Siyaset zor olduğu kadar yükümlülük gerektiren bir süreç olarak yorumlanmalı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplum nezdinde ki karşılığını ve yine lideri olduğu AK Parti ile yürütmekte olduğu Bakanlar Kurulu’nu değerlendirdiğimizde, net bir ifade ile 14 Mayıs’ta sandıktan Cumhurbaşkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan çıkacak diyemiyoruz!
Birazdan yazımızın ikinci bölümünde işleyeceğimiz Milletvekili Aday Adayları ve profiline dair yazımızın ötesinde kabul etmeliyiz ki; AK Parti’yi gölgede bırakırcasına çalışan Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Aday Adayları daha etkili ve cesur bir seçim süreci yürütüyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın prangaları olarak değerlendirdiğimizde karşımıza ilk çıkan isimler; Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yan gelip yatan Anadolu’dan kopuk danışmanlar ile Milletvekili olmayı kabullenmiş Bakanlar diyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönül vermiş binlerce yerel medyayı, birkaç tane yandaş ulusal medyayı daha fazla güçlendirmek adına son İnternet Basın Yasası nedeniyle çökerten zihniyetten bahsediyorum. 1 Nisan itibariyle yerel medyalarda AK Parti ve MHP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberlerinde azalma yaşanacağını net bir dille ifade edebiliriz. Elbette aynı oranda muhalif haberlerin sayısının artacağını da belirtmekte fayda var. Ve yine 14 Mayıs’ta AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kaybetmesinin baş aktörünün Fahrettin Altun olacağını da ayrıca ifade etmekte fayda görüyorum!
Yine Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı çok yüklü bütçeleri alan yandaşların gün geçtikçe musluğunun kesildiğini, dün yandaş hatta gardaş olan arkadaşların seçim yaklaştıkça yaşadıkları kopuşlardan ve muhalif yazılardan daha net okuyacağız.
Vergi ve SGK dahil birçok kamu borcuna yönelik yapılandırmalar ile bunlara bağlı e-hacizlerin kaldırılma işlemlerinin tamamlanmaması nedeniyle esnaf mağduriyet yaşamaya devam ediyor.
Hükümetin devleti yönetme adına var olan süreçleri yürütemediğini yaşayarak görmek üzücü. Emeklilik işlemlerinin tamamlanamadığı, emekli vatandaşa bir gece aniden 7 bin 500 TL verilirken, eşitlik ve adalet ilkesinin hiçe sayıldığını sokakta fısıltı gazetesi ile kulaktan kulağa yayan seçmenleri görmezden geliyoruz!
Ankara’da toplumdan uzak lüks ve şatafat içerisinde yaşayan büyük kısım bürokratların her türlü sessizliği ve tembellikleri nedeniyle bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında Yeşil Sol Parti adı ile HDP güç kazanıyor, bunu görmezden geliyoruz.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tıpkı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın göreve getirilme sürecinde olduğu gibi her konuda, “ben getirdim siz seçin” siyaseti, hem Erdoğan’a hem AK Parti’ye 14 Mayıs sürecinde kaybettirmeye devam ediyor.
Açıkça ifade etmek gerekirse eğer; Türkiye’nin BEKA gerçeği ile muhalefeti eleştiren Cumhur İttifakı’nın Habur açılımı akıllardan hiç çıkmıyor. Şehit ve Gazilere seçime haftalar kala verilen maaş eşitliğinin de bu saatten sonra ne kadar anlamlı olacağı ise tartışmaya açık bir konu.
Ben demiyorum ki; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyeceğim! Ama diyorum ki; bu kadar pranga ve AK Parti içerisindeki bu kadar korkak ve silik isimle Sayın Recep Tayyip Erdoğan nasıl Cumhurbaşkanı olacak? Ve yine ben diyorum ki, 20 yıldır anamızdan emdiğimiz sütü bir şekilde burnumuzdan getiren AK Parti yerine neden Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin Bozkurtları ile daha güçlü bir hükümet kurmasın!
