Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayat devam ediyor

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2021 00:00

İnsanları anlamak bazen çok zor oluyor. Hükümet karar alıyor, kapanma var, kısıtlama var deniliyor, bazıları buna rağmen dışarı çıkıp fink atıyorlar.

Bazıları ise harfiyen kurallara uyup, hastalığın bir an önce bitmesi için dualar ediyorlar. Sabırla, inançla bekliyorlar.

Ülkemizde 29 Nisan’da başlayan ve hala devam eden bir kısıtlama ve kapanma dönemindeki günleri yaşıyoruz. Evlerimizde bekleyip, mikrobun yok olmasını, hastalığın yayılma hızının durmasını bekliyoruz. Umutla..

Tabi, ismine her ne kadar tam kapanma denilse de ülkemizde hayat devam ediyor. İnsanların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Ekonominin ihtiyaçlarının yerine getirilmesi, çalışma ve üretimin devam etmesi gerekiyor. Yoksa, bütün şartelleri indirip tam kapanmaya geçersek, halimiz nice olur? Bunu düşünmek bile istemiyoruz. Çünkü, herhangi bir elektrik kesintisi olduğu zaman ve bu kesintinin yarım saat bile sürse, ekonomiye milyonlarca dolar zarar yazdığı yolundaki açıklamalar yapılıyor ülkemizde.

O zaman, hayatın devamı, ekonomik çarkların dönmesi, insanların geçimlerini idame ettirecek para kazanmaları için kapanmada bazı istisnaların olması normal. Hükümet, bu konuda da İçişleri Bakanlığı kanalıyla gerekli düzenlemeleri yapıyor. Gerekli kararnamelerle çalışma hayatı, insanların yaşantısı, ekonomik alandaki ihtiyaçlar göz önüne alınıp değerlendirmeler yapılıyor.

Tam kapanma süresince çalışanlar çalışma izni belgesiyle dışarı çıkabiliyor.

Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan bir açıklama geldi.

Bir anda çalışma izni ile ilgili olarak 5-6 milyonluk bir başvuru aldıklarını söyleyen Soylu, şunları kaydetti: 

"Hepsi başvuru değildir belki de bir kısmı da acaba nasıl bir süreç diye bakmıştır. Burada tüm tanımlamaları yaptık. Bunu ilgili kurumlarla birleştirdik. Bir saniye içinde tespit edilebilir bir sistem kurduk. İlk saatlerde biraz yoğunluk oldu. Şu ana kadar muafiyet tanıdığımız sektörlerde e-başvuru, e-devletten çalışma izni belgesi alan kişi sayısı 691 bin 890. 178 bin 283 kişi de seyahat izin belgesi aldı. Buradan belgeyi aldıktan sonra bu denetimi yapan kolluk güçlerimizin de hem cep telefonlarına hem tabletlerine düşüyor. Bu denetimde çok rahat bir şekilde bunu denetleyebilme imkanına kolaylıkla sahip olabiliyor. Bunu da başardık ve bugün bu işliyor."

Devir elektronik, bilgisayar devri. İletişim çağındayız. Bu sayede, denetimlerin ve kontrollerin kolaylaşması, hayatında da kolaylaşmasına yol açıyor.

Kurallara uymayan vatandaşlarla ilgili gereken uyarıların yapıldığını ifade eden İçişleri Bakanı Soylu, kapanma günleri ile ilgili olarak medya organlarında yapılan bazı haberleri de üstü kapalı eleştirdi. "Buradan televizyonlara ve gazetelere ufak bir sitemim var. Türkiye'nin yüzde 95'i evine kapanmıştır. Çok doğal olarak bizim sürdürülebilir kılmak zorunda olduğumuz ve başından itibaren de söylediğimiz birtakım sektörler, birtakım ana unsurlar var. Üretim ve tedarik zincirimiz devam edecek. Netice itibarıyla hayat devam ediyor. Tarım ürünleri bir taraftan bir tarafa taşınıyor. Ticaretin ana mekanizması devam ediyor. Türkiye'yi tam kapatırken, Türkiye'nin ana işleme mekaniğini bir vesileyle kapatmış değiliz. O da devam ediyor" diye konuştu.

Bakan Soylu, Türkiye'nin yüzde 95'inin evlerinde olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Herkesin yardımcı olması ve teşvik etmesi gerekirken ki yüzde 95 de içerideyken, sanki bunu tahrike yönelik ki bizim yöntemimiz bu dönemde denetleme yapıyoruz. Denetleme noktalarına kameraları koyar, orada bizim denetleme yaptığımız süreç içinde birikmeyi, 'şu anda yollar bu kadar kalabalık' diye gösterirseniz, tanımlamanız bu olur.

Ama 'kolluk kuvvetleri bu denetlemeleri yapıyor, dışarıya çıkan araçların ve insanların kurallara uyup uymadıklarını kontrol ediyor' derseniz problem olmaz. Herkes sokakta gibi Türkiye'nin 81 vilayetinin meydanlarını televizyonlarda gösterdiler. Kimse yoktu meydanlarda. Ama ana arterlerde bir yerden bir yere giden, ulaşmaya çalışanlara şehir girişlerinde, köprülerde bizler araçları durduruyoruz ve onları bir nizama uydurmaya çalışıyoruz.

Maalesef teşvik eden kadar tahrik eden de var. Bu kadar noktadan sonra buna güceniyoruz. Ama herkes de işini yapıyor. Kimisi hayra çalışıyor kimisi de şerre çalışıyor. Biz de işimizi yapmaya çalışacağız."

Evet, sadece Türkiye değil, dünya tehlike altında. Herkes üzerine düşen görevleri yapmak zorunda. Ölüm- kalım meselesi bu konu. İnsanları tehdit eden Koronavirüs mikrobunun yaydığı, Covid-19 hastalığı var. Dünya Sağlık Örgütü bu salgını Pandemi olarak kabul etti. Çünkü, bütün insanlık ve insanların hayatları tehlikede.

Bu işler, öyle kolay olmuyor. Kontrol ve denetim şart. Bir yandan da insanların yaşaması için ihtiyaçlarının karşılanması şart.

Bu ikili ortam, dünyadaki hayatın kilit noktası haline geldi. İster istemez, hastalığa karşı koruma ve çare olarak maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymak zorundayız. Aşılama ile ilgili de çalışmalar var. Aşı olalım, hastalıktan kurtulalım.

Mücadeleye katkı koymak gerekiyor. Sabırla, kurallara uyarak ve üzerimize düşen koruma kurallarını uygulayarak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.