Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayata olumlu bakabilmek

Yazının Giriş Tarihi: 10.08.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.08.2021 00:01

Yaşantımız boyunca, üstesinden kalkabileceğimiz veya altında ezilip büküleceğimiz pek çok dertle uğraşmak zorunda kalıyoruz.

Yaşadığımız bu günler de aynen öyle.

Bir yanımızda Covid-19 denilen Korona belası var. İki senedir yakamızı bir türlü bırakmıyor. Böyle giderse de bırakması mümkün gibi gözükmüyor. Günler gelip geçiyor. Akşam saatleri olduğunda, haber bültenleri okunurken, izlenirken Sağlık Bakanlığı vaka sayılarını açıklıyor. Tabloya baktığımızda ise yine hayıflanıp yine karamsarlığa düşebileceğimiz rakamlarla karşılaşıyoruz. Bunca eziyete, evlerde tıkalı kalmaya, sokağa çıkma yasaklarına, sokağa çıkanlara yazılan9 cezalara, nefes almamızı güçleştiren maske ile yaşamak zorunda olmamıza rağmen, olumlu bir gelişmeler yok.

Tatil mevsimi öncesinde halkın deyimiyle yazıyorum, rakamlar düşürülüp, halkın tatil beldelerine gidebilmesi, turizmin bölgelerinde ekonomik canlanma olabilmesi adına bir takım düzenlemeler yapıldı. Tatile gidenler ile gelenler ise bazıları koronaya yakalandılar.

Hastanelerdeki yoğun bakım hasta sayısında artış olurken, yaş gurupları da aşağıya doğru indi.

Tabi, uzmanlar konuyla ilgili iki yıldır geceli gündüzlü aralıksız güç ve kuvvet harcayıp çalıştıkları için bu işin nasıl olduğu sorusuna da cevap verebiliyorlar. Aşılama olanlar ile olmayanlar arasında hastalığa yakalanma ve vefat oranlarında önemli ilişki olduğunu ifade ediyorlar.

Bakıyoruz. Aşı bulunduğu ve Dünya Sağlık Örgütünün izin verdiği süreç içinde ülkemizde yaklaşık 75 milyon doz aşı kullanılmış. Kimi insanlara iki doz, kimi insanlara üç doz uygulanan aşıların, birinci dozunu bile yaptırmayan ve ülke nüfusumuzun nerede ise üçte biri kadar insan var bu toplum içinde.

Gezen dolaşan.

Tabi, kısıtlama ve yasaklamaların kaldırılmasıyla birlikte insanlarımız özgürlüklerine kavuştuklarını ve hastalığın artık kendilerine uğramayacağını düşünüp, kendilerini sokaklara attılar. Pek çok kişi ise maske yok. Denetim de olmadığı için kimse kimseye laf söyleyemiyor.

Sokaklar olabildiğince kalabalık.

İnsanların toplu bulunduğu AVM’ler kalabalık.

Çarşı- Pazar çok kalabalık.

Hava sıcaklığı 40 dereceye yaklaşmasına rağmen öğle saatlerinde bile bu alanlarda adım atacak yer yok.

Sahiller, müsilaj tehlikesi falan filan denilmeden olabildiğince kalabalık.

Kimse, maske, mesafe ve temizlik, hijyen kurallarına uymak istemiyor.

Herkes kendince bir korona uzmanı olmuş.

“Şöyle bakarsanız korona size gelmez. Böyle davranırsanız, hastalıktan kurtulursunuz” gibi laflarla birbirlerine uzman doktor tavsiyelerinde bulunuyorlar. Bu işi galiba hala ciddiye almayan insanlarımız var.

Tatillerinde önlem almayıp, evlerine döndüklerinde koronavirüsün pençesine kapılan insanlarımıza da acil şifalar diliyorum. Umarım, bizden ve bizim gibi kişilerden uzak dururlar da mikrobu bulaştırmazlar.

Ülkemizde tartışılan ikinci önemli konu ise orman yangınları.

Allah bir daha göstermesin. Bugün itibariyle hepsi kontrol altına alındı. Yeni alevler çıkmazsa, ormanlarımız artık güvenceye alınmış durumda.

Şimdi, yangınların nasıl çıktığı, kimlerin yol açtığı, sabotaj olup olmadığı, terör saldırısı olup olmadığı konularında araştırma ve inceleme vakti geldi.

Tabi, bunun yanı sıra, yangın alevleriyle mücadele edilirken ortaya atılan birtakım iddialarında göz ardı edilmeden, enine boyuna incelenmesi ve araştırılması vakti geldi.

Bakalım, Türk Hava Kurumu uçaklarıyla ilgili iddialar ve altından neler çıkacak?

Bakalım, yangın esnasında kim reklam için kim alevleri söndürme adına canla başla çalışmış?

Bakalım, yangın olaylarını nasıl siyasi malzeme yapılıp, halkın kafalarını karıştırılmış?

Bunların hepsinin bir biri ardına incelenip, kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Bizlerde bu iddiaları ve neticelerini bekliyoruz. Öğrendiğimiz andan itibaren, siz değerli okurlarımla paylaşacağım.

Hayatta kaldığımız ve yaşadığımız sürece başımıza her türlü olay gelebilir. Önemli olan, bu olaylar karşısında gerekli mücadeleyi verebilme gücü. Doğruluktan ayrılmadan, insanları üzmeden, toplumla barışık bir halde mücadele edebilme gücü.

Kısaca hayata olumlu bakabilmeyi becermemiz gerekiyor.

Sağlık adına, huzur adına, toplumsal barış adına, hayata olumlu bakmayı başarmamız lazım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.