Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hobileri az fobileri çok insanlar…

Yazının Giriş Tarihi: 04.04.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.04.2021 00:01

Salgın sürecinde maskeyi,mesafeyi büyük olasılıkla da temizliği yedeğine alıp, gitmek zorunda bir işleri hatta gitmeleri gereken bir yerleri bile olmayan ama ısrarla kendilerini sokaklara,caddelere,parklara en azından kaldırımlara atan, kentlerin  her tarafında öyle avare avare dolanan  kalabalıklara sinirlenip duruyoruz ya;

Bence boşuna sinirleniyoruz.

Hadise sadece salgın döneminde seyreltilmiş önlemlerin doğal bir  tezahürü olarak ta algılanmamalı bence.

Emin olunuz değil ceza yazmak, sokağa çıkana vur emri verilse bile belki aynı yoğunlukta olmasa da yine de orada burada amaçsızca dolaşan insanların sayıları hiçte az olmayacaktır.

Sokak röportajların da ki  ‘Neden dışarıdasınız?’ sorusunun genel karşılığı durumu gayet güzel açıklıyor aslında…

‘Evde bunalıyorum, duvarlar üstüme üstüme geliyor,ben de atıyorum kendimi dışarıya…’

Biz de evde oturmak bir acziyet olarakta algılanır ayrıca; 

Mesela; (bu salgın sürecinde bir kez daha anladım) evi ve aileyi ayakta tutmak için günlük mesaileri 18 saat saatten az olmayan,hastalık vs gibi durumlarda bu mesailerinin 24 saate bile çıktığı çok sık görülen  kadınlarımızı pekte bir işe yaramıyorlar mealinden kullandığımız ev kadını deyimi ile anarız.

Mesela; ev hapsi denilen bir olgu var ceza hukukunda. Kişinin evinde oturup dışarıya çıkmamasını kapalı ceza evi koşullarıyla bir tutar.

Mesela; Evde bulunmayı ya evde oturmak,ya evde sırt üstü yatmak,ya ense yapmak olarak algılarız; evde yapılabilecek onlarca faaliyetin olabileceği aklımıza bile gelmez.

Mesela; ‘Er evde ne gerek’ diyen atasözü de bize aittir. Keza ‘İnindeYatan aslandan, gezen tilki yeğdir’ de…

Evi otel gibi yatmadan yatmaya kullananlarımızın sayıları da pek çoktur, içine girmemek için türlü bahaneler uyduranlarımız da…

Tabii bahanelerinde sonuna kadar haklı olanlarımız da…

Kısacası haklısı  haksızından çok olsa da, çeşitli nedenlerimizden dolayı toplumca evde olmaya mesafeliyizdir.

Bir araştırma yapılsa kim bilir kaç milyonumuza ‘Evde oturma fobisi’ tanısı koyarlar uzmanlar.

Eee hobi olmayınca fobi olması da doğal.

Elbette hobisi olmayanın fobisi çok olur anlamında söylemiyorum bunu; ancak insanımızın hobi geliştirme konusunda ki isteksizliği de bir gerçek.

Kitap okumayan,gazete-dergi almayan,internete sosyal medya geyiği bağlamında bakan, resim nasıl yapılır diye merak bile etmeyen,kendinde de bazı yeteneklerin olabileceği olasılığını fark edemeyen, ufak tefek zaman geçirici uğraşları angarya gören kısacası evde oturma ile hapsedilmeyi eş tutan bir toplumu ne yaparsanız yapın dışarıya çıkmaktan men edemezsiniz.

Bu içinde bulunduğumuz durumda sadece toplu kapanma ile mümkün ki,onu zaten yapamayacakları da ortada…

Velev ki oldu da yaptılar; yine de orada burada dolanan binlerce insan olacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Ha denilebilir ki;

‘Televizyonda bir dünya kanal,o kanallarda da yine dünya kadar dizi var; oturup onları izlesinler’

O zaman da onlara haksızlık edilmiş olunur diye düşünüyorum.

Ne yapsınlar;

Tamamen ticari amaçlarla birbirinden anlamsız senaryolarla yazılmış, hemen hepsinde topluma kötü örnek teşkil eden unsurların zenginlik ve güç ile kutsandığı, kötülüğün iyiliğin daima bir adım önünde gittiğinin bilinç altlarına işlendiği, yarıları bakışmalarla geçen kerameti kendinden menkul reklam arası nevrotik dizileri mi izlesinler yani?

‘Eee birader sen de bir karar ver; ne dediğin belli değil; hem evlerinde oturmayanlara bi torba laf ediyorsun, hem de çıksınlar tabii diyorsun. Kendine gel’

Ben kendimdeyim; bundan hiç şüphem yokta;

Hobileri az fobileri çok olanlara biraz takıntılıyım hepsi bu.

Haydi bu konuyu işlemememin gerçek nedenini söyleyeyim size de kızanlarınız varsa affederler belki;

Bilen bilir; Sivilgundemplatform.com sitemizde bir ‘Konuk Yazar’ kategorimiz var;

Orada yayınlansınlar diye,mesleği yazı olmayan her meslek grubundan insanlar tarafından yazılmış, aralarında güncel konuları ele alanlarının, gönüllülük maceralarını anlatanlarının,hayata dair deneyimlerini paylaşanlarının yoğunlukta oldukları öyle çok kısa yazılar  geliyor ki…

Şiirlerini bir araya toplayıp gönderenleri ve kaynak göstererek beğendikleri alıntı yazıları mail atanları da unutmamak gerekiyor tabi ki..

Hele yazı gönderenlerden biri bizzat telefon ile arayıpta;

‘Sağ olun sayenizde yazı yazabildiğimi gördüm; artık evden çıkmıyor bunu hobim olarak görüyor ve sürekli yazılar yazıyorum ’dedi ki;

Bence maksat hasıl olmuştur.

Davetimize icabet eden tüm konuk yazarlarımıza ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.

Hayat eve sığar mı bilemem ama, hobilerin küçücük bir odaya bile sığdıkları tecrübeyle vakidir.

Demem o ki;

‘Evde sıkıntıdan patlıyorum’ diyen iç sesinize bir soruverin;

‘Seninle neler yapabileceğimizin farkında mısın?’ Diye.

Sonra da, verdiği yanıtın eserlerinize yansımasını izleyin keyifle.

Fobinin içinden hobi nasıl çıkıyormuş, gösterin dünya aleme.

Ama özellikle de kendinize…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.