15 Temmuz tarihi, bir darbe girişimi ve kalkışmanın halkın iradesiyle ve mücadelesiyle nasıl ber taraf edildiğine dair en belirgin örnektir. Ülkemizde de bugüne kadar yaşadığımız en kanlı darbe girişimi olarak kayıt edilmiştir.

Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarının bir araya gelerek, bize karşı gülümseyip, şirin gözüküp, ellerine aldıkları kamu malı, devlet malı silahları vatandaşların üzerlerine doğru çeviren göze dönmüş vatan hainleriyle, bu vatanı ve milleti için ölümü göze alan milletin karşılaşmasıdır 15 Temmuz.

Aradan tam 3 yıl geçti.

İnsanlar, 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşanılan olayları dikkatle takip ettiler. İzlediler.

Devletin ana arterlerine kadar, kılcal damarlarına kadar bu terör örgütü militanlarının nasıl ve ne amaçlı girip, yerleştirildiklerine tanık olduk bizler 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylarla.

En önemlisi ise TV kanalları ve medya, hainlerin kalkışmasını ve darbe girişimlerini naklen yayınladılar. An be an bu milletin olaylardan haberleri oldu.

Hainlerin, eli kanlı militanların, ülkemizdeki yönetimde ve topraklarımızda göze olan canilerin bu darbe girişimlerinde nasıl bir adaya geldiklerini de gördük. Anladık. İdrak ettik.

Darbecilere bakıyoruz.

Çoğunluğu asker, polis, adliye teşkilatı mensubu. Bunlar yakalandı. Bazıları yargılanıyor, bazıları ceza aldılar. Fakat, siyasi uzantılarıyla ilgili çalışmalar yapılmadı. Halkımız da aradan geçen 3 yıl içinde siyasetteki bu eli kanlı terör örgütü temsilcileri ve yardımcılarının bir an önce belirlenip, yakalanmasını ve bağımsız Türk adaletine teslim edilmesini istiyor.

Bazıları, devletin içindeki silahları kendi silahları gibi alıp, direnenleri şehit etmekte kullandılar. Şimdi, eğri oturup doğru konuşmanın vakti geldi. Darbe olayı üzerinden tam 3 yıl geçti. Vatandaşlarımız, halkımız bu tarihi unutmadı. Unutacağa da hiç benzemiyor.

Bakalım, darbe gecesi yaşanılan olaylara. Tankların içinden eski polislerin çıkması. Öğretmenlerin askeri birliklerin içine girmesi. Sözde, “İmam” olan ve ne idükleri doğru dürüst belli olmayan, fakat inançlı insanların yardım düşüncesiyle verdikleri paraları toplayıp lüks içinde yaşayıp, bazı militanları bu paralarla yetiştirenlerin maskeleri düştü.

Yasadışı örgütü senelerce devlet imkanları kullanıp, kamu mallarının üzerine konup, siyasetçileri de oy uğruna kullanıp, ideolojisi olmayan fakat her türlü ideolojiden siyasetçileri maşa gibi kullandığı ortaya çıkan bu hain FETÖ örgütünün yaptıklarını unutmak mümkün değil.

Çünkü, halkımız, vatanı-milleti uğruna, demokrasi uğruna can verdi. Yaralandı. Sakat kaldı. Çocukları yetim kaldılar. İnsanların hayatları bir anda söndü. Aileler, öksüz kaldılar.

Bütün bunların ertesinde ise ülkemizdeki darbe girişimi bastırıldı. Demokrasi ve halkımızın, milletimizin özgürlük inancı galip geldi. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un da mısralara yazdığı gibi, “Ben ezelden beri hür doğrum, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım…”

Cümlesi, 15 Temmuzda milletimizin darbecileri karşı eli silahlı teröristlere karşı sadece Türk Bayrağını dalgalandırarak karşı koyması, işte bu mısralarda seneler önce özetlenmiş olan bağımsızlıktır.

15 Temmuzun 3. Yıl dönümünde, halkımız yine sokaklara indi. Meydanlara çıktı. Caddelerde yürüyüşler yapıldı. Devletin ve milletin karşısında hiç kimsenin duramayacağı mesajları verildi. 15 Temmuz geçesi şehit olanlar rahmetlerle anıldı. Allah hepsine gani gani rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun.

Yaralanan gaziler hatırlandı.

Sadece, 15 Temmuz şehitlerimiz değil, bu ülkenin birliği, beraberliği için hayatını feda eden, canını veren asker, polis, öğretmen, korucu, sivil vatandaş olan şehitlerimiz ve gazilerimizde anıldı.

Bu ülke, Çanakkale’de ülkenin elden gidip gitmeme noktasında savaş verirken, nasıl bir ve beraberlik içinde mücadele etmiş ise 15 Temmuz akşamı ve gecesi de aynı milli duygu ile kenetlenip, vatanın birliği, demokrasi için hainlere karşı savaş verdi.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü, şimdi milli bayram olarak kutluyoruz. Bursa’da da bu özel gün, halkla birlikte, millet adına kutlanırken, vatandaşların siyasi görüş ayrımı yapmadan ülkenin birliği ve beraberliği için nasıl kenetlendiğine şahit olduk. Allah, bu birlik ve beraberliğimizi bozmasın.

Amin…