Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

GİDENE GÜLE GÜLE

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2021 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2021 00:05

Burak Kapacak’ın Fenerbahçe’ye transfer olması camiada belirli bir ölçüde burukluk yaratırken, imzanın hemen ardından Sarı Lacivertli formayı öpmesi ise üzüntüyü öfkeye döndürdü...

Bursaspor taraftarı alttan gelen oyunculara ‘evlat’ gözüyle bakar. Kulübünü küçük düşürecek konular hariç onların yaramazlıklarını görmezden gelir, gençliklerine verir... Ancak Özlüce’den ayrılıp başka diyarlara –hele hele İstanbul’a- göç ettiğinde geçmişini unutup eski kulübüne yönelik olumsuz söylem ve eylemlerde bulunduklarında bunu Yeşil Beyazlı formaya ihanet olarak niteleyip asla af etmez!

Şimdi bu transfere gönül gözüyle değil de, mantık çerçevesiyle bakalım...

Burak Kapacak bir sezon daha Bursaspor’da kalsa faydalı olur muydu?
Evet... Bin kere evet.

Ne var ki günümüzün ekonomik koşulları Anadolu’dan yetişen yıldız adaylarını yuvalarından kopmasının önüne geçemiyor. Çünkü bu transferden hem kulüp hem de futbolcu kazanıyor.

Acı ama gerçek...

Kaldı ki; Burak ile Bursaspor’un tribün ahalisi belli etmese de içten içe ateş ile barut gibiydi.  Bunun en büyük nedeni de her platformda genç kardeşimizin ‘Bursaspor’da oynamak istemediğini’ vurgulayan demeçlerdi...

Burak yeni takımıyla ne yapar ne eder o bizim konumuz değil artık, yolu açık olsun...

Şimdi makarayı biraz geriye sarıp yakın geçmişte İstanbul’un yolunu tutan bizim çocukları hatırlayalım...

Mesela; yüzde yüz yerli imalatlarımız Sercan Yıldırım ile Volkan Şen...

Neden gözden çıkarıldılar?

Biri bol sıfırlı arabasıyla otobanlarda gaza köküne kadar bastı...
Diğeri hocasından habersiz günü birliğine Amerika'yı keşfe kalktı!

Gece âlemlerinde yaşanan kaçamaklar, skandallar da çabası...
Sonra ne oldular? Son durumları herkesçe malum...

Mesela Ozan Tufan...

İstanbul’a gitti, tekneler, son model arabalar, aşklar derken işi bitti! Patronları baktılar ki bu böyle olmayacak; Sergen Yalçın komutasındaki Alanya kışlasına adam olsun diye gönderildi. 6 ayda aklı başına geldi, geri dönüp hem Fenerbahçe’nin hem de Milli takımın başında kaptan olarak dümene geçti...

Türkiye'de şöhret ve parayı birlikte kazanan futbolcuların İstanbul’a gittiklerinde ortak bir yazgısı var. Hayatları sürekli med-cezir içinde gidip gelmeye çalkalanmaya başlıyor. Kimi önce eşini değiştiriyor, sonra yakın dostlarını ardından da tavırlarını, yaşam biçimlerini değiştiriyorlar.
Dikkat edin; neredeyse hepsinin yaşamı ağır darbeler almıştır. Futbol dünyamızın ünlü isimlerine baktığımızda yerli-yerine oturmuş bir aile tablosu ya da oturaklı bir yaşam çizgisi göremezsiniz.
Mesela; Rıdvan Dilmen, Tanju Çolak, Sergen Yalçın, Mustafa Denizli, Oktay Derelioğlu, Feyyaz Uçar,Hamza Hamzaoğlu hemen akla gelen isimler..
Bir anekdotla bitirelim...

Bosna'dan don gömlek kaçıp gelen, Bursaspor'da şöhret ve paraya kavuşan, Real Madrid gibi bir dünya devinin formasını giyen Elvir Baliç'de öyle...

F.Bahçe'ye transferinin ardından çılgınca aşık olduğu ve gece yarısı operasyonuyla evlendiği Bursalı eşini 6 ay sonra boşarken, İstanbul sendromu Boşnak yıldızı da vuruyordu.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.