Koronavirüs nedeniyle getirilen 17 günlük kısıtlama sanki birileri için tatil beldelerine gidip tatil yapma gibi algılandı. İnsanlar, kapanma saati ve günü öncesinde yola çıkıp, tatil beldelerine koştu.

Bir yanda hastalık diğer yanda ise ölüm tehlikesi var.

Hükümet, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin yaptıkları belirleme ve önerileri doğrultusunda hastalıkla mücadelede bir takım yeni önlemler aldı. Bunun içinde kapandık. Yani, kimine göre tam kapanma, kimilerine göre ise kapanma var ama isteyen dışarıda istediği gibi çıkıp çirit atacak.

Nasıl yani? Diye soracak oldum.

Bakın, eline bir fatura alan, “bankaya ödemeye gidiyorum” diyerek mesai günlerinde saat 10.00 ile 16.00 arasında bal gibi gezecek. Çünkü, bu işlem için bankalar açık kaldı, vatandaşta tabi ki borcunu ödeyecek.

Bir başka yasak delme olayı, market, kasap, çiçekçi, böcekçi, çekirdekçi, kahveci vb. yöntemler. Aslında evine yürüme mesafesinde olanlara gitmek serbest ama, bizim insanımız eline bir poşet aldı mı şehir turu yapıp geri dönüyor.

Bazıları ise “işi gidiyorum” veya “işten yeni çıktım, evime gidiyorum” gibi bahanelerle sokaklarda geziyorlar.

Buna benzer pek çok örnek var.

Bizim ülkemizde “kanunlar, uygulamalar güzel olsun, iyi olsun” düşüncesiyle çıkarılıyor. İnsanlarımız ise bu kanunların bir boşluğunu veya başka bir yöntem bularak, kanuna karşı kanuni imiş gibi yaparak kendi lehine döndürmeye başarıyorlar.

Bakın şimdi hükümet, 29 Nisan akşamı, yani bu akşam saat 19.00’dan sonra başlayıp, 17 Mayıs 2021 tarihinde sona erecek yeni bir kısıtlama kararını uygulamaya başladı. Bu kararın amacı, insanlarımız sokaklara, caddelere, açık havaya çıkmasınlar, evlerinde otursunlar ve koronavirüs illetinin bulaşması yavaşlasın, insanlarımız Covid-19 hastalığına yakalanıp ölümle pençeleşmesin.

Amaç ve düşünce doğru.

Fakat, bizim insanımız yasak dinler mi?

Tabi ki dinlemez.

Onlar yine bir çaresini bulup, sokağa çıkmaya, caddelerde dolaşmaya devam ederler. Yukarıda bazı örnekleri vermiştim. Bu örnek ise bambaşka. İnsanlar, yollara düşüp, kısıtlama günlerini tatil günlerine devşirme çabasına girdiler.

Yollar, yaz mevsimi trafiğinden daha kalabalık. Tatil beldeleri dolup taşıyor. Buralara gidemeyenler ise yine tatil beldelerinden yazlık ev, pansiyonları kiralayıp yollara düştüler.

Düşünceleri ne?

Evde sokağa çıkma kısıtlaması var ya, evde kalmak yerine, yazlık beldelerde sokağa çıkıp dolaşmayı, denize girmeyi, havuzlarda serinlemeyi düşünüyorlar.

İster istemez evlerinde kalan vatandaşlarımızda haklı olarak soruyorlar;

Gidişat nereye?

Evet, bu gidişat nereye doğru seyir ediyor?

Geçen senede bu aylarda, hatta Ramazan ve Kurban Bayramı’nda kapanma oldu. İnsanlarımız yine tatil beldelerine koştular. Buraların nüfusu bir anda yüz iken bin beş yüz oldu.

Sonra, hastalık yön ve seyir değiştirdi. İstanbul’da vakalar varken, buralardan tatil beldelerine gelenler, virüsü beraberinde yük yapıp taşıdılar ve tatil beldelerindeki insanların hayatları, yaşamları tehlikeye girdi.

Bugün, yarın aynı olayların olmayacağını kimse söyleyemiyor. Çünkü, bu işin garantisi yok.

Alınan önlemlerin sıkı sıkıya takip edileceği söyleniyor. Denetimlerin eksiklik yapılacağı söyleniyor.

Umarım bu kez doğru iş yapılır. Umarım bu kez alınan önlemler olumlu meyve verir.

Umarım bu kez, insanlar evlerinde kapalı kaldıkları zamanın faturasını sadece evlerinde kapalı kalıp gelir kaybı uğrayarak ödemezler. En azından, bu meşakata katlananlar, “biz evde kaldık. Virüsü yendik” diyebilmeliler.

Yoksa, millet deniz kenarında, havuz içinde keyif yaparken, Bursa’daki vatandaşların evlerine kapalı kalıp, “bu hastalıktan kurtar bizi Allahım” diye dua etmeleri, galiba geçmiş örneklere bakıldığında pek bir fayda sağlamayacak.

Çünkü, herkes bir sığınağa gitti.

Evlerinde kalacak olanlarda karınca kararınca hedeflerini ve günlerini nasıl geçireceklerini belirlediler.

Bizlerde, evde kalanlara moral olabilme adına, onları haberlerden haberdar edebilme adına, etrafımızda olup bitenleri öğrenmeleri adına mesaimize devam edeceğiz.

İnşallah bu kez son kapanma olur.

İnşallah bu beladan musibetten bir an evvel kurtuluruz.