Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gurbette öğrencilik zor zenaat…

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2021 00:07

Yüksek öğrenimini doğup büyüdüğü,ailesinin ve sevdiklerinin yaşadığı illerin dışında yapanlar çok iyi bilirler;

Gurbette öğrencilik zor zenaattır.

Zamanından çok önce ve etrafı ne kadar kalabalık olur ise olsun  yalnız büyütür insanı.

Okul bitince alınan diplomanın görünmez bir eki vardır ki,o da hayat üniversitesinin ön lisansından da mezuniyetini belgeler öğrencinin.

Pek çoğumuzun okul yılları denilince aklımıza ilk gelenlerin öğrendiğimiz derslerden ziyade tahsil gördüğümüz yıllar boyunca başımıza gelenler olması rastlantı değildir.

Delikanlılığın,genç kızlığın başladığı yıllarımızda tanışırız gurbet ile.

Sadece gurbetle mi?

Yaşlandıkça daha bir hatırlayıp özleyeceğimiz arkadaşlarımızla, ana-baba evindeyken mutfaktan bir bardak su almaya üşendiğimiz hallerimizin yarım yamalak aşçılıklarımıza evrilmesiyle, aynı öğrenci evini-yurt odasını paylaştığımız çoğunlukla zoraki olsa da partnerlerimizle, günü 24 saate sığdıramayıp sabahlara kadar ders çalışır gibi yaptığımız kendimize özgü nöbetlerimizle.

Bazen de ki,bu bazen bayağı çok bazendir şimdiki hayat arkadaşımızla…

Öğrenim hayatımız boyunca gördüklerimizin, yaşadıklarımızın, tanıklık ettiklerimizin etkileri ile her yıl iki kez büyürüz de bunu fark etmemiz için orta yaşları bulmamız gerekir.

Velhasıl hem zor zenaattır gurbette öğrenci olmak hem de çok keyifli.

Yani en azından bizim zamanımızda öyleydi.

Memleketten gani gani parası gelenleri ve yıllığı bilmem kaç yüz bin lira olan özel üniversitelerde first class müşteri modunda okuyup pahalı yurtlarda evlerde kalabilenleri ayrı bir yere koyarsak çoğumuz yoksul ya da yoksula yakın orta halli ailelerin çocukları idik ve gerçek öğrencilikte  buydu gözümüzde.

Hemen hepimize  üniversite öğrencisine layık görülen pejmürde yaşam biçimi dayatılır,geçimlerini devletin kasabalarında ilçelerinde açtığı yüksek okulların öğrencilerinden sağlayan ahali dahil nerede öğrenci isek oranın ezberlerine uymak zorunda kalır durumdan şikayet ettiğimizde de  ‘‘amman katlanıver işte ne de olsa öğrencisin’’saçmalığında ki cümlelere muhatap olarak bitirirdik her ne okutuyorsak onun okulunu.

Diğerlerini bilemem de bu coğrafya da üniversite özellikle de gurbetçi üniversite öğrencisine primat muamelesi yapmak ortak bir davranış biçimini almıştır.

Elbet iyilerini tenzih ediyorum da genellikle evinden lokantasına, otelinden pansiyonuna öğrencinin gereksinimi olan ne varsa ya harcı alemdir ya da mış-miş gibidir.

Daire imiş,lokantaymış vesaireymiş…

Sanki öğrenci farklı bir yaşam formuymuşta insani gerekler onun için gereğinden çok fazla lükslermiş gibi.

Sanki kırılan iki yumurta ile gerekli gıda alınıyormuş ötesi israfmış,soba da odun kömür yerine çöpten toplanmış gazete kağıdı  yakmak işin raconuymuş gibi.

Sanki her nereye gidiyor ve zaman geçiriyorsa oranın fiyat listelerine sonuna kadar abanmak zaruriymiş gibi.

Eminim çoğunuzun öğrencilik yılları okullarınızın yanı sıra hayata dair pek çok sıkıntıyı da göğüsleyerek geçmiştir

‘‘Barınamıyoruz’ diyen öğrenciler geceyi banklarda geçirdiler’’

Başlığı ile verilen haberi okuyunca anımsadım öğrencilik yıllarımı.

Ve mezuniyetimden bu yana geçen 35 küsur yıl sürecinde çoktan tarihte acı bir anı olarak kalması gereken öğrenci barınma sorununun günümüzde eskiye oranla daha sertleşerek devam etmesi yüreğimi burktu.

Konu her ne kadar gelecek kuşaklarımızın nitelikli yetişmeleri için son derece mühimse de profesyonel bir Türk vatandaşı olarak gayet iyi biliyorum ki barınamayanların yaşamda barınabilmeleri için verecekleri mücadele pek çoğunun geceli gündüzlü çalışmalarla hak etikleri üniversitesini daha işin başın terk etmelerine yol açacak ve bu konuda diğer kördüğüm olmuş yüzlercesi gibi kamuoyunun küçücük azınlığının  dışında hiç kimsenin gündemine bile giremeden unutulup gidecek, ateşte düştüğü yeri yakmaya devam edecek dumanı bir mahalle öteden bile görülmeyecek.

Çocukların bir nevi Türk Homeless olmaları medyanın bir kısmında yer bulacaksa bulacak sıfır maliyetli olduğu için yurt yerine kat kat hamaset yapılacak mevzu atiye terk edilecek.

Bu arada kısa süre sonra yurt ve ev kiralarındaki pahalılık nedeniyle barınamayan ve okullarını bırakmak zorunda kalan gençler adlı bir sosyal sınıfımız daha olacak.

Fakülte ve yüksek okullarda ki sınıfları dolduramayan barınaksız öğrencilerde bu sosyal sınıfta her sırada beşer onar kişi olarak oturacak.

Ah şu deve yok mu deve;

Keşke sadece boynu eğri olsaydı…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.