Yazılı,görsel ya da sosyal medya platformlarında şöyle içinizi açan, ruhunuza iyi gelen ‘Oh be işte bu’ diyeceğiniz bir habere en son ne zaman rastladınız?

Ama çarpıtılmış, kurgulanmış, kurcalanmış sonucu değiştirilerek sevimli hala getirilmiş haberimsilere değil, nalına mıhına sadece olay neyse onu anlatan güzel haberlere.

Yazıya oturmadan medya da son bir ayda neler manşet olmuş diye bir baktım; başım döndü bıraktım.

Amanallah…

Ortalık savaş alanı gibi.

Çıkarını siper yapan geçmiş arkasına etrafa yaylım ateşi açıyor.

Artık kime denk gelirse; kendisi vurulmasın yeter…

Yani ilaç niyetine bir tek iyi haber yok desem abartmış olmam.

Olana da inanmama gibi tuhaf ruh haleti içindeyiz ya neyse…

Ama haksız da sayılmayız.

Zorlama olanlarında bile bir garabet var .

Özneleriyle yüklemlerinin araları açık; birbirlerine ters ters bakıyorlar…

Evet gazetecilik jargonunda ‘iyi haber haber değildir’diye saçma sapan bir söylem oluşmuşsa da bu kadarına dünya da kaç millet dayanır bilemem.

Hele gündem oluşturup, buruşturup atma da üzerimize yok.

Müthiş bir ülkeyiz gerçekten.

Sanki bir yerlerde sigortalı çalışan gündem oluşturma memurları var da oturuyorlar bu gün bu, yarın şu,öbür gün o diye gündemleri tek tek belirliyorlar.

Hatta bazen sabah,öğle,ikindi akşam diye vakit gündemleri bile oluşturdukları oluyor hazretlerin.

Hani şu gavurlar bizi kıskanıyor diye traji komik bir cümle var ya

İşte bu ham gündem oluşturma beceresi için kullanılabilir.

Ham gündem dememin sebebi gündemler ilgilileri tarafından ne kadar yoğurulurlar ve ağızlarda sakız edilip çiğnenirlerse o kadar kıvama geliyorlar.

Kimileri de daha işin başında kimse yemediği için çiğnenseler de ham kalıp olgunlaşamıyor.

Gavur ellerinde üç beş yılda bile görülemeyecek bir gündem bereketine sahibiz.

Borsa gibi; dakika dakika değişiyor.

Çeşit deseniz gani.

Seç seç al; dükkan senin.

Çok büyük bölümünü anlamak, izlemek, izleyip yorumlamak, analizini yapmak,gerektirdiği önlemleri almak,bu önlemleri yurt sathına yaymak nihayetinde gündemi içselleştirip neden sonuç ilişkisini kurmak için en fazla yirmi dört saatimiz oluyor.

Durumu bu sürede çözdük çözdük.

Çözemedik hooop yeni gündem kucağımızda…

Bu gündem denilen nesne her zaman yalnız da gelmiyor.

Yanına yavru gündemcikleri alıp memleketin bahçesinde oynasınlar diye orta yere salıvereni de çok.

Bunların nokta atışı olanları da var.

Mesela memleket meseleleri üzerinden derin hamaseti gündem yap, müşterisi gani.

Herkes kendi ilgisini çeken gündemle haşır neşir olurken, ortak ilgi bekleyen gündemler ilgisizlikten mahsunlaşa mahsunlaşa masumlaşıyorlar.

Masumlaşmaları da bir yana alışkanlık haline geliyorlar, bizimle birlikte yaşayıp gidiyorlar.

Aralara sıkıştırılan çakma gündemlerin ise ahali için zaman kaybından öte hiçbir işlevleri yok zaten.

Günümüz geliyor vademiz doluyor biz ölüp gidiyoruz,onlar gelecek kuşaklarla yaşamaya devam ediyorlar.

Gündem ne denli çeşitli,ne denli doğurgan olsa da,aralarında biri var ki,her daim star pozisyonunda.

İç siyasetinden,dış siyasetinden,kazasından,belasından daima açık ara önde.

Adı da Şiddetli geçimsizlik hali

Yani şiddetli bir şekilde geçinememe hali.

Çıkın sokağa üç kişiye sorun,iki buçuğu bu şiddetli geçinememe halinden dem vuracaktır.

Memuru,işçisi,işvereni hele emeklisi bu şiddetli geçimsizliğin altında fena halde eziliyorlar.

Deyim,her ne kadar ilk bakışta eşler arasında yaşanılan olumsuzlukları çağrıştırsa da dikkatli bakıldığında paraya para demeyen mutlu azınlık dışında ortalama Türk insanın tek gündemi.

Dolayısı diğer gündemler lafı güzaf…

Ez cümle bu şiddetli geçinemezlik hali pek fena.

İnsan emekli maaşını alıp bir saate dörtte üç buçuğunu dağıtınca, eline kalana bakıp daha iyi anlıyor ne menem bir şey olduğunu…

Ha;

Gündem borsasında en çok kote olan kim? derseniz;

Yanıtı basit;tabi ki biz;

Namı diğerimiz ile ahali…