Sayılı günler ne çabuk gelip geçiyor. İnsanlar, yaşadıkları gündeki tarihi bile unutur hale geldiler. Hele karantina zamanlarındaki bırakın günleri, saatleri, dakikaları bile hesaplar halde iken şimdi günler, haftalar, aylar jet hızıyla gelip geçiyor.

Geride ise anılar kalıyor.

Yaşanılan önemli olaylar, yaşanmak istenmeyen anlar, olaylar kalıyor.

2020 senesinden bu yana bizler hep diken üstünde yaşamaya alıştık.

Koronavirüs mikrobu ile tanıştıktan sonra bütün yaşantımız allak bullak oldu. Sokağa çıkamaz, işlerimize gidemez olduk. Bununla birlikte ekonomik göçme, çöküntü başladı. Çünkü, işe gidilemez olduğu için gelir yok, gider çok olmasından mütevellit ailelerde bütçe daralması ve hatta bütçe eksiklikleri baş gösterdi.

Toplum olarak, dünyanın pek çok ülkesindeki halkla beraber hep bir ağızdan “yandım Allah” diye feryat figan ettik.

Bu çok önemli bir geçiş süreci oldu. 2021 yılına kapalı kapılar arkasında, karantina içinde girdik. Yeni yılı karşılarken insanların kafasındaki tek düşünce ise “yarın ne olacak?” sorusuna aranılan cevaptı.

Çok şükür, aşılama, maske, mesafe ve insanların kendilerini koruma almaları, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 14 önemli yaşam kuralına uymaya çalışılmasıyla beraber, hastalıkla mücadelede deneyim kazanıldı. Her ne kadar “tamam artık biz bu hastalığı yendik. Tehlikesi artık kalmadı” açıklaması yapılmasa da hastalığın etkisinin azaldığını konuşuyor sağlık görevlileri.

Dünya Sağlık Örgütü ise tehlikenin bitmediğini, virüsün mutasyona uğrayıp, değişik şekillerde yine insanların karşısına çıktığını ve ölümcül etkisinin devam ettiğini sürekli açıklayıp duruyor.

Gelelim, insanların bugün gece yarısı saat 24.00’dan sonra değişecek olan ve yeni bir başlangıç olarak umut ve ümit kapısı olarak gördüğümüz 2022 yılına. Saatleri artık geri saymaya başladık. İnsanların bazıları, Milli Piyango zengini olmayı hayal ederken, pek çoğu “yarın nasıl bir gün olacak?” diye düşünüyor.

Evet, 2021 yılının son günlerini ekonomik dalgalanma, döviz oyunları, bakkal, market fiyatlarının füze gibi yükselişi, dövizin düşmesine rağmen fiyatların neden düşürülmediği konularını tartışarak kapattık. 2022 yılını ise başta ulaşım olmak üzere pek çok zorunlu kullanım maddesi olan elektrik, doğalgaz, ısınma, su gibi temel ihtiyaç maddelerine gelen zamlarla karşılıyoruz.

Yeni yılın ilk günlerinde faturalar epey ceplerimizdeki paraları azaltacak.

Tabi, 2021 yılının son ayında, Aralık ayında açıklanan 4 bin 253 TL’lik asgari ücret ise çalışanların yüzlerini güldürdü. Şimdi, işçi emeklisi ve Bağkur emeklileri de aynı oranlı zamdan kendi maaşlarına da zam yapılmasını bekliyorlar.

Malum, bu beklentinin pek çok sebebi var. Birinci sebep piyasa fiyatlarındaki akıl almaz yükseliş. İkinci sebep döviz fiyatları. Altın ve emtia fiyatları. Üçüncü sebep, asgari ücrete yapılan zamlar. Eskiden emekli aylıkları asgari ücretten fazla idi. Zamanla eridi. Asgari ücretin altında kaldı.

Şimdi, emekli aylıklarının da en az asgari ücretle eşitlenmesi bekleniyor.

2023 yılında yapılacak seçimi hatırlatmakla gerekiyor tabi bu esnada.

Halkımızın iktidara karşı tek silahı seçimlerde kullandığı oy. Siyasi iradenin, “nasıl olsa seçimler çantada keklik” mantığı ile bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Çünkü, 2002 yılında ekonomik dalgalanma ve mutfak enflasyonu ile mücadele demeyen hükümetin gittiği seçimde başına gelenler ve sandıklarda gömülü kalan siyasetçilerden ders alınmalı.

Hiçbir şeyin garantisi yok. Tıpkı hayatın yarın nasıl olacağının garantisi olmadığı gibi.

Yeni yıl yine de yeni umutların ve yeni beklentilerin arzulanan ve hayal edilen düşüncelerin gerçekleşmesi için bir umut kapısı.

İnsanlar hep iyi niyetle ve huzurla yaşadıkları, karşısındaki insanlara gereken saygı ve sevgiyi gösterdiği sürece huzur ve mutluluk buldukları yaşanmış geçeklerdir. Yani, test edilip onaylanmış bir hayat tarzı.

Bunun için umutsuzluğa kapılmaya gelecek günlere kötü niyetle bakmaya gerek yok. Yeni sene içinde bazı insanların yaptığı gibi fal bakmaya veya baktırmaya hiç gerek yok. Ağaçlara gidip, çaput bağlayıp dilek dilemeye gerek yok.

Sadece, içinde bulunduğumuz duruma ayak uydurmaya gayret etmek yeterli. Bizleri yaratana dualar edip, istek ve beklentilerimizi ondan dilememiz yeterli.

2022 pek çok kişi için, bütün insanlık için yeni açılan bir umut kapısı olsun. Ben dahil hepimizin dilekleri kabul olsun. Evimizden, işyerimizden bolluk ve bereket eksik olmasın. İnsanlığın baş belası koronavirüs bir an önce yok olup gitsin.

Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve bereketli bir yıl olsun 2022.

Mutlu yıllar.