Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hadi canım ben de…

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2019 00:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2019 00:06

Sevgili belediye başkan adayları ve il yönetime talip kimler varsa

Bursa’yı bilir misiniz?

Eminim, İskender kebabını iyi bilirsiniz, keza kestane şekerini de. Cantıkta malumunuzdur, pideli köfte de.

Peki, Ulucami’nin bahçesinde kovalambaç oynadınız mı ya da Uludağ’ın eteklerinde ki kireç ocaklarında saklambaç? Sarı alandaki Pala Reminin kendin pişir kendin ye’si, Kırmızı vagonlu buz gibi Teleferik, Hanlar bölgesinde ki ayakkabı tamircisi topal, Emir Sultan’da ki güvercinler, hamamlarda ki natırlar, havluya havlı denilen havlucular, İpek kese, Uludağ kestanesi de bildikleriniz arasında mı?

Yarma şeftali yediniz mi hiç? Hani Bursa şeftalisi derlerdi.

Ya hakiki Gemlik zeytini?

Ramazanlarda kama, tabanca, sürahi almak diye simitçinin yolunu gözlediniz mi? Heykel’de on kuruşa niyet çektirip bayramlarda Postane köşesinde kartpostal sattınız mı? Cüce arif’le kese kağıdı yaptınız mı undan tutkalla?

Şangır Şungur Mahallesini duydunuz mu? Koza Han’da ki kozaları, gece mahallesinden kızakla kaydınız mı soğuktan terleyerek; Altıparmak’ta Yahudi amcalarınız teyzeleriniz oldu mu?

Evdekilerden gizli gizli sokak cantıkçısından cantık alıp yiyip ağzınız kokmasın diye karanfil çiğnediniz mi? Turşucu Salih’in turşusunun acılı suyundan içtiniz mi, Irgandı Köprüsü’nün altında askercilik oynadınız mı? Mahvel’de arkadaşlarınızla randevulaşıp Heykel postane turları attınız mı? Her turda babanıza, eniştenize, doktor amcaya denk gelip utangaç utangaç birbirinizi görmezden geldiniz mi?

Pandispanya yediniz mi hiç pandispanya? Bilir misiniz pandispanyayı? Anneniz salçalı ekmek yapıp verdi mi Üftade’de elinize?

Hisarın daracık sokaklarında saatler boyu pedal çevirdiniz mi? Kızlar baksınlar diye bisikletinize canavar düdüklü kornalar taktınız mı? Elinizdeki sokak köftesiyle Atatürk stadında maç izlediniz mi karda kışta yağmurda?

Şu benim yıkılma nedenini hala anlayamadığım stadyumdan söz ediyorum canım. Hani hangi stat ki diye soracaklarınız olursa diye.

Okulu kırınca sabahın köründe Özgen’in sobasının etrafında kedi yavruları gibi ısınmaya çalıştınız mı? Ortaokul talebesiyken Kırk Merdivenlerde aşkınızı ilan ettiniz mi 3G’den Gönül’e?

Ve günü geldiğinde emri hak vaki olduğunda sevdiklerinizi bu şehrin toprağına sakladınız mı?

Bilmiyorum bu saydıklarımın sizde ne kadarı var.

Ama biliniz ki. Bursa sıradan bir şehir değil. Ya da değildi.

Bir şehirli olmak, şehirde ikamet etmekle aynı anlama gelmiyor. Onun dokusunda harmanlanmak gerekiyor, her mevsiminde doğmak ve yine her mevsiminde büyümek gerekiyor. Zaman içerisinde ki, akışına tanıklık ederek, o şehri her gün biraz daha severek ve günü geldiğinde de, sevdikleri gibi toprağına saklanarak.

Keşke bir yasa olsa da Bursa’nın yönetimine talip olanlarda en az üç kuşak Bursalı olma koşulu aransa. Ya da her kentin.

Şimdi bir de bugünün penceresinden bakınız lütfen Ulu Şehire…

Hiç bir şeye ve kimseye saygı duymayan, içinde yaşadıkları şehrin değil dokusunu kavramak, niteliğinin bile farkında olmayan, otobüste, trende, yolda, parkta, bahçede, her yerde bağırıp çağıranlar, küfür edenler, tükürenler, sokakları işgal edenler, araçlarını engelli yolu filan demeden gözlerine kestirdikleri her yere bırakanlar, yaya araçlı fark etmez kırmızıda geçenler, izmaritlerini, çöplerini her yere atanlar, gözünüzün içine baka baka sıranıza tecavüz edenler, kaldırımlarda üçer, beşer yan yana yürüyenler, karşıdan karşıya geçerken üstünüze çıkanlar, çocuklarını istedikleri yerde işetenler, genel, özel fark etmez her umumi tuvaleti rezil edip çeker gidenler, kentin bir karış yeşilliğinden siteler çıkartanlar, her an hır çıkarmaya meyilliler kısacası akıllarına eseni, akla ziyan yapanlar…

Bu gördüklerinizi eskisi gibi demiyorum olması gibiye çevirebilecek misiniz?

Eskiler anılarıyla yarenlik edip, romantik duygularla o şehrinizi yad ederken, onların tüm hoyratlıkları ile, ellerinden geleni artlarına koymadan kentlerinin tüm güzelliklerinin üzerine çullanarak, geçmişe ait ne varsa hepsini hoyratça tüketmesine izin verecek misiniz?

Yoksa kentsel dönüşüm diye diye kentin başını döndürmeye devam mı edeceksiniz?

Kentsel dönüşüm, bina yıkıp bina yapmak değil, olmayanı kentliye dönüştürebilmektir bence.

Sosyal uyum sağlanmadıkça teknoloji kentlere sadece makyaj olarak kalır.

Şimdi seçim var;Yani rüzgar çok uygun.

Kenti yönetmeye talip adaylar pek bir sevimliler.

Sırtlarında mavi boncuk heybeleri kentin her yerinde ahaliye mavi boncuk dağıtıyorlar.

Yok yok. Kim derse eyvallah modundalar.

Hamasetin ve ceğiz cağızların haddi hesabı?  O da yok.

Ama ben daha hiçbirinin ağzından şehirde yaşam etiği hakkında ne yapacaklarına, sokaklarda, parklarda, caddelerde yaşanılan bu kör dövüşüne karşı ne gibi önlemler alacaklarına dahil hiçbir şey duymadım.

Birbirlerinden farklı yerlerde farklı mekanlarda kendi doğrularıyla monologlar yaparken bu soruları yanıtlamaları da mümkün değil.

Madem devir teknoloji devri ve maden hepisinde ayrı ayrı teknolojik projeleri var en basitinden başlayıp giriversinler bir televizyon stüdyosuna otursunlar karşılıklı biz de ekran başında yerimizi alalım hem onları dinleyelim hem de Bursa için hangisi ne kadar var onu bilelim.

Yaparlar mı ki bunu Bursa için Bursalı için?

Hadi canım bende…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.