Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İstikbal göklerdedir!

Yazının Giriş Tarihi: 30.04.2022 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.04.2022 00:04

Deprem kuşağında olan Türkiye'de, maalesef onlarca yıldır çarpık yapılaşma gerçekleşiyor ve siyasi iradeler düzenledikleri hatalı af yönetmelikleri ile mega kentleri ulaşılmaz, yangın ve yıkım anında müdahale edilemez, gündelik hayatta yaşanamaz hale getiriyor. Büyük şehirler; günümüz Türkiye'sinde maalesef, yaşayan bir mezar gibi içerisindekileri çarpık yapılaşmaları ile barındırıyor. Bursa'da bu yaşayan mezarlardan biri.

Türkiye'nin her geçen gün mülteci ülkesi olması ve Suriyeliler başta olmak üzere düzensiz göç adı altında yerleşik hayata geçen mültecilerin 10 yıl sonra ülkede ciddi asayiş ve siyasi sorunlar yaratacağı aşikar olduğu bir dönemde Bursa, birçok acıdan yaşayan bir mezar. Peki, Türkiye nasıl böyle bir hale geldi? Büyükşehirler nasıl rantsal dönüşümlerin kurbanı oldu? İmar planları nasıl çarçur edildi? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkan kararlarla imar affı adı altında affedilemeyecek imar hataları nasıl gerçekleştirildi? Bursa, nasıl mega bir köy oldu? Herkes uyuyor muydu? Hepimiz uyuyor muyduk?

***

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yegane kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "İstakbal göklerde..." Geçtiğimiz hafta Bursa'nın en kalabalık mahallesi Bağlarbaşı'nda düşen sivil uçak, hem yaşadığım mahallede hemde bölgede tartışma konusu oldu. İşler öyle bir hal aldı ki; konuya dair kapsamlı bir yazıya yazmaya mecbur kaldım.

Uçak kazası her ne kadar teknik veya pilotaj hatalı olarak algılanıyor olsa bile, aslında ana sorun çarpık yapılaşma. 1975 yılından beri kurulu olan pist ve hava sahası içerisine imara aykırı kaçak yollarla yapılan binalar daha sonraki yıllarda çıkan imar afları ile yasal bir statü kazandı. Ve gelinen noktada Bursa, çarpık yapılaşmanın kurbanı büyükşehirlerimizden biri oldu.  Uçak kazasında teknik ve pilotaj hataları dışında öne çıkan ana kusur; çarpık yapılaşma. Uçak hava sahası içerisine yapılan ve seneler içerisinde hızla yükselen binalar, kazayı getirdi. Uçak, mahallenin ortasına değil aksine pistin kalkış iniş hattı içerisinde olan bir alanda düştü.

Uçağın pisten kalkış ve iniş alanında yani alçalma ve yükselme alanlarında yüksek katlı binaları yapmaya kim izin verdi? Kimler bu süreci gözleri kapalı seyretti. Bölgede kaçak yapılaşma yapılırken son 20 yılın Osmangazi Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyeleri, Mahalle Başkanları, Mahalle Muhtarı neredeydi? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri ile siyasi partilerin İl Yöneticileri, Milletvekilleri ve Akademik Odalar neredeydi?  Bugün sözde mahalle insanının haklarını savunmak adına bizi ulu orta yere vuran büyüklerimize biz mi dedik uçak hava sahasına ev yapın diye? Biz mi Bursa'da ve Bağlarbaşı Mahallesi'nde pist olduğu halde üst üste kat yapın dedik? Ve biz mi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde imar affı adı altında bu tür çarpık yapılaşmalara izin çıkardık? Osmangazi Belediye Başkanı biz miydik? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı biz miydik? Evet, Bağlarbaşı'da rant siyasetinin kurbanı oldu. Ve bugün 20 yıldır Bursa'yı ve Türkiye'yi yönetenlerin çevre ve şehircilik alanında yaptığı büyük hataların bedelini sivil havacılıkta iki can ile ödedik. Ve ortaya çıkan tek çözümü, bir kısım mahalle muhtarı ile beraber siyasileşen mahalle halkı ağzından dinlediğimizde ortaya çıkan sözde çözümü; "Bağlarbaşı başta olmak üzere Bursa semalarında sivil havacılık ve hava taşımacılığı yapılmasın" çağrısı olarak bulduk. Arkadaşlar; uzay ve havacılık sektörünün büyüdüğü, İHA ve SİHA'lar ile Dünya'ya meydan okunan bir dönemde, bu tür çıkışlar adeta vatana ihanettir!

