Valla yine bana fena halde kızacaklar çıkacaklar ama,bu yazı işi de böyle işte;

Rahmetli Çetin Altan’ın köşesinin adı gibi;

İstemesek te şeytanın gör dediğini görüyoruz; ne yapalım?

Türkiye gerçekten kendine özgü bir ülke;

Sorunları da, sorunlarının kaynakları da,sorunlarının çözümleri de, hastalıkları da,hayata dair yaşadıkları da, politikacıları da…

Bir başka alem.

Dünya da bir eşi mutlaka yoktur da,benzeri var mıdır onu bilemiyorum tabi…

Olağan sözcüğünü beş kere ters yüz edecek olağan üstü bir süreçten geçiyoruz.

İktidar sınır tanımadan ne isterse dillendiriyor, muhalefette olan biteni izleyip izleyip biz bu dili bilmiyormuşuz gibi gelip yapılanları yine bize tercüme ediyor.

Sanki bir sinemadalar,

Gonk çalınca girip yerlerine oturuyorlar ara verilince fuayede perde de gördüklerini birbirlerine anlatıyorlar.

Sonra gonk yine çalıyor yine geçip yerlerine oturuyorlar perdede ki filmi izliyorlar bir sonra ki arada hurra fuayeye, birbirlerine gördüklerini anlatmaya…

Filmde bir uzun ki;

Daha kaç gonk çalacak kaç ara verilecek hiç belli değil.

Sanırım salon sahibi bu kadar yeter diyene kadar da hem perde de ki film hem de Fuayede muhalefet devam edecek.

Ben büyük olasılıkla olmayacağım da, bundan bir yirmi sene sonra acaba o zamanın köşe yazarları da şeytanın gör dediğine bakmaya devam edecekler mi merak ediyorum doğrusu.

Çünkü geriye dönüp yirmi yıl öncesinde baktığımda şeytanın göstermek için an kolladığı hadiseler bu günlerde ki kadar çok değildi.

Belki diyorum ileride biraz dinlenir de insanlar kendi istedikleri yerlere bakarlar.

Hiç aklım almıyor,

Muhalefet uyguladığı sistemle ne denli bir başarı bekliyor da şikayetten öte hiçbir fiili durum geliştiremiyor.

Mecliste sayılarının yetmemesi,olan bitene seyirci kalmalarının haklı bir gerekçesi olmamalı.

Durumdan şikayet edenler ediyorlar zaten, bir de onların şikayet etmelerinin neye yararı var bilmek mümkün değil.

Haa eğer fuayede ki bunca muhabbetin ciddi bir karşılığı olacağını umuyor ve siyasetlerini son yerel seçimlerde aldıkları oylara teğelliyorlarsa o zaman başka tabi…

Başka olmasına başka da

Yerel seçimle genel seçim de birbirlerinden başka…

Yeni fuayede ki hesabın yıllardır olduğu gibi  sinemanın karşı sokağında kurulan pazara uymaması kuvvetle muhtemel…

‘‘İyi o zaman madem muhalefetin muhalefet tarzını beğenmiyorsun o zaman sen söyle ne yapsınlar; bu iş öyle oturduğun yerden ahkam kesmekle olmuyor’’ diyecekler için yazıyorum,

Ben ve biz söyleyeceğimizi zaten söylüyoruz da, onlar da dinleyecek kulak, durumdan fiili görev çıkartma arzusu ne kadar var onu bilemiyoruz.

Fiili durumdan kastım daha etkin bir siyaset tarzı geliştirebilmeleri tabi…

Bu kadar ile bu kadar olduğunu artık fark etmeleri yani.       

Akılları eskiden izledikleri mutlu sonlarla biten filmlere takılı,

Ama sinema ve film çok değişti sonu ise meçhul.

Tek teselli salonun sahibi değişmedi ama o da fena halde zor durumda…

Koltuklar rahat, film de hem heyecanlı;

Hem de otuz iki kısım tekmili birden.

Otur izle,

Fuayede bekliyoruz…