Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Güçlü Türkiye

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2021 00:01

Senelerdir dillerden düşürülmeyen bir slogan var, “milli devlet, güçlü iktidar!” Evet bu slogan, dünyanın pek çok ülkesinde kullanılıyor. En son Kosava’da duymuştum. 17 Şubat kuruluş yıl dönümü nedeniyle yapılan törenlerde insanlar hep bir ağızdan, gururla ve heyecanla söylüyorlardı.

Bir ülkenin dış dünyada güçlü olabilmesi için ekonomik yönden güçlü olması gerekiyor. Dünyanın sayılı askeri güce sahip olması gerekiyor. Bunun yanı sıra diplomasisinin, yanı Dışişlerinin güçlü olması, başka ülkelerde bulunan büyükelçiliklerin, konsoloslukların deneyimli insanlarla temsil edilmesi gerekiyor.

Yoksa, dünyanın pek çok ülkesi, ekonomik gücünü kullanıp, sizlerin askeri gücünüzü pasifize edebiliyor. Yada, başka ülkelerle olan din birliği ve aynı dini inançları bahane edip, Haçlı Seferleri anlayışı gibi anlayışla hareket eden ekonomik yönden güçlü kuvvetli ülkeleri arkasına alıp, şımarık evlat muamelesi yapabiliyor.

Bu yazdıklarım dünyada yaşanılan ve geçmişten ders alınması gereken örnekler.

Şimdi, içinde bulunduğu haftayı, terör belası ve terör eylemlerini tartışarak geçirdik. Nedeni, Gara’da düzenlenen operasyon ve bölücülerin elinde bulunan asker ve polislerimizin hain teröristlerce, bölücülerce şehit edilmesi. Operasyon sırasında 3 askerimizle beraber toplam 16 vatan evladımızın şehit olması.

Son iki gündür, bu olayla ilgili olarak siyaset insanların ortaya attıkları bir takım iddialar ve söylemlerinin terör örgütlerinin reklamını yaptığına yönelik yazılar yazdım. Ayrıca, bu söylemlerin, güvenlik güçlerinde moral, motivasyon düşüklüğüne yol açtığını yazdım. Şehit ailelerin yaslarını tutamadıklarını, evlatlarının açısıyla siyaset yapanların bu aileleri rendice ettiği anlamına gelen konulardaki görüşlerimizi sizlerle paylaştım.

Siyasette bir kopukluk var.

Muhalefet, iktidarı, operasyonla ilgili suçluyor.

Terör örgütünün kaleminden çıktığı açık seçik belli olan bir takım suallerle ortalığı karıştıran açıklamalarla, ifadelerle bu savunmasız ve silahlı insanları katledenlerin cezalandırılması yerine, olayda şehit düşenlerin ve ailelerin suçlanmasına yönelik hedef saptırmaya varan açıklamalar hoş değil. Bu millet, zamanı geldiğinde bu suallerin cevaplarını sizlere sandıklarda verir.

Yukarıda yazdığım gibi, bizim Türkiye olarak Milli bir devlet ve güçlü bir iktidar sahibi olabilmemiz için, iktidarıyla, muhalefetiyle beraber el ele olmamız şart. Birisi sağa, birisi sola çektiğinde, ip inceldiği yerden kopar, sonrasında ise bu vatanı, milleti toparlamak çok güç olur. Bizler, 12 Eylül 1980 öncesinde siyaset üzerinden oynanan oyunları ve siyasetçilerin bu oyunlara nasıl maşa gibi kullanıldığını gördük. Yaşadık. O zamanlar, “kahrolsun Amerika” diye meydanlarda bağırıp, kendilerine el altından gönderilen Amerikan menşei Marlboro sigarasını ceplerinden eksik etmeyen binlerce kişi vardı.

Bugüne geldiğimizde ise olaylara farklı bakış açısından bakmak, neticenin anlaşılmasına daha fazla ışık tutuyor. Önce, Suriye içindeki karışıklığa bakalım. İsmi konmuş olmasa bile 10 yıldır devam eden bir iç savaş var. Birleşmiş Milletler seyrediyor. Nedeni, bu çatışmaların ülkeler arasında değil de ülke içindeki silahlı güçlerle ülke yönetimi arasındaki çatışmalar olarak görülmesi.

Ama, Amerika orada. Rusya orada. Fransa orada. Kanada orada, İngiltere orada. Almanya orada. İtalya orada. Hepsinin askeri güçleri var. Bu askeri güçler, hani ülke içindeki silahlı guruplar olarak nitelendirilen insanlara para veriyorlar, silah veriyorlar, cepheye sürüp istedikleri gibi çatışma çıkarıyorlar.

Bu ülkeden kaçanlar ise Türkiye’ye sığınıyor. Ekonomi bozuldu. Huzur güven ortamında sıkıntılar var. Çatışma bölgesi Türkiye sınırları. Türkiye olarak bizler bu çatışmaları seyredip, başka ülkelerin burada kendi çıkarlarını korumasına, at koşturmasına seyirci mi kalacağız?

Hayır.

Muhalefetin işte bu denklemi iyice bir anlayıp çözmesi gerekiyor.

Sonrasında ülkemizde, senelerce iç huzura yönelik, bölücü faaliyetlerde bulunan, asker, polis, öğretmen, sivil vatandaş, çoluk-çocuk demeden şehit eden, öldüren PKK itleri de buralarda barınıyor. Türkiye, bu itlere yönelik operasyon yapmasın mı?

Muhalefetin işte bu denklemi iyice bir anlayıp çözmesi gerekiyor.

İşin oluş şekline baktığımızda, bu hain bölücü sürüsünün, it sürüsünün arkasında Amerika var. Hani, seneler önce ülkemizdeki iç karışıklıktan, kardeş kavgasından faydalanıp, insanları sokağa döküp, kendi kendisini protesto ettiren ama, sigarası dahil bütün malları ülkemize satan Amerika. İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve diğer ülkeler ise onların oyun kurucu baronları ve para babaları. Bu örgüte para verip, silah verip katliam yaptırıyorlar, sonra da karşımıza geçip, bizleri avutmaya çabalıyorlar.

Bu durum artık son bulsun. Çünkü, bütün maskeleri düştü, düşüyor.

Türkiye uyanıyor. İnsanlar artık her söylenene kanmıyor. Her gösterilene, konuşulana inanmıyor. Milli Devlet, güçlü iktidar, ülke içindeki siyasetin paramparça olmasıyla değil, tek yürek, tek bilek ve bütün olayların üzerine ortak mücadele duygusuyla gidilmesiyle oluyor. Siz, birbirinizle kavga ederseniz, dışarıdan gelen düşman, arabulucu rolü oynayıp, sizleri önce böler, parçalar, sonra da tarih sahnesinden siler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.