1783'te keşfedilen balon ile sivil havacılık tarihi resmi olarak başlamıştır. Ki, ilk uçak 1903 yılında icat edilmiştir. Tüm bu gerçekler ışığında kendi toprağımıza baktığımızda görüyoruz ki; Anadolu toprakları, Hazerfan Çelebi'ler yetiştirmiş ve maalesef onları bilgisiz halk dogmaları nedeniyle yanlış yürütülen siyasetlere kurban vermiştir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 1910 yılında daha genç bir subay olduğu dönemlerde Fransa'da gerçekleştirilen askeri tatbikatlarda gördüğü askeri uçak ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gelecek vizyonu; "istikbal göklerdedir" olarak şekillenmiştir. 16 Şubat 1925 yılında "Türk Tayyare Cemiyeti" kurulmuş, 1954 yılında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde kurulan "Sivil Havacılık Dairesi Başkanlığı", 1987 yılında "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü" olarak günün koşullarına göre yeniden teşkilatlandırılmıştır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü; 18 Kasım 2005 tarihi itibari ile 5431 sayılı kanun kapsamında özerk hale gelmiş ve şu anki yönetim yapısına ulaşmıştır.

***

Bugün Bağlarbaşı Mahallesi'nde evi olanların çoğu daha kente ve/veya mahalleye göç etmemişken, mahalleye yerleşmemişken, mahalleye 5 katlı binalar dikmemişken, hatta bize kızıp bizi alaşağı etmemişken, evlerinin arazisini bile almamışken; Bursa ili Osmangazi ilçesi bugünkü adı ile Yunuseli, genel tabiri ile Hürriyet, Bağlarbaşı hattında var olan Hava Ulaştırma Okul Komutanlığı 1975 yılında hizmete girmiştir. Akabi'nde 2006 yılında Hava Ulaştırma Okul Komutanlığı yaşanan talihsiz bir kış afeti nedeniyle dönemin komutanları tarafından kapatılmış ve tüm oto bakım personeli lağvedilmiştir. Sonrasında 2008 yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığı Işıklar Lisesi adı altında kullanılan arazi, 2008 yılından itibaren Hava Kuvvetleri Komutanlığı Işıklar Hava Lisesi'ne devredilmiş olmakla, bünyesinde harp okuluna hazırlık kapsamında; Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencilerine moral ve motivasyon kazandırılması ile uçuş öncesi ön eğitim verilmek üzere motorsuz pervaneli uçaklarla uçuşlar gerçekleştirilmiştir. Ve akabinde 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında pist askeri amaçlı kullanıma kapatıldı. Lakin, Bursa Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere sivil havacılık kurumları ile özel tahsisli uçakların uçuşu halen daha devam etmekte olmakla arazi içerisinde hangarları bulunmaktadır. Yine talihsiz uçak kazası sonrasında Uludağ Havacılık tarafından başarılı bir saygı uçuşu gerçekleştirilmiştir.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde var olan Bursa Hava Ulaştırma Okul Komutanlığı bünyesinde 32 yıl emek veren sivil usta Ahmet beyin oğlu olarak bu süreçlerin tamamına hakimim. Yani birileri daha Bağlarbaşı'nın piste bakan tepelerinden arazi tapusu almadan öncesine hakimim! Geçtiğimiz hafta gerçekleşen uçak kazası; her ne kadar teknik veya pilotaj hataları olarak gerçekleşmiş olsa bile, bu talihsiz kaza Bursa'nın sivil havacılık fırsatlarını engellememelidir. Gerekirse; bölge 1975 yılında hazırlanan uçuşa elverişli imar konumuna geri dönüştürülmelidir.