Evet, neden Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın? Türkiye’nin 2023 vizyonunu neden Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekilleri ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Turan, İslam ve Vatan üçgeninde güçlendirmesin diyorum!
İşte tüm bu hayallerin gerçekleşmesi için İstiklal Marşımızın üçüncü kıtası ile sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a;
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Milletvekili Adayları güç katmıyor!
Türkiye’nin kilitlendiği 14 Mayıs seçimlerini vatandaş ve sandık nezdinde değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; tek gerçek Cumhurbaşkanı Adayları…
Milletvekili Aday Adaylarının sahada olmadığı, sosyal medyada üç beş yakın akraba ve hemşeri ziyareti ile bol katılımlı fotoğraflar paylaşılan seçim atmosferi görselleri, siyasi partilere olduğu kadar siyasetçi aday adaylarına da güç kaybettiriyor. Bugüne kadar gözlemlediğimiz kadarıyla birkaç Milletvekili Aday Adayı dışında ama iktidar ama muhalefet kanadında sorunların çözümüne yönelik açıklamalarda bulunan, medya ziyaretleri yapan, köşe yazarları ve televizyon programcıları ile görüşen kimse yok.
Kürt seçmenin HDP veyahut yeni yol haritası ile Yeşil Sol Parti’ye angaje edildiği seçim sürecinde, ne Cumhur İttifakı nede Millet İttifakı Milletvekili Aday Adayları Kürtçe bir seçim propagandası yürütmedi! Kürtçeden korkan ve hatta Kürtçe bilmeyen Milletvekili Aday Adayları ile gidilecek bir seçimde kabul etmeliyiz ki, kazanan Yeşil Sol Parti olacaktır!
Bursa’da son dönemde özellikle kitle siyasetinde yaşanan gelişmeler bize gösteriyor ki, diploma ile birlikte tecrübe, dil ile birlikte kültürel bağ, kitle ile birlikte bölgesel bütünlük gibi faktörler Milletvekili Adayı olacak isimlerin belirlenmesinde en önemli etkenler. Milletvekili Adaylarının siyasi partiye güç katması beklenirken, Milletvekili Aday Adaylarının korkak ve pısırık yürüttükleri seçim süreci; siyasette seçim durgunluğu yaşanmasına neden oluyor.
AK Parti Milletvekili Aday Adaylarının “Yaşa Recep Tayyip Erdoğan Yaşa” merkezli söylemleri ile içi boş ve kendinden olmayanı hızla ötekileştiren siyaseti nedeniyle, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan ciddi oy kaybı yaşıyor.
Yine Milliyetçi Hareket Partisi kanadını izlediğimizde; Bursa Milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu’nun gündeme dair açıklamaları ve yine Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın gündeme dair sosyal medya paylaşımları dışında bir hareketlilik görünmüyor. MHP Milletvekili Aday Adayları diğer partilere nazaran daha sessiz bir süreç yürütüyor diyebiliriz.
Tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında gün be gün siyasetin nabzını tuttuğumuz Bursa’da görmekteyiz ki; Cumhuriyet Halk Partisi yükselişe geçerken AK Parti ciddi bir oy kaybı yaşıyor. Yine Meral Akşener’in masada gerçekleştirdiği U dönüşleri Milliyetçi Hareket Partisi’nin güçlenmesine neden oldu. Cumhur İttifakı seçmeni HDP faktörü nedeniyle AK Parti ve MHP’de tutunmaya çalışırken, görmekteyiz ki; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne toplum nezdinde karşılığı olmayan Milletvekili Adayları lanse edilmeye devam ediliyor.
