Yılbaşı, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı ve yaz mevsimi derken bu dönemi de bitirdik. İlk bahar ve yaz aylarını çok severim, baharın gelişi ile canlanan doğa, tüm canlılara yaşama hevesini iliklerine kadar hissettirir. Ve bu yıl da bu mutluluğu tüketerek Sonbahara ve hüznün başlangıcı sayılan Eylül ayına girmiş olduk.

Yaz mevsimi insanoğlu için adeta dervişlerin deyimi gibi "bir lokma, bir hırka" yeter dercesine ucuz gelirdi. Bir parça ekmek bir domatesle karnımız ayaküstü doğabilirdi veya benzeri bir şeyle, açığımız pratik bir şekilde giderilebilir. Kıyafet konusu da bir gömlek veya tişört, ayağınıza ince bir pantolon veya benzerleri ile mevsimi geçirebilir rahat edersiniz. Olumsuz yönü ise geçmişte her sokak başında bulunan o soğuk suların, çeşmelerin çoğunun kurutulması sebebiyle, para ile marketten, büfeden, kahvehaneden bol, bol para ile alacağınız et şişede satılan içme sulara dönülmüş olmasıdır.

Sair Emine İpek Eylül ayına dair hislerinizi tarif etmiş.

İşte geldik, sarı yapraklı Eylül ayına. Eylül Ayı...

Güz ayı...

Hüzün ayı.

İnsanın gerçek duyguları bu ayda ortaya çıkarmış, o yüzden severmişiz Eylül'ü, herhalde herkes biraz daha insanlaştığı için. Bitişlerin, diğer yandan da başlangıçların ayıdır; Eylül Ayı.

İnce bir hüznün...

Telaşların...

Hayallerin...

Vedaların ve yeni yeni merhabaların. Sarıdan kızıla dönecek yaprakların, yağmurların, yağmur kokusunun adıdır Eylül.

Kimi yerlerde derler ki Eylül ayı için; ilk 23 günü yaza, son 7 günü sonbahara ait diye.

Sevmek lazımdır Eylül'ü. Her ay ve her mevsim ayrı güzeldir. Eylül ayı da, diğer aylardan farklı bir aydır. Eylül ayı sonbahar mevsiminin de habercisidir malum.

Yapraklar sararıp dökülmeye, havalar yavaş yavaş soğumaya ve sonbahar yağmurları yağmaya başlar.

Eylül ayı yalnızca tabiatın değişimi ile hüzün ayı değil elbette. Ülkemizde Eylül ayının bıraktığı acı hatıralarda var elbette.

6-7 Eylül Olayları İstanbul'da yaşayan Rum azınlığa karşı 6-7 Eylül 1955'te gerçekleşen organize toplu saldırı. Gladio'nun Türk kolu olan Seferberlik Tetkik Kurulu'nun yanı sıra Kontrgerilla ve günümüz Millî İstihbarat Teşkilatı'nın selefi olan Millî Emniyet Hizmeti tarafından planlanarak desteklendiği iddia edilmiştir. Olaylar, önceki gün Türk basınında çıkan ve Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik, Yunanistan'daki doğduğu evin bombalandığını iddia eden yalan haberlerle tetiklendi. Sonradan yakalanan bir Türk konsolosluk yetkilisi, bombayı olayları kışkırtmak için kurguladıklarını itiraf etti ancak Türk basını bunu görmezden gelerek bombanın Yunanlar tarafından atıldığını iddia etti.

16 Eylül, Milli birlik komitesinin Demokrat partililere,düzmece mahkemelerce verdiği 15 idam kararının 11'i müebbet hapse çevrilmiş olup, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idamlarını kaldırmadı. İlk idam 16 Eylül saat 03 te Hasan Polatkan, ardından Fatin Rüştü Zorlu'nun idamları yapıldı ne yazık ki.

17 Eylül, Hasta olmasına rağmen Başvekil Adnan Menderes'in idamı da uygulandı. Idam sehpasında son sözleri "milletime ebedi saadetler dilerim" diyecek kadar nezih bir insan, düzmece mahkemelerin uydurduğu karar neticesi ile bir gün önce idam edilen iki yol arkadası gibi aynı acı kaderi paylaşıyordu. Cumhur başkanı Celal Bayar ise haberi yokken yaş haddinden dolayı idam yerine son anda müebbet hapse oluyordu.

12 Eylül 1980 darbesi.Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından saat 03.00'te TRT, PTT ve diğer iletişim dairelerine el konularak başlayan askerî müdahale; İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakan Süleyman Demirel'in konutu ve diğer hedeflerin de sorunsuz olarak ele geçirilmesiyle saat 04.00'te radyolardan tüm ülkeye duyuruldu. İlk bildiride, "Girişilen harekatın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mani  olan sebepleri ortadan kaldırmaktır." ifadeleri yer almıştı. Darbe yönetimi üç yıl iktidarda kaldı. Darbeci Kenan Evren Cumhur başkanı seçildi.

Acı olaylar Eylül ayına hüzün katarken, kışa doğru ise ısınma, barınma, gıda gibi hayati konularda ücretlerin yüksek olmasıda bizleri üzmektedir. Kışın ne ile ısınırsanız ısının, Doğalgaz, elektrik, ödün, kömür, mazot, lpg hepsinin hesabı yapılıp cebinizden fazladan para alacaklardır. Kışın hem giyinme hep karnınızı doyurma daha masraflı. Evsizlere, yoksullara, kimsesizlere, doğada yaşayan tüm canlılara soğuklarda bir o kadar daha üzülürüm. Allah yardımcımız olsun inşallah.