Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Erdoğan bizi doğruladı…

Yazının Giriş Tarihi: 26.09.2019 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.09.2019 00:04

Gazeteci olarak haberin peşinde koşmak ve her şeyden önemlisi olayların doğru anlaşılması için mücadele etmek büyük bir emeğin ve mücadelenin eseri. Herkesin sokaklara attığı çöpleri toplayan, insanlar temiz bir toplumda yaşasın diye çaba sarf eden çöpçüler misali bizlerde toplumun refah düzeyine ilişkin katma değerler üretiyoruz. Elbette beş parmağın beşi bir değil. Ve elbette beşer şaşar. Ancak söz konusu memleket olduğunda vatan olduğunda benim yanım her zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Zaten yazılarımız bu duruşumuzun ürünü değil mi? Ve devamında bunca eleştiri, farklı bakış açısı ve daha iyisi mümkün çıkışına dair çığlığımız…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ak Parti ve hükümete yönelik yeri geldiğinde en üst perdeden eleştiri yapan birisiyim. 15 Temmuz gecesine yaklaşan tarihlerde 'basın özgürlüğü bitti' ifadesine her ne kadar yer vermiş olsam bile bugün yine daha iyi görmekteyiz ki, o dönem kuşatılmış bir devlet ve iktidar ile karşı karşıya kalmışız. Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yolculuğunda iz düşümleri olmayan biriyim. Elbette bu nedenle o yola revan olanların benim farklı bakış açısı ve değerlendirmelerime yönelik öfkelerini, hazımsızlıklarını, mücadele ederken verdikleri emeği hiçe saydığımı düşünmelerini anlayabiliyorum. Sonuçta, kimse hedefe kilitlenmiş son sürat tam gaz yolunda giderken sağına soluna, arkasına pek bakmaz, bakamaz. İşte biz gazeteciler o görülmeyen yerleri şoför mahalline aktaran yapıyız. Elbette herkesin bu görevi icra ederken fazlasıyla samimi olduğunu da ifade edemeyiz!

***

Bursa Haber Gazetesinde yolculuğumuz 2012 Mart ayından bugüne devam ediyor. Her ne kadar ara sıra farklı proje ve çalışma ortamlarında bulunsam bile burası benim ikinci evim diyebilirim. Yaklaşık 8 yıldır hep doğru olanları yazmaya çalıştım. Olabildiğince uyandıran, sorgulayan, yapıcı olan adımlar atmak adına yazılar yazdım. Bugünkü yazımı da bu denli özel kılan, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değil.

Amerika'da Birleşmiş Milletler toplantısında Sayın Erdoğan'ın sarf ettiği sözler, son yazılarımızın doğruluğunu kanıtlayan cümleler. Onurlanmamak, gururlanmamak elde değil. Düşünsenize Devlet Başkanınız sizin aylardır özgürce ve cesurca ifade ettiklerinizi satır satır Dünya Devletlerinin liderlerinin suratına haykırıyor. Ve sonra diyor ki, 'Dünya beşten büyüktür.'

Türkiye çaredir, çaresiz değil!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler düzeyinde yaptığı konuşma aslında Dünya'ya yeni bir 'one minute' çıkışı. Erdoğan, "Ülkemize gelen sığınmacılardan 365 bini, Suriye'de güvenli hale getirdiğimiz bölgelere geri döndü. Nereye? Cerablus'a. Suriyeli sığınmacıların yarıya yakını 18 yaşın altındadır. Ülkemiz topraklarında doğan Suriyeli çocuk sayısı ise 500 bine yaklaşmıştır. Biz bunlara sadece barınma değil, eğitim ve sağlık başta olmak üzere, her türlü imkânı sağlıyoruz. Buna karşılık dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdeniz'in karanlık sularında ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir değil, binler, milyonlar. Bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız" diyerek aslında Türkiye'nin bugünün en zor koşullarında bile çare olabildiğine atıfta bulundu.

Türkiye'nin kaderini Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ile belirlemek isteyenler, yüzyıl önce Ege'ye nasıl döküldüklerini unutanlardan başkası değildir. Türkiye'yi nükleer silahlarla korkutma çabası içerisinde olanlar 1 Kürşat 40 Yiğit efsanesinden bi haber gafillerden başkası değildir. Birçok terör örgütü ile Anadolu’nun bölünmesi için emek harcayanlar Mehmetçik ile gelen bahar bereketini bilmeyenler, Türk'ün tokadını çabuk unutmuş olanlardan başkası değildir!

Bu nedenle bizim yapmamız gereken tek şey, siyaset ve bürokrasi arenasında hızlı bir temiz eller operasyonu yapmaktan başka bir şey değil. İnanıyorum ki, o vakit Türkiye için Anadolu fazlasıyla dar bir yerleşim alanı olacaktır…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.