sağlıklı bir kapanma konusunda hala tartışma ortamı devam ediyor. Birincisi, esnaf kanalından gelen, “bizim işyerlerimiz kapalı, ama zincir marketler açık. Bizleri zaten bu marketler yok ediyor, şimdi de bizim kazancımız yerine onlar daha fazla kazanacaklar” görüşünü öne sürüyorlar.

İkincisi, zaten bir yıldır işyerleri kapalı olan ve pandemi nedeniyle en büyük sıkıntıyı yaşayan iş erbablarından geliyor. “Ne olacak bizim halimiz?” diye soruyorlar.

Üçüncü tartışma konusu ise hükümetin aldığı ve açıkladığı önlemlere harfiyen uyup, evlerinde kalanların, “market ve bakkal kandırmacası devam ettiği sürece bizler bu hastalıktan kurtulamayız. Marketler sadece Pazar günü değil, cumartesi günleri de kapalı olmalı. Birde denetim tam ve eksiksiz, adilane yapılmalı. Herkes kafasına göre sokakta gezmemeli. Çünkü onların bu gezmeleri sefa olurken, ceremesini cefa olarak bizler çekiyoruz. Bu toplum çekiyor. Türkiye olarak hep beraber çekiyoruz. Hastalık biteceği yerde daha çok yayılıyor ve bulaşıyor. Yazık değil mi bu hastalıkla mücadele için devletin bütçesinden yapılan bu kadar harcamaya.?” Diye soruyorlar.

Bana göre yazık. Hem de çok yazık.

Bazı insanların galiba yasaklara karşı alerjileri var. Evde kalmak, ihtiyaçlarını bu konuda hizmet edenleri arayıp, evlerine, kapılarına kadar getirmelerini sağlamak gibi pek çok imkan varken, sokaklara çıkıp gezip tozmaları buna işaret olabilir.

Tabi, bir yandan hastalıkla mücadele edilirken diğer yandan da insanların zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ve çarkların dönmesi, ekonominin gelişmesi, düzenlenmesi ve insanların para kaynaklarına kolay erişmeleri sağlanmalı.

Bunun içinde pandemi kısıtlamaları, yasaklamaları yapılırken, ekonomik çarkların işlemesi için bazı özel imtiyazlar da veriliyor. İnsanlarımız bu imtiyazları gezip tozma, istedikleri gibi at oynatma şeklinde yorumladıkları için işin cılkı çıktı denilebilir. Tabi, iş dönüp dolaşıp, denetim eksikliğine geliyor. Haber bültenleri ve TV erkanlarında denetimleri izliyoruz. Galiba, münferit olaylar. Çünkü yakalananların ve yapılan haberlerin pek çoğu denetim noktalarına gelenlerle ilgili. Normal bir mahalle arasında sokağa çıkma kısıtlamasını yok sayan insanların oluşturdukları ve evde kalan insanlarında haklı olarak tepki gösterdikleri kalabalıklar değil bunlar.

Yine de sokağa çıkma veya çıkmama konusunda bazı caydırıcı önlemleri olduğuna inanıyorum.

Ne yapalım, bizim de alın yazımız böyle imiş. Bilişim yüzyılında, çağında, eskiden alıştığımız gibi pazara, manava gidip meyve sebze almak yerine, bilgisayar ekranlarından malzemeleri görüp, klavye yoluyla sipariş vererek ihtiyaç gidermek. Daha önceleri böyle günleri yaşayacağımızı söyleseler inanmazdık.

Buna da şükür. Bizler, istediğimiz gibi gıdaya, diğer ihtiyaç malzemelerine ulaşabiliyoruz, ya bu mübarek Ramazan günü iftar açacak yemeği bulamayanlar, sahurda karnını doyuracak gıdaya erişemeyenler ne yapsınlar?

Halimize çok şükür.

Salgın ve hastalık önlemleri nedeniyle kapandık. Bayram, seyran evdeyiz. Geçen sene olduğu gibi yeni alışkanlıklar edineceğiz ve bayramı, seyranı sevdiklerimizle uzaktan telefonla veya görüntülü görüşmelerle kutlayacağız.

Çare arıyoruz, kapandık…..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.