Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ekonominin yerel seçime etkisi

Yazının Giriş Tarihi: 23.03.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.03.2019 00:00

Önümüzdeki hafta sonu sandıklar kurulacak ve seçmenler sandık başı yaparak oylarını kullanacaklar. Böylece beldeleri, ilçeleri, illeri, Büyükşehirleri 5 yıl süreyle yönetecek olan Belediye Başkanları seçilecek.

Peki, mahalli seçimlerde herhangi bir değişim olursa, genel iktidarda değişim olabilir mi?

Geçmişten yaşanılanlara baktığımızda mahalli seçimler ile genel seçimleri bir birinden ayırmasını çok iyi bildi halkımız. Bir tek 1989 yılındaki mahalli seçimlerde genel iktidar başarılı olamadı. Tabi, bu seçimlerle ilgili önemli gelişmeler vardı. İlki, askeri darbenin ardından yapılan ikinci mahalli seçimlerdi. Bir de, askeri darbe ile getirilen yasakların kalkmasıyla, 12 Eylül 1980 öncesinin siyasi parti liderleri, yeniden partilerin başına geçmişler, “nerde kalmıştık?” diyerek oyları toplamışlardı. Bu seçim de 1983 yılında yapılan ilk seçimlerde tek başına iktidara gelen Anavatan Partisi’nin sonunu getirmişti.

Bugün, aradan tam 30 yıl geçti.

1989 yılı ile 2019 yılı arasında gerek sosyal hayatta gerekse ekonomi alanlarında dünya kadar fark var. Siyasi eylem olarak da ülkemiz artık farklı bir çizgide.

Yine de muhalif liderler, ekonomiyi ön planda tutarak seçmenlerden mahalli seçimlerde Belediye Başkanının ve yönetimin muhalefete geçmesi için oy istiyorlar.

Buradaki soru şu;

Belediye Başkanı değişirse ülkemizdeki ekonomi düzelecek mi?

Evet, seçmenlerin aklındaki soru bu.

Yapılan seçim genel seçimleri etki eder mi?

Eğer, belde belediye başkanı seçimlerinde iktidar adayı değil de bir başka partinin adayı seçimleri kazandığı zaman Türkiye’nin ekonomisi ve ekonomik sıkıntılar bir anda sona erecek mi?

Seçmenler, medyaya tam olarak yansımasa bile ayaklarına kadar gelen adaylara ve ekonomiden söz edip, kendilerinden oy isteyen adaylara bu soruları açıkça soruyorlar. Türkiye artık eski Türkiye değil. Gerek siyasi gelişmeler gerek medya ve haber akışları, gelişmeleri çok değişti. Artık, bir olayın haber olması için üç beş dakika yeterli. Hatta siyasi partilerin adayları, seçim çalışmalarını artık sosyal medya üzerinden canlı yayınlar yaparak anlık halka duyuruyorlar.

Böylesi bir ortamda, yerel seçimlerle genel seçimleri ayırmakta güçlük çekeceği sanılıyor insanların, seçmenlerin.

Oysaki seçmenler gerçekten bilinçli.

Mahalli seçimlerin, belediye başkanı değişimiyle, ülkemizdeki ekonomi yönetiminde değişme olmayacağını, genel iktidarda ve hükümette değişim olmayacağını, hükümetin daha 4 yıl 9 ay görev süresinin bulunduğunu çok iyi biliyor. Bu durumda, ekonomik sıkıntıları ve eksiklikleri gündeme getiren muhalefetin de anlattıkları sadece dinleyip duruyorlar.

Tabi, muhalefet partilerine sıkı sıkıya bağlı ve liderlerin her söylediklerini doğru sanıp, onların dediklerine göre arkadaşlarıyla, ailesiyle, seçmenlerle inatlaşan pek çok insan var. Onların da inandıkları şu; eğer belediye başkanı değişirse, iktidarın oyları düşerse, yeniden güç kazanmak isteyecek olan iktidar erken seçim yapacak, böylece mahalli seçimlerinde muhalefet güçlü olursa da iktidar koltukları bırakıp gidecek.

Biraz önce 1989 senesindeki mahalli seçimlerle ilgili örnek vermiştim. O zaman 1987 yılında milletvekili seçimleri yapılmıştı ve Anavatan Partisi yeniden tek başına iktidara gelmişti. İki yıl sonra ise muhalefetin zorlaması, yasakların kalkması, ekonominin gerçekten büyük sıkıntı içinde olması, insanların evlerine aş ve ekmek götürmekte güçlük çekmeleri, seçim meydanlarında tencere tava sesleri duyulması, sandığa yansıdı.

Bugün, 1989 seçimleriyle ilgili yapılan analizlere göre, seçmen, değişimi ekonomik sıkıntılar yüzünden değil, Anavatan Partisi’nin askeri darbenin eseri ve uzantısı olduğuna inandığı için yapmış. Ama 1989 seçimlerinde iktidar yenik çıkmasına rağmen hemen erken genel seçim yapmadı. Seçimler 1991 yılında yapıldı. İktidar gücünü ve halktan aldığı desteği, 2 yıl daha kullandı.

Tabi, bu iki yıl içindeki eski siyasetçilerimizin siyaset sahnesine iyice ısınmaları, askeri darbenin etkilerinin silinmesi, seçmenlerin de “biz darbe değil, demokrasi istiyoruz” diye yüksek sesle konuşması nedeniyle, 12 Eylül 1980 darbesinin izleri ve o darbenin yarattığı siyasi oluşumun iktidar gücü 1991 yılında sona erdi.

Gelelim bugüne.

Ekonomik söylemlerin, özellikle tanzim satış çadırları ve halkın kuyruklara girerek ucuz domates, soğan ve biber almak için beklemesi, seçimlere eksi puan değil, iktidara artı puan olarak ekleniyor. Zaten şunun şurasında az kaldı. 31 Mart akşamında seçmenin tercihlerini sandık sonuçlarından öğreneceğiz. Bakalım, ekonomi mahalli seçimleri ne kadar etki edecek?

Hep beraber göreceğiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.