Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

El insaf be kardeşim!

Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2014 12:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2014 12:20


 

Soma’daki kömür madeninde yaşanan kaza günlerdir ülkemizin tek gündemi oldu. Yaşanan kaybın, modern zamanları yaşadığımızı düşündüğümüz bu çağda 300 kişiyi geçmesini aklımız almıyor, yüreğimiz kaldırmıyor. Ateşin düştüğü yerde yaşanan acı o kadar büyük ki, tarifinde yazılacak kelimeler de söylenecek sözler de kifayetsiz kalıyor. En yakınlarını, canlarını kara bir madenin peşinde kara toprağa vermek zorunda kalan insanların bu süreçte can havliyle söyledikleri sözler de, gösterdikleri sert tepkiler de anlayışla karşılanmalıdır. Bize düşen ise, insanlarımızın acılarını anlamaya çalışmaktır çünkü kim ne derse desin yaşamadan bu acıyı anlamak mümkün değil. Dileğim o ki, bundan sonra Allah ülkemiz insanına böyle acılar yaşatmasın ve kullar da gerekli tedbirleri alıp, elzem düzenlemeleri yaparak kaza ihtimallerini mümkün olan en az seviyeye çeksin.

 

Sorumluluk kimde?

Bu kadar büyük kayıpların yaşandığı yerde mutlaka bir ihmal, eksiklik ya da kriz anında yapılacaklar konusunda eğitim yetersizliği vardır. Bunlar olmadan bu sonucun ortaya çıkması mümkün değil. Maden işletmeciliği tüm dünyada en riskli iş kolları arasında yer alıyor. Bu yadsınamaz bir realite ancak burada insan sağlığına ve hayatına verilen değer oranında alınan tedbirler nispetinde yaşanması muhtemel acıların önüne geçilebilmesi, en azından kayıpların çok nadiren görülen istisnalar olması mümkün. Hal böyleyken biz Soma’da bu kadar ağır ve acı bir faturayla nasıl karşılaştık? Bunun kararını, konunun uzmanlarının yapacağı bilimsel incelemeler sonucunda hazırlayacakları raporlara dayanarak yargı verecek. Şu anda ortalık toz dumanken, yerin yüzlerce metre altında yer yer yangınlar sürerken ve kaza alanı enkaz halindeyken yetkili kişiler de dahil kimse net bir şey söyleyemiyor. Sorumluluk sahibi bir bilim adamı, işletmeci ya da siyasetçinin veriler ortaya çıkmadan yapacağı her açıklama spekülatiftir. Cenazelerin tamamı çıkarılıp kaza bölgesi tehlikelerden arındırılıp gerekli incelemeler yapılmadan hüküm bildirmek için müneccimlik gibi yeteneklere ihtiyaç var.

 

Nöbetçi eylemciler ve provokatörler!

Ben ülkemizde müneccimliği tescilli bir kişiyi bile tanımıyorken nasıl oluyor da daha olayın duyulduğu ilk saatlerden itibaren birileri yine ortaya çıkıp hükümet istifa diye gösteriler yapabiliyor? Yaşadıkları o büyük acıyla bu haykırış Soma’dan gelse durumun vahametinden dolayı anlayışla karşılayacağım ama bu çatlak sesler İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere diğer illerden geliyor. Ne tesadüftür ki, aynı gezi olaylarındaki militer güçler yine sahne alıyor.

İnsanların çaresiz bekleyişi sürerken ortaya çıkan bu güruh hemen bildik sloganları atmaya başlıyor, yitirilen canlar üzerinden siyasete ayar vermeye çalışıyor.

 

Geçen yıl bu aylarda yaşanan gezi kalkışmasından sonra moda olan her olayda çıkıp başbakana ve hükümete çatma, polisle çatışma, ortalığı yakıp yıkma Vandallığı maalesef yine kendini gösterdi. Bu grupların amacı sağduyulu insanlarımız tarafından bilinse de, ortaya çıkan kötü görüntüler yurt dışındaki art niyetli yayıncı kuruluşlar tarafından yürütülen ülkemizi kötüleme ve imajını bozma faaliyetlerine güzel bir malzeme oluşturuyor. Özellikle son dönemde ekonomik ve siyasi alanda büyük bir rekabet içerisinde olduğumuz Almanya’nın yayın organlarına baktığınızda bu gerçeklik tüm çıplaklığıyla görülüyor. Hamburg olaylarında medyaya uyguladıkları sansür ve karartma çifte standardı da dikkatli gözlerden kaçmıyor.

 

Gezi benzeri sosyal medya yalanları

Son yaşadığımız hadisede tıpkı gezi olaylarındaki gibi sosyal medya bu gruplar tarafından halkı kışkırtmak için kullanıldı. Beyaz Türk tanımlamasına bire bir uyan maden sahipleri göz ardı edilerek hemen hükümet suçlu ilan edildi. Bakanların bu madene ortak olduğu, Ak Parti’nin bu madenden aldığı kömürleri halka dağıttığı, dünya görüşü çok farklı olmasına rağmen maden sahibinin de Ak Parti’li olduğu kesin bilgi notu olarak yayıldı.

 

Kaos ortamlarını siyaseten değerlendirmek yerine hep doğru yerde duruşuyla takdir ettiğim MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, devlet ilk andan itibaren tüm imkanlarını bölgede seferber etmiş çalışırken, başarılı bir kriz yönetimi sergilenirken, birileri de küçük hesaplarının peşindeydi.

Bu elim hadisede kamunun bir ihmali ya da denetleme yapan bakanlık görevlilerinin bazı çarpık ilişkilerden dolayı gizledikleri bir şeyler varsa ortaya çıkarılmalı, kimin ne ölçüde suçu varsa bulunmalı ve en sert şekilde cezalandırılmalıdır.

Hal böyleyken, ilk andan itibaren maden sahiplerini hiç gündeme getirmeyip direkt hükümete saldıranlar neyin kafasını yaşıyor? Yarın özel bir firmanın yaptığı inşaatta kaza yaşandığında, bir fabrikada iş kazası olduğunda veya bir uçak düştüğünde yine hemen çıkıp hükmet istifa diye mi bağıracaksınız? El insaf be kardeşim! Tabi sizde o insaf varsa…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.