Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Halimiz ne olacak?

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2021 00:00

Pek çok insanın sağlığı ve yaşantısı pamuk ipliği ile bağlı hayata. Ne zaman ne olacağımız belli değil. Nerede ve ne zaman öbür dünyaya göç edeceğimiz de belirsiz.

Hayat, insan yaşantısının doğumundan başlayıp vefatına kadar uzanan ince bir iplik misali hep var yaşantımızda. Bu kısa zaman zarfında, insanların yaptıkları, kazandıkları, kazandırdıkları, ürettikleri ve geride miras bıraktıkları hep bazen iyi niyetle bazen de küfürlerle zehir zemberek anılır.

Herkes vakti saati ve günü geldiğinde yaşadığının hesabını verir. Kendisi vermese bile ailesi, çocukları, yakınları, çevresi, çalıştığı yer veya en yakın arkadaşı bu hesabı sorar. Aslında hesap vermek, verebilmek insanları rahatlatır. Yapılan işlerin, yaşantının hesabını verebilmek için büyük bir erdem ve mutluluktur.

Bizler, yaklaşık 5 gündür ülkemizde darbe olacak mı, olmayacak mı? Diye tartışıp duruyoruz. Üzerindeki üniformaları varken, binlerce askere tek bir kelime ile komut vermeye alışmış olan, elbiseleri çıkarıp sivil hayata geçtiklerinde ise verdikleri komutlar tarihe karışan bir grubun yaptığı açıklamayı düşünüp, taşınıp, eleştirip anlamaya çabalıyoruz.

Nedir bu başımıza gelenler?

Siyaset karışık.

Toplum karışık.

Kimisi bu işi destekliyor, kimisi ise darbe söylemleri ve çağrışımlarıyla tepki gösteriyor. Toplumun büyük çoğunluğuna baktığımızda, siyasetin büyük çoğunluğuna baktığımızda tepkilerin çok olması, yapılan işlemin sıkıntılı olduğunun göstergesi.

Pek çok kişi bir birine soruyor; ne olacak bu memleketin hali?

Sorunun amacı aslında çok başlıklı.

Birinci başlık, emekli amirallerin gece yarısı yaptıkları bildiri meselesi.

İkinci başlık, bu söylemler darbe çağrışımı yapıyor mu, yapmıyor mu? Siyasette ana muhalefet ile iktidar kanadı ikiye ayrıldı. Zaten bu durumun olması beklenilen bir sonuç olduğu için pek fazla da önem arz etmiyor.

Üçüncü başlık, sağlık. Pandemi devam ediyor. Koronavirüs yayılması çok. İnsanlarımız Covid-19 vakalarının artması nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyorlar.

Dördüncü başlık, ekonomi. Gerçekten çok zor ve güç bir dönemden geçiyoruz. Bir yanda sağlık, sıhhat, diğer yanda ekonominin katı kuralları.

İnsanların geçinmek ve hayatlarını devam ettirme adına para kazanmaları lazım. Bu para da evlerde tıkalı kalınıp çalışmadan olmuyor. Bazı meslekler, uzaktan çalışma veya evde çalışma ile işlerini görebiliyorlar ama, beden gücüyle çalışanlar için bu durum söz konusu değil. Ülkemizdeki işçi yapısına bakıldığında ise yüzde 70 çalışanların beden gücüyle çalışıp para kazandıkları gerçeği ile karşılaşıyoruz.

O zaman, üretim ve çalışma için insanların mecburen işyerlerine gitmesi gerekiyor. Evde kalanların her ne kadar korunma adına nöbet bekledikleri düşünülse de, nöbet bekleyenlerinde karınlarını doyurma adına bir gelirlerinin olması lazım.

Tam bir açmazdayız.

Kontrollü normalleşme başladığı günden bu yana bir ay içinde Covid-19 salgın olaylarında artış oldu. Bunu devletin her gün açıkladığı resmi rakamlar ortaya koyuyor.

Bunun yanında koronavirüsün yayılması hızla devam ediyor.

Bu illete yakalanmadan çalışmak, para kazanmak, ekonominin çarklarını döndürmek ve hayatın akışı içinde yaşantımızı devam ettirme mecburiyetindeyiz.

Beşinci başlık, eğitim. Ülkemiz renklere bölündü. Mavi, riski az olan bölge, Sarı, riski biraz olan bölge, Turuncu, riski fazla olan bölge. Kırmızı, riski en fazla olan bölge. Eğitim sistemimiz de buna göre şekillendi. Şimdi çocuklar, öğrenciler hafta iki gün okula gidip ders yapıyorlar. Gerisi evlerde.

Evlerin bazı bölümleri karantina altında, bazı bölümleri dışarıya çıkmayanların yaşama alanı gibi. Bazı bölümleri ise okul oldu.

Aileler kendi aralarında yaşama bölümü seçmişler. Kimse, kimsenin kendi alanına gelmesini istemiyor. Herkesin sinirleri hat safhada. Kimisi ders dinlerken sessizlik istiyor. Kimisi ise TV’lerde müptelası olduğu programları izlemek istiyor. Ders saati ile TV program saatinin çakışması da aileler arasında tartışma yaratıyor.

İnsanlar arasında psikolojik savaş var.

Herkes bir birine soruyor; halimiz ne olacak?

Cevabı veren yok. Yapılan açıklamalara göre, biraz daha sabır edeceğiz, dikkatli olacağız, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyacağız. Devletin sürdürdüğü aşı takvimine göre, sıramız geldiğinde aşılarımızı yaptıracağız. Böylece, salgından ve hastalıktan kurtulmaya çalışacağız.

Ülke olarak birkaç gündür birinci başlık altındaki emekli amirallerin tutum ve davranışlarını tartışıyoruz. Bakalım, sonuç nereye kadar gidecek?

Sabır eden derviş, tekkede pişen çorbadan içermiş….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.