Bir kısım vatandaş ile muhtarın olay yerine gelen basın mensuplarına ve akabinde sosyal medyaya verdikleri demeçlerin ardında saklı olan " birkaç zengin uçsun diye biz canımızdan mı olalım" bilinç altılı sözler kocaman bir cehaletin ürünüdür. Bursa'daki sivil havacılık kazası acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşınmalı ve bölge eski imar haline döndürülerek, bölge güvenli sivil havacılık yapılabilir hale getirilmelidir. Yine, bu sürece olumsuz katkı koyan tüm siyasiler ile yerel yöneticiler ve meclis üyeleri çarpık kentleşmenin ağır faturasını ödemeye mahkum edilmelidir.

Bugün Bursa, uzay ve havacılık alanında GUHEM gibi efsane bir merkezi bünyesinde barındırmaktadır. Yine Hürriyet başta olmak üzere birçok Teknik Meslek Lisesi'nde uçak motor bölümleri bulunmaktadır. Türkiye ihracatının kalbi, sanayi devrimlerinin gerçekleştirildiği Bursa, hızlı tren ve Yenişehir Havalimanı hataları sonrasında birde Yunuseli havasahasını iptal ederek kendini cehalete kurban vermemelidir. Bursa'ya Sayın Recep Tayyip Erdoğan sahip çıkmayacak olsa bile; Bursa'nın cesur Milletvekilleri, Akademik Oda Başkanları, Üniversite öğrencileri ile sivil toplum kuruluşları kentlerine sahip çıkmalıdır.

Elbette sorular ve sorunlar büyüktür. Bursa'da bombalı saldırı olduktan sonra kentimize hemen İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ intikal etmişlerdir. Ancak sivil havacılık kazası sonrasında Bursa gibi AK Parti'nin kalesi büyük bir şehirde ne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ne de Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı'nı görmemek aslında Türkiye'nin nasıl bir kısır siyaset içerisine can çekiştiğininde aşikar görüntüsüdür.

Sivil Havacılık Genel Müdür Vekili Prof. Dr. Kemal Yüksek ile bizzat tanışma fırsatı bulan birisi olarak, sektöre dair vizyonunu bilenlerdenim. Sayın Genel Müdürümüzün Bursa'ya hızla intikal etmesi ve hazırlayacakları güçlü bir rapor ile hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nu hemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yarınlara dair bilgilendirmeleri memleket adına hayati bir ihtiyaçtır. Bursa, bir kere daha göç ve çarpık kentleşme kurbanı olmamalıdır. Uçuş rotasındaki bütün evler traşlanmalı, sivil ve askeri hava güvenliği sağlanmalı hatta şuan içerisinde askeri bir okul bulunan pist ve tüm arazisi Hava Kuvvetleri emrine ve denetimine yeniden verilmek suretiyle alan; hava ambulansları, polis ve jandarma helikopter sahaları, acil müdahale ve AFAD merkezine dönüştürülerek kente ve bölgeye hayat veren bir boyut kazandırılmalıdır.

Değerli dostlar; Bursa, Türkiye'nin kalbidir. Dün Bursa'da pist olduğunda daha kentte var olmayan bir kısım mahalle siyasetçisinin gazı ile ne Bursa Milletvekilleri, ne Osmangazi Belediye Başkanı ne Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ne de Bursa Valiliği sivil havacılığı önleyecek talihsiz bir hata yapmamalıdır. Bugün hep beraber görüyoruz ki; Ukrayna savaşında pistler hayat kurtarıyor. Bugün, Dünya'nın tüm gelişmiş ülkelerinde şehirlerde uçaklar uçuyor. Ve dev havalimanları var. İstanbul'da dakika da kaç uçak uçtuğunu Bakanlık dahil tüm yetkililer biliyor. Bursa'nın sivil havacılık geleceğini talihsiz bir kazaya feda etmemeliyiz. Bu hata, gelecek nesillere yapılacak en büyük ihanettir.