Kısacası; bugün itibariyle Bursa’da iktidarı yani Milletvekili seçimlerini Cumhuriyet Halk Partisi kazanırken, Cumhurbaşkanı; çok az bir oy farkı ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyebiliriz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ömer KÜÇÜKKAYA
Erdoğan’ın prangaları…
Siyaset zor olduğu kadar yükümlülük gerektiren bir süreç olarak yorumlanmalı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplum nezdinde ki karşılığını ve yine lideri olduğu AK Parti ile yürütmekte olduğu Bakanlar Kurulu’nu değerlendirdiğimizde, net bir ifade ile 14 Mayıs’ta sandıktan Cumhurbaşkanı olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan çıkacak diyemiyoruz!
Birazdan yazımızın ikinci bölümünde işleyeceğimiz Milletvekili Aday Adayları ve profiline dair yazımızın ötesinde kabul etmeliyiz ki; AK Parti’yi gölgede bırakırcasına çalışan Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Aday Adayları daha etkili ve cesur bir seçim süreci yürütüyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın prangaları olarak değerlendirdiğimizde karşımıza ilk çıkan isimler; Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yan gelip yatan Anadolu’dan kopuk danışmanlar ile Milletvekili olmayı kabullenmiş Bakanlar diyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönül vermiş binlerce yerel medyayı, birkaç tane yandaş ulusal medyayı daha fazla güçlendirmek adına son İnternet Basın Yasası nedeniyle çökerten zihniyetten bahsediyorum. 1 Nisan itibariyle yerel medyalarda AK Parti ve MHP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haberlerinde azalma yaşanacağını net bir dille ifade edebiliriz. Elbette aynı oranda muhalif haberlerin sayısının artacağını da belirtmekte fayda var. Ve yine 14 Mayıs’ta AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kaybetmesinin baş aktörünün Fahrettin Altun olacağını da ayrıca ifade etmekte fayda görüyorum!
Yine Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin dağıttığı çok yüklü bütçeleri alan yandaşların gün geçtikçe musluğunun kesildiğini, dün yandaş hatta gardaş olan arkadaşların seçim yaklaştıkça yaşadıkları kopuşlardan ve muhalif yazılardan daha net okuyacağız.
Vergi ve SGK dahil birçok kamu borcuna yönelik yapılandırmalar ile bunlara bağlı e-hacizlerin kaldırılma işlemlerinin tamamlanmaması nedeniyle esnaf mağduriyet yaşamaya devam ediyor.
Hükümetin devleti yönetme adına var olan süreçleri yürütemediğini yaşayarak görmek üzücü. Emeklilik işlemlerinin tamamlanamadığı, emekli vatandaşa bir gece aniden 7 bin 500 TL verilirken, eşitlik ve adalet ilkesinin hiçe sayıldığını sokakta fısıltı gazetesi ile kulaktan kulağa yayan seçmenleri görmezden geliyoruz!
Ankara’da toplumdan uzak lüks ve şatafat içerisinde yaşayan büyük kısım bürokratların her türlü sessizliği ve tembellikleri nedeniyle bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında Yeşil Sol Parti adı ile HDP güç kazanıyor, bunu görmezden geliyoruz.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tıpkı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın göreve getirilme sürecinde olduğu gibi her konuda, “ben getirdim siz seçin” siyaseti, hem Erdoğan’a hem AK Parti’ye 14 Mayıs sürecinde kaybettirmeye devam ediyor.
Açıkça ifade etmek gerekirse eğer; Türkiye’nin BEKA gerçeği ile muhalefeti eleştiren Cumhur İttifakı’nın Habur açılımı akıllardan hiç çıkmıyor. Şehit ve Gazilere seçime haftalar kala verilen maaş eşitliğinin de bu saatten sonra ne kadar anlamlı olacağı ise tartışmaya açık bir konu.
Ben demiyorum ki; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyeceğim! Ama diyorum ki; bu kadar pranga ve AK Parti içerisindeki bu kadar korkak ve silik isimle Sayın Recep Tayyip Erdoğan nasıl Cumhurbaşkanı olacak? Ve yine ben diyorum ki, 20 yıldır anamızdan emdiğimiz sütü bir şekilde burnumuzdan getiren AK Parti yerine neden Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkenin Bozkurtları ile daha güçlü bir hükümet kurmasın!
