Son haftalarda dünya genelinde çok önemli bir kriz yaşanıyor. Krizin adı Corona virüsü…
Dünyanın son yıllarda karşı karşıya kaldığı en ciddi salgınlardan biri olarak değerlendirilen ve önü bir türlü alınamayan Corona virüsü nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artıyor.
Dün itibariyle virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 720’yi aştığı, virüsle enfekte olan hasta sayısının da 34 bin 400’ü geçtiği son dakika haberlerinde belirtiliyor. Bu arada Çin’in pek çok sektörde önemli bir üretici ve global tedarikçi olduğu da unutulmamalı.
Geçtiğimiz hafta MÜSİAD Bursa Şubesi’nin düzenlediği Müstakil Düşünceler Konferansı’na konuk konuşmacı olarak Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz katıldı ve ‘2020’ye Bakış’, ‘Nasıl bir ekonomi?’, ‘Nasıl bir dünya?’, ‘Fırsatlar ve tehditler karşısında Türkiye’ konularında değerlendirmeler yaptı. Oğuz konuşması sırasında hristiyanlıkta kıyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılan dört atlıdan bahsedip bunların savaş, kıtlık, felaketler ve salgın hastalık olarak simgelendiğini söyleyip ardından da “dört atlı da şaha kalkmış durumda” diye ekledi.
Şimdi bütün bunların fırsatı yakalamak ile ne ilgisi var diyebilirsiniz.
Anlatayım…
Bursa’nın global anlamda çalışan büyük tekstilcilerinden birisi ile görüşürken konu dünyayı tehdit eden salgına geldi. “Biliyor musun? Aslında bu kriz en çok (ülkemizi kastederek) bize yarayacak” dedi.
Neden ve nasıl olacak diye sorduğumda, birkaç gün önce Avrupa’nın önemli kentlerinde faaliyette olan zincir mağazaların Çin mallarını raflarından indirdiklerini ve kendilerine ‘ivedi’ koduyla siparişlerin gelmeye başladığını, iç bünyelerindeki yoğun bir çalışma ile siparişlerin iki gün içinde sevk edilmeye başladığını söyledi.
Hemen “Fırsat, herkesin ayağına gelir ama fırsatı hazır olan değerlendirebilir” sözü aklıma geldi.
İşletme bilimi, küresel ve yerel krizlerin akıllıca atılacak adımlar sayesinde şirketlere farklı pozisyonlar yaratabileceğini söylüyor.
Bununla ilgili ipuçlarından bazıları da;
- Müşteri geri bildirimlerine önem verin,
- Değişime ayak uydurun,
- Rakiplerinizden farklı ürünler piyasaya sürün,
- Yeni pazarlar ve yeni satış kanallarına odaklanın,
- Değişim ve yenilikten korkmayın
şeklinde sıralanıyor.
Tabii ki fırsatçılık yapmamak kaydıyla…
İsmi bizde saklı olan Bursamızın kıymetli tekstilcisini, yöneticilerini ve çalışanlarını bu vesile ile kutluyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nadir TÜLEK
Fırsatçılık Yapmadan Fırsatı Yakalamak…
Son haftalarda dünya genelinde çok önemli bir kriz yaşanıyor. Krizin adı Corona virüsü…
Dünyanın son yıllarda karşı karşıya kaldığı en ciddi salgınlardan biri olarak değerlendirilen ve önü bir türlü alınamayan Corona virüsü nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artıyor.
Dün itibariyle virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 720’yi aştığı, virüsle enfekte olan hasta sayısının da 34 bin 400’ü geçtiği son dakika haberlerinde belirtiliyor. Bu arada Çin’in pek çok sektörde önemli bir üretici ve global tedarikçi olduğu da unutulmamalı.
Geçtiğimiz hafta MÜSİAD Bursa Şubesi’nin düzenlediği Müstakil Düşünceler Konferansı’na konuk konuşmacı olarak Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz katıldı ve ‘2020’ye Bakış’, ‘Nasıl bir ekonomi?’, ‘Nasıl bir dünya?’, ‘Fırsatlar ve tehditler karşısında Türkiye’ konularında değerlendirmeler yaptı. Oğuz konuşması sırasında hristiyanlıkta kıyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılan dört atlıdan bahsedip bunların savaş, kıtlık, felaketler ve salgın hastalık olarak simgelendiğini söyleyip ardından da “dört atlı da şaha kalkmış durumda” diye ekledi.
Şimdi bütün bunların fırsatı yakalamak ile ne ilgisi var diyebilirsiniz.
Anlatayım…
Bursa’nın global anlamda çalışan büyük tekstilcilerinden birisi ile görüşürken konu dünyayı tehdit eden salgına geldi. “Biliyor musun? Aslında bu kriz en çok (ülkemizi kastederek) bize yarayacak” dedi.
Neden ve nasıl olacak diye sorduğumda, birkaç gün önce Avrupa’nın önemli kentlerinde faaliyette olan zincir mağazaların Çin mallarını raflarından indirdiklerini ve kendilerine ‘ivedi’ koduyla siparişlerin gelmeye başladığını, iç bünyelerindeki yoğun bir çalışma ile siparişlerin iki gün içinde sevk edilmeye başladığını söyledi.
Hemen “Fırsat, herkesin ayağına gelir ama fırsatı hazır olan değerlendirebilir” sözü aklıma geldi.
İşletme bilimi, küresel ve yerel krizlerin akıllıca atılacak adımlar sayesinde şirketlere farklı pozisyonlar yaratabileceğini söylüyor.
Bununla ilgili ipuçlarından bazıları da;
- Müşteri geri bildirimlerine önem verin,
- Değişime ayak uydurun,
- Rakiplerinizden farklı ürünler piyasaya sürün,
- Yeni pazarlar ve yeni satış kanallarına odaklanın,
- Değişim ve yenilikten korkmayın
şeklinde sıralanıyor.
Tabii ki fırsatçılık yapmamak kaydıyla…
İsmi bizde saklı olan Bursamızın kıymetli tekstilcisini, yöneticilerini ve çalışanlarını bu vesile ile kutluyoruz.