Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

HOŞ GELDİN 2020

Yazının Giriş Tarihi: 30.12.2019 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.12.2019 00:01

Hızlı tüketim çağında yaşadığımız, gündemin çok hızlı değiştiği ve hiç bir haberin, videonun, içeriğin ya da programın tazeliğini korumadığı şu yıllarda arada bir geçmişi yad edip ne günlerdi dediğimiz oluyor.

Her özel günde olduğu gibi yine “nerede o eski…” ile başlanan cümleler kurulacağını tahmin ettiğimiz bir gün olan yılbaşı da geldi çattı.

Bir zamanlar insanlar birbirlerine “Yılbaşında ne yapıyorsun?” sorusunu sorduğunda verilen cevaplar genelde hep aynı idi “P.T.T.” başka bir değişle “Pijama, Terlik, Televizyon.”

TRT’li, Erol Evgin’li, Orhan Gencebay’lı, Zeki Müren’li, Bülent Ersoy’lu ve saat tam 24:00’ı gösterdiğinde ise kıvrak ritimleri ile “dansöz”

İşte yeni bir yıl daha hızla geldi kaçış yok! Üzgünüm, “seneye görüşürüz heh, hee, yihhuu” falan gibi abartılı sevinç gösterilerinde bulunma zamanı.

Eskiden hep birlikte yaşanırdı özel günler! Çocuklar ekmezlerdi annelerini babalarını! Neymiş efendim güya devir değişmiş miş!

Hadi ya, sanki asırlar geçmiş aradan!

Yani o çok bilindik eski kafalı iması!

Açıkça denilmek isteniyor ki kırın bacağınızı oturun evinizde.

Peki, ne yapsınlar bu durumda?

Can sıkıntısı çekiyorlar ister istemez.

Anılarını tazelemekten başka çareleri kalmıyor. Başlıyorlar geçmişi kurcalamaya.

Ne de güzeldi o yıllar derken çok eski değil, yaşlarının yarısı kadar yıl öncesinden bahsediyorlar aslında.

Yılbaşı gecesini beklemek heyecanı daha on gün öncesinden başlardı.

Pazardan alınan o kocaman köy tavuklarının yanında şimdiki hindiler civciv gibi kalırdı.

Bahçede yakılan ateşin üzerinde bir güzel pişirildikten sonra yeme de yanında yat!

Ama ille de pilav üzerinde.

Hele ki soba üzerinde pişirilen sıcak kestanelerin tadına doyum olmazdı.

İğde, kırık leblebi ve keçiboynuzunun lezzeti bir başkaydı.

Dışarıda lapa lapa kar yağarken etrafımızda  gülen yüzleri görmek içimizi ısıtırdı.

Televizyonda yılbaşı için hazırlanmış özel proğramlar başlar, cızırtıyla yayılan Özay Gönlüm’ün türküleri baş tacı sayılırdı.

Dedeler nineler ise gece onikiye kalmadan cumburlop yatağa!

Ne yapsınlar üstüne üstlük bu gece bir yaş daha büyüyecekler garipler!

Şimdi ki gençler bizleri de öyle sanıyorlar zahir!

Yok daha neler!

Düpedüz yalan yahu!

Kaçın kurasıyız biz?

Eski çamlar bardak olmadı daha!

Dökülmeyi bekleyen kurtlarımız var içimizde!

Geçen yaz komşunun düğününde fıkır fıkır kaynattık valla!

Bir piyanist şantör döktürüyordu sahnede!

Bugünkü ilk şarkımız size gidiyor, kabul buyurun lütfen!

Hobaaaa!

Her gece barda gönlüm hovarda, çalsın sazlar oynasın kızlar!

Elleri görüyüm,

Hemen arkasından da oy fistanlım kaytanlım!

Hele zıplayıver çekirge demeleri yok mu?

Hadi sen ol da dur durabilirsen!

Oynamaktan ayaklarım şişti belim koptu!

Tabi gecenin sonunda olmazsa olmaz ağırdan vurdu çalgılar.

Dizleri yere vura vura zeybeğinde hakkını verdik tabi.

Nabeeer?

Artık bizim için çok uzak bir gelecek değil 10 yada 15 yıl sonra kuracağımız şu cümleler:

“Neyse boş yere ısrar etmenin faydası yok bu durumda!

Hadi gidin tepinmenize bakın siz!

Çaresiz her gece olduğu gibi bu gece de yorganı kafanın üzerine çekmek var.

Hayatın her daim bayram olması gerekliliğinin hayallerini yeni baştan kurmak var!

Ama kurulacak hayal kaldı mı ki ?

Eskiyi yad edelim dedim,dedim de,gerçekten çok güzel günlermiş iyi geldi anmak.

Yılın son günüde geldi çattı.

Güzel bir dilekle noktalayayım.

Nerede yaşam varsa, orada ümit vardır.

Tüm ümit ve başarılar,

Yeni yılda hepimizin olsun!

Tekrar görüşünceye dek,

Sevgiyle kalın...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.