Eğer bir kaza ile pist kapatacaksak; merhum lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasından sonra helikoptere binmeyelim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir daha Bursa'da helikopter ile hava gezisi ve incelemesi yapmasın, Sabiha Gökçen Havalimanını kapatalım! Ve hatta hergün trafik kazalarında onlarca vatandaşımız ölüyor, o zaman yolları kapatalım ve trafiği lağvedelim. Eğitim uçuşları yapılmasın diyenlere inat; tüm sürücü kurslarımızı kapatalım! Beyler ve bayanlar; bilmeden konuşanları duymayalım. Bilerek, düşünerek, idrak ederek memleket ve kent için faydalı ortak kararlar alalım.

Değerli Bursa halkı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin herbiri birbirinden kıymetli idarecileri, siyasileri, sivil toplum temsilcileri; köşemde sürekli kentimiz ve ülkemiz için elzem olan konuları gündeme taşımaya çalışıyorum. Benim derdim yok mu? Beni engelleyen yerel ve ulusal siyasiler ile işbirlikçileri yok mu? Beni tehdit eden terör yapılanmaları yok mu? Benimde kendime göre kişisel onlarca derdim yok mu? Elbette var! On yıldır Bursa Haber Gazetesi sütunlarından tüm müdahalelere rağmen, Bursa ve Türkiye için fikir mücadelesi veriyorum. Ve sürekli haklı da çıkıyorum. Büyük şehir Bursa'nın ve gelecek yüzyılın mimarı Türkiye'nin önünde engel olan kısır ve cahil düşünceler ile menfi işbirlikçilerini artık gözardı edelim. Dünya, hepimizin bir müddet üzerinde yaşadığı ve sonrasında göçüp gittiği bir han. Dün, imkansızlıklar nedeniyle okuyamayan anne ve babaların bugün; avukat, mimar, doktor, pilot, subay, kaymakam, vali, milletvekili ve bakan ile cumhurbaşkanı olan çocukları ile gururlanıyoruz. Başta yaşadığımız şehir Bursa olmak üzere; Türkiye için, insanlık için biraz cesur olalım ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ında inanarak savunduğu "istikbal göklerdedir" ilkesi doğrultusunda Bursa'ya yaşam hakkı verelim.

Hasılı; benim uçak bileti almaya param olmadığını herkes bilir. Ancak, GUHEM ile gururlanıyor ve çocuklarımızı uzay çağına uygun yetiştirme fırsatı bulmanın huzurunu yaşıyoruz. Anlayacağınız kanatsız beyinlerin, prangalı düşüncelerine Türk Havacılığını ve Bursa'yı kurban vermeyelim. Bursa için artık cesur olalım. Hatalı Bursa Şehir Stadyumu ve karşısına dikilen hastane gibi yeni ucubelerin kentte var olmaması adına hava sahamıza ve yeşil alanlarımıza her birlikte sahip çıkalım. Bağlarbaşı başta olmak üzere kenti; rantsal değil, etkisel anlamda dönüştürelim. Kazasız belasız uçuşlar gerçekleştirelim. Ve daha ötesinde Bursa Yenişehir Havalimanı'ndan sadece Türkiye'nin dört bir yanına değil Dünya'nın dört bir ülkesine uçuşlar gerçekleştirelim. Ve bunları yapamıyorsa boş yere Bursa, Türkiye'nin ikinci ihracat kentidir veya AK Parti'nin kalesidir diye ortalıkta gezmeyelim...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.