Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İki büyük bela

Yazının Giriş Tarihi: 11.06.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.06.2021 00:01

Türkiye’nin başında iki büyük bela var. Birincisi Korona, ikincisi ise Müsilaj denilen deniz salyası. Her ikisi de insan sağlığı ve halk sağlığı açısından büyük tehlike saçıyor.

Müsilaj, halk dilindeki deyimle deniz salyası. Bu olay, öylesine birkaç günde gelip geçecek durum değil. Denizin dibinde ve denizin yüzesinde kalıcı hasarlar meydana getiriyor.

Marmara Denizi’nin her köşesinde müsilaj sıkıntısı var. Plajlar müsilaj ile kaplanmış. İskeleler müsilaj ile kaplanmış. Balıkçı barınakları, koruma alanları, denizin altı, üstü her yeri müsilaj tehlikesi altında.

Bu beladan kurtulmanın yolu ise, denizleri temizlemek.

Temizlik, öylesine, yüzeydeki kalıntıları, görülen, gözüken, tabakaların alınıp temizlenmesiyle olmuyor. Çünkü, Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ aracılığıyla denizlerdeki çöp ve atıkların temizlenmesi için kullanılan deniz süpürgesiyle harekete geçti. Pek çok belediye aynı durumda harekete geçti. Salyaları, temizlemeye başladı. Ama, bugün temizlik yapılan alanlara salyalar, yeniden gelip yerleştiler.

Yani, bir yandan temizleniyor, diğer yandan tekrar gelip yerleşiyorlar.

Bu durumun kurtarılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kesin talimat verdi;

“Geçmişte, kanalizasyon atıkları ve deniz kirliliği nedeniyle nasıl yanına yaklaşılamayan Haliç’i temizleyip, pırıl pırıl hale getirdi isek bugün de Marmara Denizi’ndeki salyaları temizleyip pırıl pırıl hale getireceğiz” dedi.

Bu söylem üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti. İlk önce Marmara Denizine kıyısı, kenarı bulunan Bursa, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Yalova, Kocaeli ve Tekirdağ kentlerin valileri ve belediye başkanlarıyla toplantı yapıldı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında Kocaeli’de yapılan toplantıda, Marmara Denizi için özel eylem planları kararları alındı.

İşe önce, evsel atıklardan başlanılacak. Sanayi atıklarından başlanılacak. Arıtma sistemlerinin tam kapasite ile çalıştırılması ve temizlik, hijyen faaliyetlerinin hızlandırılması, bakterilerin ise arıtma sistemleri içinde yok edilmesi ve denizlere bakteri salınmasının önüne geçilmesini de içeren bir sürü kararlar alındı.

Denizlerdeki müsilaj tehlikesinin sadece canlı hayatı değil birde turizmi etkilemesi söz konusu.

Bursa’nın denize kıyısı olan belde ve köylerinin yanı sıra, Marmara Denizi’ndeki turizmden en çok payı alan Balıkesir merkez ve ilçelerindeki müsilaj yayılması halkın buralarda denize girip girmeme konusundaki tereddütleri var.

Turizm işletmecileri de bu yüzden kara kara düşünüp duruyorlar.

Ucuz tatilin adresi olan Erdek ilçesinde ise müsilaj belasından dolayı otel ve moteller, rezervasyon yapamıyorlar.

Gelelim, dünyanın da başına bela olan ikinci olaya. Covid-19, korona belası bu işin ismi.

İnsanları ev hapsine zorlayan, işyerlerinin kapatılmasına yol açan bu beladan çok şükür yavaş yavaş kurtulmaya başladık. Günlük takip ve hasta sayılarında umut verici gelişmeler var.

Bilim Kurulu toplantısı sonrası konuşan Bakan Fahrettin Koca, yerli aşıyla ilgili müjde verip, "önümüzdeki hafta gönüllülerimizi aşılayacağız. Türk aşısı son aşamaya geldi" dedi.

Sağlık Bakanı, ülkemizde tam normalleşme içinde pek çok konuda bilgiler verirken üç önemli hususa dikkat çekti. Tam normalleşme için 3 şartı sıralayan Koca, "İlki sırası gelen vatandaşlarımızın gecikmeden aşılarını olmalarıdır. İkincisi, aşılama ile toplumsal bağışıklığı elde edene kadar kişisel tedbirlerimize tavizsiz uymaya devam edelim. Üçüncüsü ise, salgın kontrolünün sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır" dedi.

Evet, aşılama konusunda insanlarımızın randevu alınmasına rağmen aşı yaptırmaya gelmemişleri gerçekten düşündürücü.

Sıkıntılı bir durum.

Pek çok ülkede aşı bulunmazken, bizim ülkemizde sınırlı sayıda olsa bile aşılama için hedeflerin belirlenmesi ve insanlara yetecek kadar aşı temin edilmesi büyük bir kazanım. Bu konuda, hükümetin yaptığı çalışmalar ve aşıların bedava, ücretsiz olarak yapılması da büyük kazanç.

Bütün bu imkanlara rağmen, aşı randevusu alındığı halde aşılamaya gelmeyenlerin sadece kendi sağlık durumlarını tehlike atması söz konusu değil, çevresindeki kişilerin, halk sağlığını da tehlikeye attıklarının farkında olmalarına bir kez daha dikkat çekmek isterim. Siz, hasta olmayabilirsiniz, hastalık mikrobunu taşımadığınız veya dağıtmadığınız anlamına gelmez bu konu. Uzmanların anlatımları ve virüsün yayılma hızı dikkate alındığında, olayın vahametinin büyük olduğunun farkında olmayanların yarattıkları kriz, insanların hayatlarını tehlikeye sokuyor.

Bunun için toplum bilinci ile hareket edilmesi şart. Bizim, önce müsilaj sonrasında da iki yıldır mücadele edilen koronavirüs belasından kurtulmamızın tek yolu, toplumsal bilinçlenmedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.