Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Figüran Osman…

Yazının Giriş Tarihi: 11.04.2021 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.04.2021 00:02

Salgınından aşısına,enflasyonundan işsizliğine,öğretiminden sağlık sistemine,hukuktan spora,(yok spora değil bizde ki genel algı ile futbola) hayatlarımıza dair neyimiz varsa hepsinin kendilerine özgü birer denge sorunları var.

Siyasette ki denge sorununu ise yazmıyorum. O da zaten tıpkı dış ilişkilerimizde olduğu gibi dengesizlikler üzerine inşa edilmiş vaziyette.

Uzun süredir öylesine absürt hadiselere maruz kalıyoruz ki,değil aralarında bir bağ kurabilmek onları hangi bağlamda değerlendireceğimizi bile bilemiyoruz.

Sanki normal hayatlarımızı yaşamıyoruz da her sahnesi diğerinden enteresan bir aksiyon filminin istemsiz figüranları gibiyiz.

İsimlerimiz, cinsiyetlerimiz farklı da olsa Yalçın Özden’in 80 lerde canlandırdığı ‘Figüran Osman’ gibiyiz yani…

Daha doğrusu bir türlü final yapamayan aksiyon dizisinin Figüran Osmanları gibi.

Dizinin final yapmasından çoktan geçtikte, arada bir sezon finali yapsa ona bile çoktan razıyız ya; yok onu da yapmıyor.

Otuz iki kısım tekmili birden her gün çekilip her gün yayınlanarak devam ediyor.

Nereye baksak ayrı bir sahnesi biteviye gösterimde.

Olmaz ya, oldu da figüranların arasından başka dizilere dalıp kaçıranlar çıkarsa diye, bazı bölümleri tekrar tekrar yayınlıyor.

Ama bu arada senaristlerin haklarını da teslim etmek lazım;çünkü dizi de yeni bir teknikte deneniyor.

Yazanlar öyle bir teknikle kaleme alıyorlar ki diziyi, Figüranlar aynı zaman da seyirci koltuklarında da oturanlar oluyor.

Senaryo,

Figüran, ‘Hastalanır’ diyor; hastalanıyoruz, ‘İşsiz kalır’ diyor; aylarca yıllarca işsiz kalıyoruz, ‘Çocukları iş bulmak,okumak için başka memleketlere göç eder’; diyor ağlaya ağlaya çocuklarımızın ardından mendil sallıyoruz, ‘Her gün biraz daha fakirleşir’;diyor, ucuz ekmek kuyruklarında lumbago oluyoruz, ‘Faturalarını öder’;diyor; gırtlağımızdan çoluk çocuğumuzun rızkından kesip borç harç faturalarımızı ödemeye uğraşıyoruz, ‘Morali bozuktur’ diyor; iyi olduğumuz günleri bile hatırlamıyoruz, ‘Enfekte olur’ diyor; bölgeler halinde enfekte oluyoruz.

Baktı dizi de reyrink düşüyor; hadi bir de çeşitli şekillerde  ‘Ölür’ diyor her gün kim bilir kaç yüzümüz namazımız bile kılınmadan terki diyar eyliyoruz.

Kısacası senaryo, figüran neyi yapsın derse onu yapıyoruz.

Gün geliyor ‘Oy verir’ diyor, gidip  veriyoruz.

Dizinin biteceği yok,

Senaristler de artık hadiseyi otomatiğe bağlamışlar, bazen abartıp ‘Figüran gündeme müdahil olmaz, ne verilirse onu yer’ diye yazıyorlar biz de gündem diye ne konulduğuysa tabağımıza onu yiyoruz.

Zaman zaman aramızdan tehlikeli sahnelerde başrol oyuncularının yerlerine geçmeye hevesli dublörler de çıkmıyor değiller elbet.

Onların ne yediklerini sadece kendileri biliyor ama…

Evet,büyük çoğunluğumuzun  dizi kolik olduğumuz doğrudur da,bu diziler de hem figüran hem seyirci olmanın pekte keyifli olduğu söylenemez sanırım.

Merak ettim dizilerdeki figüranlar kaçar para alıyorlarmış diye baktım;

Gördüm ki ortalama günlük  yövmiye  150 ile 250 TL. arasındaymış.

Hani diyorum ki;

Senarist abiler yapımcılara bir çıtlatıverin de bizim yövmiyeleri de en azından normal figüran harçlığı düzeyine çıkartıversinler.

Malum şimdilerde hiç birimizin eline günlük bu kadar para geçmiyor.

Hem size söz;

Artsın yövmiyeler, seyircilikten de ayrıca para mara istemiyoruz;

O da bizim diziye Ana Sponsorluk katkımız olsun…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.