Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu farkları...

Yazının Giriş Tarihi: 05.12.2022 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.12.2022 00:03

Bugün sizlere Türkiye'nin iki siyasi parti lideri ve partileri arasındaki farkları yazacağım. Bildiğiniz üzere 3 Aralık Cumartesi günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim startını resmi olarak verdi. Danışmanından tutunda birçok noktaya kadar özenle hazırlanan süreç aslında uzun zamandır beklenilen bir başlangıçtı.

Şimdi sizlere, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki farkları yazacağım. Ne Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı konusuna gireceğim ne de Sayın Kılıçdaroğlu'nun aile ve özel hayatına...

CHP'nin büyük hazırlıklarla gerçekleştirdiği 3 Aralık programında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun müthiş söylemleri olduğunu ifade etmek isterim. Ancak, elindeki kağıdı tutarken elleri ve kendisi titreyen bir Kemal Kılıçdaroğlu gördük. Yine Türkiye'nin AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan döneminde hayata geçirdiği hiçbir başarılı konuya değinmeyen ve takdir etmeyen Sayın Kılıçdaroğlu'nun, "söz veriyorum bu ülke küllerinden yeniden doğacak" cümlesi çok enteresan!

Sonuç itibariyle Türkiye, AK Parti ve Erdoğan döneminde insansız hava araçları üretebilen, bazı ulaşım rotaları hatalı bile olsa hızlı trenlerle ulaşım sağlayan, yenilenebilir enerji kaynaklarında öncü olan, barajlar kuran, neredeyse her şehrinde havalimanları ve üniversiteler ile özel ve vakıf üniversiteleri kurulan, tüm şehirlerinde güçlü bir sanayi devrimi gerçekleştiren, dev şehir hastaneleri ile başarılı bir pandemi süreci yöneten, savunma sanayisini yerli ve milli kaynaklarla güçlendirerek terörle mücadele ve istihbarat ile güvenlik açısından güçlü bir ülke haline geldi.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliği döneminde Cumhuriyet Halk Partisi, Sayın Deniz Baykal'ın kızının sosyal medya sataşmalarının ötesinde ciddi bir saha performansı sağladı. AK Parti'nin kalesi konumunda olan İstanbul ve Ankara'yı alan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bursa'yı partisinin kendi içerisindeki hizipleşmeleri sonucu sayılı oy ile kaybetti!

Ve yine bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP içerisindeki hakimiyeti, Sayın Erdoğan'ın AK Parti içerisindeki hakimiyetinden daha büyük. Öyle ki, AK Parti'nin kalesi Bursa'da AK Partili olduğunu açıkça beyan eden bir sivil toplum kuruluşu lideri ve STK, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu Bursa'daki tüm sivil dinamiklerle kahvaltıda buluşturarak açıkça halktan gelen soruları kameralar karşıında şeffaf bir biçimde cevaplamasını sağladı. Yani Sayın Kılıçdaroğlu, bugün geldiğimiz noktada AK Partililerin bile takdirini kazanabilen ve beraberinde Cumhurbaşkanı olmaya aday en güçlü CHP'li diyebiliriz.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gençlik buluşmaları adı altındaki dar kapsamlı partili buluşmaları dışında toplumla uzun zamandır bir araya gelmiyor! Yoğun çalışma temposu ve hareket kabiliyeti ile Dünya Devletleri'nde güçlü bir Türkiye imajı inşa eden Erdoğan'ın Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha genç olmasına rağmen bazen yürümekte zorlandığını gözlemliyoruz. Buradaki en temel noktalardan birisi sağlık sorunları olmasının ötesinde, yoğun koruma duvarı ve halk ilgisi. Lakin, Sayın Erdoğan'ın bulunduğu konumda böyle bir sorunu yaşıyor olması; sağlık ekibinde ciddi bir güvenlik ve tecrübe açığı olduğunun en bariz göstergesi diyebiliriz!

