Günümüzde teknoloji gelişti. Kaçak inşaatlarla ilgili artık zaman belirlemesi yapmak çok kolay. Google amca sayesinde internet ortamında, gelmiş ile geçmişe ait fotoğraflar çok kolay bulunuyor.

Türkiye’nin ve ülkemizdeki şehirlerin, hatta şimdi de köylerin en büyük dertleri kaçak yapılaşma. Senelerdir bu kanayan yaraya bir türlü pansuman yapılamadı. En fazla karşılaşılan kaçak inşaat türü ise son yılların moda deyimi ile villalar, malikaneler, işhanları, fabrikalar ve en azı ise gecekondu diye isimlendirebileceğimiz evler.

Kaçak inşaatı yapanlar biliniyor. Yaptıranlar biliniyor. Fakat, siyaset ağır basıyor ve kaçak inşaat ile ilgili yapılması gerekli kanuni işlemler yapılmıyor.

Bazen, birkaç tane akademik odalar, dernekler, sivil toplum kuruluşları,. Duyarlı vatandaşlarımız mahkeme yoluna gidip, kaçak inşaat, imar değişimleriyle ilgili hukuk yolunu tutuyorlar. Mahkemeler, iptal kararı veriyor ama genelde bu mahkeme kararları uygulanmıyor. Bir yerlerden fren pedalına basılıyor izlenimi veriyor. Kaçak inşaat yapmak suç. Kaçak inşaata göz yummak suç. Mahkeme kararını uygulamamak suç. Bütün bunlar birleşmesine ve gerekli yasal zeminler oluşmasına rağmen, mahkeme kararlarını uygulamadıkları iddia edilen kamu görevlileri hakkında işlem yapılmayışı ise hukuk adına ve benim şahsi düşünceme göre de üzücü.

Gerçekten üzücü.

Kaçak inşaatı önlemekle yükümlü kurum Belediyeler.

İnşaatlara ruhsat vermekle ve imar planları yapmakla yükümlü kurum yine belediyeler.

Peki, belediye yönetimleri, değişikliği iptal edilen imar planı gereğince verilen ruhsatlarla başlanılan, daha sonra da kanuna aykırı olduğu mahkemece belirlenen bu inşaatlarla ilgili, mahkeme kararlarını neden uygulamıyorlar acaba?

Peki, ya denetim?

Denetimle ilgili görev ve sorumluluk da belediyelere ait.

Belediyeler, mesela, geçtiğimiz günlerde Kamu İhale Kurulu sitesinde bir ilan gördüm. Bursa’nın Santralgaraj semtinde, daha eskiden akaryakıt istasyonu olan ve yolda kaldığı için kaldırılan alana, birisi gelmiş AVM gibi işyeri yapmış. (!) Yıkım ihalesine çıkılmış. Birkaç kez, kimse katılmamış. Fakat, bu yapı ile ilgili adliyede de bir dosya varmış ki, evlere şenlik niteliğinde olduğu söyleniyor.

Kısaca, anladığımız kadarıyla, kaçak inşaat yapmak suç olmasına rağmen, yanında siyasi güç ve koruma hisseden herkes kaçak yapı yapıyor. Zamanla da çıkarılan imar affı ile bu yapılar yasal hale geliveriyor. Verilen cezalar bile affediliyor. Kentin merkezi olsun, parkları olsun, yeşil alanları olsun, hazine arazileri olsun, elinde siyasi gücü bulunduran bazı kişiler için bu alanlar hep kendi rantları için bulunmaz bir fırsata çevirme aracı olarak gözüküyor.

Aslında benim yazdıklarım bütün bu olaylar, kamuoyunun gözleri önünde oluyor.

Herkes görüyor, işitiyor, bizzat yaşıyor.

Kimse, elini kıpırdatmayı bırakın, kılını bile kıpırdatamıyor. Vatandaş açısından bakıldığında gözüken manzara bu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Antalya'da imara aykırı ve kaçak yapılarla mücadele kapsamında Bakanlık bünyesinde görev alacak yeni bin 100 imar denetçisinin göreve başlaması nedeniyle düzenlenen törene katıldı geçtiğimiz günlerde.

Ülkemizde ve dünyada çarpık yapılaşmaya karşı çözümler arandığını belirten Kurum, "İhtiyacımız olan şey medeniyetimizin değerlerine uygun mahalle kültürünü yaşatan az katlı yatay şehirleşmedir" dedi.

Kurum, mekansal planlarda ve kentsel dönüşümde fiili imar planları yapımında hep az katlı yatay mimari projelerine ağırlık verdiklerini söyledi.

Şehircilik vizyonunu gerçekleştirme yolunda İmar disiplini yeniden tesis etmek zorunda olduklarını belirten Kurum, " Şu an  bin 100 olan imar denetçi sayımızı sizlerle birlikte  iki 100'e çıkarmış olacağız. Bu sayede yapı yoğunluğuna ve deprem riskine göre 81 ilimize görevlendireceğiz" dedi.

İmar denetçilerinin nerede kaçak yapı varsa tespitleri yapacaklarını hatırlatan Kurum, konuşmasına şöyle devam etti:

"En son Bodrum'da olduğu gibi kararlılıkla sizlerle birlikte yıkım sürecini gerçekleştireceğiz. Her an 7/24 sahada olacağız. Takipçisi olacağız bu işlerin. Bu yapılaşmalara asla ve asla göz açtırmayacağız."

İmar ve inşaat alanında en yetkili ağız olan sayın bakan böyle konuşuyor. Söylüyor. Fakat, sahadaki fiili uygulamada bu söylemlere rastlamam mümkün değil. Hele Bursa’da, benim bildiğim ve görebildiğim kadarıyla kaçak inşaatla ve kaçak yapılaşma ile mücadele sadece kağıt üzerinde kalıyor.

Söylemlerde kalıyor.

Beklentimiz ise kaçak yapılaşma ile mücadelede senin-benim adamın görüntüsünden uzak, herkese eşit muamele yapıldığı bir idare ile karşılaşmak.