Bir seneye yakın, iş dünyasından sesler yükseliyor. Çünkü, koronavirüs salgını nedeniyle pek çok iş insanımız işyerlerini kapatmak zorunda kaldı. Üretim durdu. Hizmet sektörü ise tam anlamıyla stop etti.

Bunların yanı sıra pek çok etken var, esnaf, sanatkar ve iş dünyasındaki sıkıntılarla ilgili. İnsanlar, çalışıp para kazanmadan geçinebilme adına kredileri saldırıyor. Sonrasında, ödeme güçlükleri ve sıkıntı üzerine sıkıntılar yaşanıyor. Bu durumda, hükümet her ne kadar Covid önlemleri ve ekonomik önlemler adı altında, piyasanın durmaması, işlemesi ve çarkların dönebilmesi adına bir takım önlemler almış olsa dahi, bu önlerin tam anlamıyla yeterli olduğu söylenemiyor.

O halde, bu soruna kalıcı çözüm bulunması lazım.

Bu dertlere tam olarak girmeden önce, Covid hastalığı ve Koronavirüs salgınını fırsat bilip, mal, gıda ve hizmet fiyatlarında beklenmedik artış yapanlara ise denetimlerde ceza yağdı.

Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlıkları ve TOBB ile TESK temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri ve perakende sektörü temsilcilerinden oluşan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, bugüne kadar 3.208 dosyayı karara bağlayarak, gıda, temizlik, hijyen ürünleri gibi temel ihtiyaç maddelerinde fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 375 firmaya toplam olarak 11milyon 885 bin Türk lirası idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

Ticaret Bakanlığınca yapılan denetimler sonucunda 562 işletme bazında 9.870 ürün incelendi. Elde edilen veriler, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirilecek ve firmaların savunmalarının alınmasının ardından haksız fiyat artışında bulunduğu tespit edilenler hakkında 10 bin Türk lirasından 100 bin Türk lirasına, stokçuluk faaliyetinde bulunduğu tespit edilenlere ise 50 bin Türk lirasından 500 bin Türk lirasına varan idari para cezası yaptırımı uygulanacağı daha önceden açıklanmıştı.

Ticaret Bakanlığı yetkilileri, bu konuda kimsenin gözyaşına ve mazeretlerine kulak asmadı. Cezası bastı. Bundan sonra umarım, fırsatçılık ve stokçuluk yapmazlar. Halkı, yani bizleri durduk yerde kazıklamazlar.

İş dünyasındaki sıkıntılara ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, yaptığı açıklamalarıyla tercüman olmaya çalıştı.

Rifat Hisarcıklıoğlu, Merkez Bankasının cesur şekilde faiz indirimlerini sürdürmesinin iş dünyasına moral verdiğini belirterek, "Bankalar, ellerini taşın altına koysunlar ve bu indirimi kredi faizlerine bir an önce yansıtsınlar. Enflasyon görünümündeki iyileşme, cari dengenin düzelmesi ve küresel çapta parasal genişleme sinyalleri de Merkez Bankasının elini güçlendiriyor" ifadesine yer verdi.

Faiz indiriminin de etkisiyle yurt içi iktisadi faaliyette ılımlı bir toparlanma görüldüğüne dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti:

"Ekonomideki kademeli toparlanmanın devam edeceğini umuyoruz ama bu süreci güçlendirecek adımlara ihtiyaç var. Merkez Bankasının faiz indirim kararı bankaların fonlama maliyetini ve mevduat faizlerini düşürecek. Dolayısıyla şimdi sıra bankalarda. Bankalar, ellerini taşın altına koysunlar ve bu indirimi kredi faizlerine bir an önce yansıtsınlar. Faiz oranlarında son dönemdeki gerileme hala kredi faizlerine yeterince yansımadı. Bu da firmalarımızın üretim, istihdam ve yatırım kararlarına yansıyor. Artık ekonominin büyümesine bir destek de bankalardan gelmeli. Bankalar kredi faizlerini indirsin ki yatırım iştahı artsın."

Şimdi, dünya bir sağlık ve buna bağlı ekonomik krizden geçiyor.

Türkiye ise bu krize salgın nedeniyle yakalandı. Dünyanın pek çok ülkesi bir yanda vatandaşların ölmesi, hastalığın yayılmasına karşı mücadele ederken, ülkemizdeki sağlık sistemi ve sağlık alt yapısının son derece modern ve sağlam olmasından dolayı, insanlarımız en az hasarla bu durumu atlatabiliyorlar. Yine de ölümler var. Hastalık etkisiyle sakat kalmalar var.

Kimse, “bu iş, şu tarihte bitecek, böyle bitecek veya şöyle bir netice alacağız” diye konuşmuyor. Çünkü, konuşacak kadar elde veri yok. Vaka çok, vakalarla ilgili tıbbi değerlendirme ise yok denebilecek kadar az.

Bütün dünya hazırlıksız yakalandı.

Türkiye de hazırlıksız yakalandı.

İnsanlarımız hazırlıksız yakalandı.

Şimdi, çare olarak, evlerimize kapandık. Zorunlu kısıtlamalar geldi.

Eve kapandık. İşyerlerimizi eve taşıdık.

Artık bu işe tam çözüm ve çare bekliyoruz. Dayanma gücümüz ve tahammül sınırımız çok zorlandı….