Hani derler ya, ‘Eğri oturalım doğru konuşalım...’ Derler de ben sevmem; ‘Doğru oturalım, doğru da bakalım.’ TFF 1.Lig’de öyle tuhaf bir sezon yaşanıyor ki akıl alır gibi değil...
Hangi maçın öncesi olursa olsun ‘Favori budur’ diyemiyorsun. Oynanmamış karşılaşmalardan önce favorisi var, garantisi yok ligi oynamak keyifli ama sonuçlar şaşırtıcı... Bu hedefi olan 9 takımlı öyle ikramı bol bir zirve yarışı ki; kaybedilen puanların haddi hesabı yok.
5 gün içinde oynanan 18 maçlık hızlandırılmış maç trafiğinde öyle bir-iki değil 4-5 karşılaşmanın sonuçları bahisçileri terse yatıracak türden!
Maçlar geliyor, gidiyor. Bu oyun içinde de oluyor, oyunun tamamında da.
Bahisten hiç anlamam ama birileri acaba ‘iddia oynayıp yolunu mu buluyor’ diye düşünecek kadar kafam karışmıyor da değil hani?
Böylesine istikrarsız futbol atmosferinde Bursaspor’un rakiplerine bakacak hali yok. Kendi işini kendi görecek. Lazım olduğu kadar puanı cebine koyarsa 4 takımlık ‘Play-off’ kontenjanına sıkışma ihtimali hala var.
Beni umutlandıran son Akhisar maçının ikinci yarısında ortaya konan oyun... Yeşil Beyazlılar üst üste kayıp yaşadıkları 4 oyunu bir kenara bırakıp, sahaya çıktılar, onurluca direndiler, istediler ve kazanıp, “merhaba umut” dediler.
Üstelik sezon başından kalan o baskılı, o istekli futboldan da potporiler sundular. Yeri gelmişken Timsah’ın fazla tarafını da dile getirelim.
Bursaspor bu ligin gençliği ve diriliği ile en iyi kondisyonuna sahip takımların başında geliyor.
Boşu boşuna 2. yarılar maç kazanılmaz.
Şimdi Bursaspor’un önünde Bolu’da oynanacak ateşten bir 90 dakika duruyor. Yarenler son olarak Menemen’den 3 golle çıkardıkları 3 puanla ligin dibindeki iğneli fıçıya düşme ihtimalini büyük ölçüde azalttılar.
Yukarıda dediğimiz gibi, kimin kimi yeneceği belli olmayan bu ligde artık tahmin yok diye.
Ama gönül bu, mantık dinlemiyor.
Ben yazmaktan, sevgili okurlarım da okumaktan bıkmıştır ama her hafta lafa 'Bursaspor mutlaka kazanmak zorunda' diye başlamak tamam da... Bizimki 'Yeşil Beyaz sevdalılarını' gaza getirmekten başka işe yaramıyor sanki!
Biz söyleyince temenninin ötesine geçemeyen bu fikir, ancak Bursaspor'u ve takımı yönetenler ile sahada oynayacak olanlar tarafından benimsendiğinde itici güç olabilir.
Benimsemek de yetmez, gereğini yapmak lazımdır ve bu yeteneğin ve gücün Yeşil Beyazlı ayaklarda var olduğuna hala inancımız tamdır...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Mustafa ÖZKESKİN
Favori Var Garanti Yok
Hani derler ya, ‘Eğri oturalım doğru konuşalım...’ Derler de ben sevmem; ‘Doğru oturalım, doğru da bakalım.’ TFF 1.Lig’de öyle tuhaf bir sezon yaşanıyor ki akıl alır gibi değil...
Hangi maçın öncesi olursa olsun ‘Favori budur’ diyemiyorsun. Oynanmamış karşılaşmalardan önce favorisi var, garantisi yok ligi oynamak keyifli ama sonuçlar şaşırtıcı... Bu hedefi olan 9 takımlı öyle ikramı bol bir zirve yarışı ki; kaybedilen puanların haddi hesabı yok.
5 gün içinde oynanan 18 maçlık hızlandırılmış maç trafiğinde öyle bir-iki değil 4-5 karşılaşmanın sonuçları bahisçileri terse yatıracak türden!
Maçlar geliyor, gidiyor. Bu oyun içinde de oluyor, oyunun tamamında da.
Bahisten hiç anlamam ama birileri acaba ‘iddia oynayıp yolunu mu buluyor’ diye düşünecek kadar kafam karışmıyor da değil hani?
Böylesine istikrarsız futbol atmosferinde Bursaspor’un rakiplerine bakacak hali yok. Kendi işini kendi görecek. Lazım olduğu kadar puanı cebine koyarsa 4 takımlık ‘Play-off’ kontenjanına sıkışma ihtimali hala var.
Beni umutlandıran son Akhisar maçının ikinci yarısında ortaya konan oyun... Yeşil Beyazlılar üst üste kayıp yaşadıkları 4 oyunu bir kenara bırakıp, sahaya çıktılar, onurluca direndiler, istediler ve kazanıp, “merhaba umut” dediler.
Üstelik sezon başından kalan o baskılı, o istekli futboldan da potporiler sundular. Yeri gelmişken Timsah’ın fazla tarafını da dile getirelim.
Bursaspor bu ligin gençliği ve diriliği ile en iyi kondisyonuna sahip takımların başında geliyor.
Boşu boşuna 2. yarılar maç kazanılmaz.
Şimdi Bursaspor’un önünde Bolu’da oynanacak ateşten bir 90 dakika duruyor. Yarenler son olarak Menemen’den 3 golle çıkardıkları 3 puanla ligin dibindeki iğneli fıçıya düşme ihtimalini büyük ölçüde azalttılar.
Yukarıda dediğimiz gibi, kimin kimi yeneceği belli olmayan bu ligde artık tahmin yok diye.
Ama gönül bu, mantık dinlemiyor.
Ben yazmaktan, sevgili okurlarım da okumaktan bıkmıştır ama her hafta lafa 'Bursaspor mutlaka kazanmak zorunda' diye başlamak tamam da... Bizimki 'Yeşil Beyaz sevdalılarını' gaza getirmekten başka işe yaramıyor sanki!
Biz söyleyince temenninin ötesine geçemeyen bu fikir, ancak Bursaspor'u ve takımı yönetenler ile sahada oynayacak olanlar tarafından benimsendiğinde itici güç olabilir.
Benimsemek de yetmez, gereğini yapmak lazımdır ve bu yeteneğin ve gücün Yeşil Beyazlı ayaklarda var olduğuna hala inancımız tamdır...