Süper Lig’de sezonun startının verilmesiyle birlikte yıllardır olduğu gibi futbolseverlerin çilesi de başladı...     

Türkiye Futbol Federasyonu sezon başında bir karar aldı. Futbola olan ilgiyi çok daha geniş bir alana yaymak için kadın ve çocukları tribünlere davet etti. Sanatçılarla anlaştı, maçtan önce taraftarlara konserler verileceği açıklandı. TFF Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi kadınları ve çocukları tribünlere, futbol maçlarına davet etti.            Sonra ne oldu?

Aynı başkan futbolseverlerin özellikle izlediği 3 İstanbul büyük kulübünün karşılaşmalarının başlama saatini geçmişte olduğu gibi yine 21.45’e aldı...  

İyi güzel de; 21.45’te başlayan bir karşılaşmanın bitiş saati en iyi ihtimalle 23.45!       Hatta ertesi güne sarkan karşılaşmalar da oluyor.

Bu başlama saatleri ile kadın ve çocukları gerçekten futbol için tribünlere çekebilmek mümkün mü?

Sıcakta gece maçları tamam da, soyunma odası röportajları ve basın toplantılarıyla ‘ertesi güne’ sarkan, yorumcu geyikleriyle sabahı bulan futbol muhabbetlerinin dünya üzerinde bir başka örneği var mı bilemem ama bildiğim milletçe ayakta uyuduğumuz!

Gün doğumunda yatan futbol fanatikleri adeta pavyon müdaviminden farksız.,.

Spor medyası magazincilerden geç yatıyor... 

Resmi dairelerde gözleri kanlı vampir görünümlü memur görürseniz, bilin ki o kişi sabaha kadar ekran başında mesai yapmıştır. 

Yıllardır yetkililerin papağan gibi tekrarladığı bir nakarat var: “Efendim, ağustos ayı, malum sıcaklar. Şu sıcakları bir atlatalım, maçlar yine saatinde 19.00’da başlayacak” Tamam da; ağustos ayında saat 19.15’te başlayan maçlar var. Bu durumda 3 İstanbullu’nun dışında kalan takımların oyuncuları sıcaktan etkilenmiyor mu?

Oysa çözüm çok basit...

Maçı güneş battıktan sonraya alırsın olur biter. Mesela 19.45 ile 21.45 arasında oynansa ne fark eder? En kabadayı 25-26 derece olur sıcaklık...

20 dereceyi bulmak için uyku vaktini beklemek ne derece doğru?

Futbolcuların sağlığını düşünürken, gecenin bir yarısında maçtan eve dönmeğe çalışan insanların can güvenliği ne olacak?

Sabahın ilk ışıklarına kadar gönül verdikleri takımlarının maçlarına ait özet yayın/yorum izleyen, dinleyen pazartesi işe giden bir futbol hastasının, meraklısının durumunu düşünen var mı?

Mutlaka düşünen vardır ama ‘Yayıncı Kuruluş’un ne düşündüğü önemli bizim ülkemizde...

BİR DOSTUN ARDINDAN

‘Adam gibi adam’ sıfatı ona çok yakışan bir isimdi Gökçin Aras. Bursaspor yöneticiliği ile başlayan dostluğumuz aralıklı da olsa 35 yıl sürdü. Daha çok yapacak çok şey varken bu dünyaya veda edip gitti...

Doğum Allah'ın lütfû, ölüm Allah'ın emri...

Ama şairin dediği gibi: 'Şu ayrılık olmasa...'

Mekânın cennet olsun benim güzel kardeşim, sevgili dostum...