Hiroşima ve Nagasaki’ye vahşice atılan iki atom bombası… Yıl 1945’ti ve Amerika Birleşik Devletleri uçaklarını kullanan pilotlar, aldıkları emir gereği Japonya’yı teslim olmaya zorlayacak ve dünyada ilk kez kullanılacak olan bombaları iki ayrı zamanda iki kentin üzerine bıraktılar…

Tarihi değiştirdiler… 4 bin dereceye ulaşan ısı her yeri yaktı geçti… Korkunç patlama sonrası önce evler, köprüler, ağaçlar havaya uçtu… İnsanlık ilk kez bu kadar güçlü bir bomba görüyordu… Sonra toprak, su ve bitkiler zehirlendi yayılan radyasyonla… Canlıların genetik yapısı değişti… Tuhaf çocuklar doğdu bir süre… Zaman zaman doğmaya da devam ediyor…

Başka uçaklardan kentlerdeki yıkım fotoğraflandı… Onlarca kare cinayet fotoğrafı var elimizde… ‘Tek dişi kalmış batılı canavarlar’ sinema filmi de çektiler, utanmadan!

Gezegen üzerinde tanıdığım en onurlu insanları yönetenler, bunca gaddarlık karşısında istemeyerek de olsa beyaz bayrak çekmek zorunda kaldılar… Bir ada devleti resmen esir alındı…

Dünya sol hareketi atom bombasına karşı çıkmaya devam ediyor… Birleşmiş Milletler (BM), İran atom bombası yapmasın diye incelemelerde bulunuyor… BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi; ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ise atom bombası üretmeye devam ediyor… Sızan bilgilere göre; Hindistan, Pakistan, Küba, Kuzey Kore ve İran’da da atom bombası var…

NATO’nun ‘ağabey ülkesi ABD’nin bir kez denediği bombalardan çok daha güçlüleri var artık ve insanlık ‘caydırıcı güç’ olduğu savıyla nötron bombaları bile üretiyor… C-4 diye tanıtılan kolay taşınabilir sentetik bombalar bilebildiğim kadarıyla terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş durumda…

Bir kadının dünyada en çok tanınan Türk semti Beyoğlu İstiklal Caddesi’ne elini kolunu sallayarak geldiğini, naylon poşetteki bombayı bankta yanına koyup 41 dakika beklediğini, merak edip cips paketi altındaki yumuşak maddeye dokunduğunu, ‘uyuşturucu sandığını’ açık kaynaklardan edindiğimiz bilgilerden öğreniyoruz… Sonra birisi ‘kalk git oradan’ diye telefon ediyor… Gayet sakin kalkıp yürürken patlama meydana geliyor ve koşmaya başlıyor… Taksiye biniyor, tekstil atölyesine gidiyor ve oradan da eve geçip uyuyor… 9 saat sonra yakalandığındaki yüz ifadesi dikkatimi çekti… “Ben ne yaptım ki” der gibiydi… O sorgulanırken 6 vatandaşımız hayatını kaybetmişti ve 41 de yaralımız vardı… Yüreğimiz yangın yeriydi… (Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum…) Temennim bu tip patlamaların son bulması…

Savaş isteyenler gerçeklerden uzak yaşayan insanlardır…

1945 yılında atom bombasını Japonya kentlerine bırakan Paul Tibbets adlı pilot, yaşanan yıkım karşısında büyük pişmanlık duydu sonra… Çünkü gerçeği bilmiyordu… Enola Gay adlı uçaktan atılan bombanın bıraktığı izleri hızla silen Japonya ise bugün ekonomik yönden gelişmiş, çalışkan insanların ülkesi olarak tanınıyor… Silahlı orduları yok ama mühendisleri var… Markaları dünyanın her yerinde satılıyor… Zeki, akıllı, onurlu, dürüst ve saygılı insanların ülkesi…  

Toyota: Kiichiro Toyoda (1894-1952)

Honda: Soichiro Honda (1906-1991)

Nissan: Yoshisuke Aikawa (1880-1967)

Mazda: Jyujiro Matsuda (1875-1952)

Subaru: Chikuhei Nakajima (1884-1949)

Suzuki: Michio Suzuki (1887-1982)

Mitsubishi: Yataro Iwasaki (1835-1885)

Yamaha: Torakusu Yamaha (1851-1916)

Kawasaki: Shozo Kawasaki (1836-1912)

İçlerinden ilk altı isim atom bombası atıldığında hayattaydı… Yıkımı gördüler ancak yılmadılar… Barışa yelken açtılar… Umarım dünya bir kez daha 1945’i yaşamaz…