Evet, neden Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın? Türkiye’nin 2023 vizyonunu neden Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekilleri ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Turan, İslam ve Vatan üçgeninde güçlendirmesin diyorum!
İşte tüm bu hayallerin gerçekleşmesi için İstiklal Marşımızın üçüncü kıtası ile sesleniyorum Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a;
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Milletvekili Adayları güç katmıyor!
Türkiye’nin kilitlendiği 14 Mayıs seçimlerini vatandaş ve sandık nezdinde değerlendirdiğimizde görmekteyiz ki; tek gerçek Cumhurbaşkanı Adayları…
Milletvekili Aday Adaylarının sahada olmadığı, sosyal medyada üç beş yakın akraba ve hemşeri ziyareti ile bol katılımlı fotoğraflar paylaşılan seçim atmosferi görselleri, siyasi partilere olduğu kadar siyasetçi aday adaylarına da güç kaybettiriyor. Bugüne kadar gözlemlediğimiz kadarıyla birkaç Milletvekili Aday Adayı dışında ama iktidar ama muhalefet kanadında sorunların çözümüne yönelik açıklamalarda bulunan, medya ziyaretleri yapan, köşe yazarları ve televizyon programcıları ile görüşen kimse yok.
Kürt seçmenin HDP veyahut yeni yol haritası ile Yeşil Sol Parti’ye angaje edildiği seçim sürecinde, ne Cumhur İttifakı nede Millet İttifakı Milletvekili Aday Adayları Kürtçe bir seçim propagandası yürütmedi! Kürtçeden korkan ve hatta Kürtçe bilmeyen Milletvekili Aday Adayları ile gidilecek bir seçimde kabul etmeliyiz ki, kazanan Yeşil Sol Parti olacaktır!
Bursa’da son dönemde özellikle kitle siyasetinde yaşanan gelişmeler bize gösteriyor ki, diploma ile birlikte tecrübe, dil ile birlikte kültürel bağ, kitle ile birlikte bölgesel bütünlük gibi faktörler Milletvekili Adayı olacak isimlerin belirlenmesinde en önemli etkenler. Milletvekili Adaylarının siyasi partiye güç katması beklenirken, Milletvekili Aday Adaylarının korkak ve pısırık yürüttükleri seçim süreci; siyasette seçim durgunluğu yaşanmasına neden oluyor.
AK Parti Milletvekili Aday Adaylarının “Yaşa Recep Tayyip Erdoğan Yaşa” merkezli söylemleri ile içi boş ve kendinden olmayanı hızla ötekileştiren siyaseti nedeniyle, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan ciddi oy kaybı yaşıyor.
Yine Milliyetçi Hareket Partisi kanadını izlediğimizde; Bursa Milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu’nun gündeme dair açıklamaları ve yine Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın gündeme dair sosyal medya paylaşımları dışında bir hareketlilik görünmüyor. MHP Milletvekili Aday Adayları diğer partilere nazaran daha sessiz bir süreç yürütüyor diyebiliriz.
Tüm bu yaşanan gelişmeler ışığında gün be gün siyasetin nabzını tuttuğumuz Bursa’da görmekteyiz ki; Cumhuriyet Halk Partisi yükselişe geçerken AK Parti ciddi bir oy kaybı yaşıyor. Yine Meral Akşener’in masada gerçekleştirdiği U dönüşleri Milliyetçi Hareket Partisi’nin güçlenmesine neden oldu. Cumhur İttifakı seçmeni HDP faktörü nedeniyle AK Parti ve MHP’de tutunmaya çalışırken, görmekteyiz ki; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne toplum nezdinde karşılığı olmayan Milletvekili Adayları lanse edilmeye devam ediliyor.
Kısacası; bugün itibariyle Bursa’da iktidarı yani Milletvekili seçimlerini Cumhuriyet Halk Partisi kazanırken, Cumhurbaşkanı; çok az bir oy farkı ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan diyebiliriz.