Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Güzel olmak lazım...

Yazının Giriş Tarihi: 27.10.2018 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.10.2018 00:04

Teker teker gidiyorlar...

Her yolculuk,bir yalnızlığa rast geliyor.

Bakıyorum bıraktıkları boşluğa,

Dolması zaten mümkün değil de

Giderken bizi kime emanet ediyorlar?

***

Sanırım otuzlu yaşların başlarındaydı.

Hacı Annemin cenazesi henüz musalla taşındayken söyledi  yazının başlığı yaptığım sözü ve ekledi ;

‘’Yarın olmayabiliriz.’’

Çok yoruldum artık sevdiklerimi yitirmekten.

Her yitiriş ile daha bir yalnız hissediyorum kendimi.Daha bir eksilmiş daha bir yılgın.

Adını bilmediğim delikanlının sözü kulaklarımda yankılanıyor hala

‘’Güzel olmak lazım’’

Anne karnında şekillenirken kimse cinsiyet tercihimizi sormadı. Anne, baba ve bilumum akrabamızın kimler olacağı konusunda da fikrimiz alınmadı. Genetik kodlarımızı da biz belirlemedik. “Bak beş tane kaderin var; Seç birini” diyen oldu mu? Olmadı… Biz, biz olurken en önemli unsurlarımızın tayini bize bırakılmadı. Eee o zaman ne bu afra, tafra ve de caka?

Yaratılmışların en şereflisi insan olmak neyimize yetmiyor?

Neyin kavgasını veriyoruz ve neyi paylaşamıyoruz? Nefsimizden başka hiçbir şeyin gerçek sahibi değiliz ki…   Neyimiz varsa emanet.

 Ekvator çapı 12.756,28, Kutuplar arası çapı 12.713,56, Ekvator çevresi 40.075, Yüzey alanı 510.067, Karaları 148.847.000, Denizleri 361.220.420 kilometrekare olan ve bugün 1,8 milyon farklı türün varlığı bilinmekle birlikte, 3-100 milyon arasında farklı canlı türü olduğu tahmin edilen bu dünyaya neden geldik?

Evreni geçtim, dünyada bile küçücükken, bu kocaman egoları ne ara edindik? Öylesine bir hır gür içerisindeyiz ki, gözümüz kendimizden başka hiçbir değeri görmüyor. Varsa yoksa kendimiz.

Bizden gayrısını   dünya sahnesinde figüran sayıp, rol dağıtımını yapmaya kalkmamız ne kadar hazin. Kimin ne haddine  değiştirmek diye düşünürken dekor, ışık, kostüm hep bizim olur verdiğimizi sandıklarımız,

Ya senaryo?  

Dedim işte yazan bize hiçbir şey sormadı yazarken.

Kurdu sahneyi, düzdü dekoru verdi repliği; “Sen insansın” dedi.     

Bu sahnenin tozu çok, oyunun kaçıncı perde de biteceği de belli değil. Sadece izleyeni belli alkışta onun, ıslıkta.

Demem o ki; Hazır sahne açıkken, henüz “perde denmemişken, repliğimizin ezberine bir daha bakalım.

Hem kendimizin, hem rol arkadaşlarımızın insan olduklarını unutmayalım.İlahi senaryonun dışına çıkıp hezeyanlarımızla esas oğlanı oynamayalım.

Zaten yazan oynatmaz da, bir yerlerde okumuştum; Bize ait olmayanların peşinde koşup, bize kalacak günahlar biriktirmeyelim.

 Madem rol insanlık,birbirimizden rol çalmayalım.

Perde kapanıp ışıklar sönünce, bir de sahnenin kulisi var. Islıklarla geçmeyelim. 

***

Galiba sorumun yanıtını buldum artık.

Bizi bize emanet ediyorlar gidenler.

O halde emanete her hıyanet aslında kendimize

Güzel olmak lazım diyordu delikanlı.

Çokta haklıydı.Güzel olup güzel kalmak .

Ve güzel anılmak.

Tıpkı Hacı Annem gibi…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.