CHP liderine sahada kendi partililerinin teveccühü daha azken, Sayın Erdoğan'a teveccüh ve yeniden seçimleri kazanacağına dair inanç; toplum genelinde yüzde 60 oranının çok üzerinde.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun inşa ettiği Cumhuriyet Halk Partisi hızla halkın partisi olmaya başlarken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu AK Parti hızla halktan uzaklaşarak telefonlara bile çıkmayan Belediye Başkanları, Milletvekilleri ve sokaklarda olmayan belediye meclis üyeleri, belediye bürokratları ile siyasi yöneticiler ve kadrolar ile seçimlere büyük bir güç kaybı ile giriyor! Yani CHP güçlenirken, AK Parti güç kaybediyor.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Adayı olması halinde kazanacağına kimse inanmazken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi bir fark ile yeniden Cumhurbaşkanı olacağına Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Almanya, Fransa ve Suudi Arabistan gibi güçlü ülkelerde somut inanç mevcut. Yine ilk seçimlerde Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olacağına ve Sayın Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar parti olacağına inanç, hem halk arasında hemde küresel siyasette güç kazanan en kritik değer!

AK Parti ile CHP arasındaki en önemli farka gelecek olursak eğer, AK Parti yaklaşan seçimlere son 5 yıldır değişmeyen İlçe Başkan ve Yönetimleri ile hantal bir şekilde girecek. Yine AK Parti içerisinde ciddi bir dezenformasyon ve hizipleşme ile kopuş mevcut! İl Başkan ve Yöneticilerinin kendi partilerinin Belediye Başkanları üzerinde bile hakimiyeti yok! Bunun en temel nedeni ise; Ankara ve Beştepe siyaseti..

CHP'de ise, son yerel seçimler sonrasında Bursa gibi birçok şehirde neredeyse tüm kadrolarda tam değişim yaşandı. Halk içerisinden adaylar seçilerek kimsenin tam olarak tanımadığı ama halka hitap edebilen, halk ile arasında güçlü bağlar kurabilen isimler aday gösterildi. Ve akabinde hem Büyükşehirlerde hemde Şehirler ile İlçe Belediyelerinde tarihi bir yerel yönetim değişimi ile CHP, iktidara oynamaya hak kazandı.

AK Parti; kendi içerisinde kısır bir yenilenme ile Büyükşehirleri ve Belediyeleri kaybederken, CHP; Kılıçdaroğlu'nun bürokratik tecrübeleri ile Büyükşehirlerde ciddi zaferler ve rekor oylar ile güç kazandı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sürekli Amerika ve İngiltere ile temas halinde olmasına karşın, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan; Ortadoğu ve Arap ülkeleri, Rusya, Balkan ülkeleri ve Asya'daki bazı Türk Devletleri ile birlikte gelişmek isteyen Afrika'yı yanına aldı.

Kılıçdaroğlu ve Erdoğan arasındaki en büyük farklardan birisi de "Millileşme" diyebiliriz. Sayın Kılıçdaroğlu, terörle mücadele süreçlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sınır ötesi operasyonların bile reddedilmesine destek verirken, Sayın Erdoğan; Milli İstihbarat Teşkilatı, Savunma Sanayi Teknolojileri, Jandarma ve Emniyet birimleri ile sürekli sınır içi ve dışı güvenliği tesis etti.

Türkiye'deki neredeyse tüm baroların desteklediği CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu sürekli "Adalet Yok" derken, hiçbir zaman Ceza Hukuku ve Adalet konusunda güçlü bir çalıştaya imza atamadı! AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise, sürekli halk desteği aldığı referandumlar ve Anayasa süreçleri sonrasında yeni bir Anayasa değişiminin daha önünü açmaya hazırlanıyor.

Açıkça ifade etmek gerekirse; Sayın Kılıçdaroğlu, bilim ve teknoloji için Amerika ve İngiltere'ye giderken, o ülkelerin Savunma ve Sanayi Bakanları Türkiye'ye gelerek SİHA projeleri başta olmak üzere Türk Savunma Sanayi tarafından üretilen yerli ve milli ürünleri almak için görüşüyor.

Sonuç itibariyle; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, devlet memurluğu ve bürokratlığı sonrasında siyasete girerken, AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Kasımpaşa sokaklarında başladığı siyasette, tüm Dünya'ya rağmen defalarca Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmuş birisi. Ki, kendisine "Muhtar bile olamaz" denildiği halde!

Bu farklar ışığında gelecek seçimleri değerlendirdiğimizde; şahsen Cumhuriyet Halk Partisi lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hak ettiği üzere mutlaka Cumhurbaşkanı Adayı olmalı diye düşünüyorum. Hasılı, bizim oyumuz yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a...

Lakin takdir; Milletin oyları ile olsa bile, Cenabı Allah'ın...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.