Dünya da akla gelebilecek her olgu ile ilgili nitel ve nicel bağlamda bir dolu araştırma yapılıyor.
Artık iş öyle bir boyut aldı ki sektörler üretimlerini/hizmetlerini insanların ilgi alanlarına ve çeşitli konularda gösterdikleri ortalama eğilimlere göre şekillendiriyorlar.
Yani Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışmanın beyhudeliğini iyice anlamış durumdalar.
Twinner adlı araç satışı yapan bir firma da bunlardan biriymiş.
Ancak o hadiseye farklı bir boyuttan yaklaşarak insanların otomobil tercihlerinden ziyade dürüstlük oranlarına takmış kafasını ve dünyadaki en dürüst şehirleri görmek için dünya genelinde bir araştırma yaparak bir de rapor yayınlamış.
Dürüstlükle otomobil tercihi arasında ne alaka var diyenler için söylemeliyim ki raporu okudukça o alakanın kel olmadığı anlaşılıyor.
Çünkü burada amaç kulağı tersten göstermekle örneklenebilecek kadar uzun yoldan olsa da Twinner'ın dünya çapında otomobil bayilerine nasıl bakıldığını saptamasıymış.
Ez cümle ahali otomobil satıcılarını dürüst buluyor muymuş, bulmuyor muymuş onu öğrenebilmekmiş.
Ancak firma o zaman da ortaya beklemediği bir sorunun çıktığını fark etmiş.
Acaba demiş bizim bayileri dürüst ya da değil olarak kategorize edenler ne kadar dürüst?
Böylelikle araştırmanın mecraı değişmiş hadise önce bir bölgenin sonra tüm kentin en sonunda da tüm dünya insanlarının dürüstlük oranlarını belirleme çabasına kadar varmış.
Araştırmada, otomobil acentaların da ki satışlardan, hükümetlere, hırsızlıktan vatandaşlık görevlerine kadar pek çok alanda toplumun farklı sektörlerindeki vatandaşların ne kadar dürüst olduğunu karşılaştırmak için en iyi 75 büyük küresel şehir sıralaması yapılmış.
Haberi okurken ‘‘Neden koca dünya da sadece yetmiş beş şehir şehir?’’ diye şaşırdım ki, bir sonraki paragraf bu şaşkınlığımı giderdi.
Efendim; kötü sonuç alan şehirlere dair olumsuz bir imaj oluşturmamak adına verileri incelenen 350 şehirden sadece en iyi 75 şehre yer verilmiş. Çin ve Latin Amerika'daki bazı şehirler veri yetersizliği sebebiyle otomatik olarak liste dışı bırakılmış.
Araştırmanın sonucunda da ilk üç dereceyi sırayla Zürih, Tokyo ve Avustralya'dan Adelaide kenti paylaşmışlar.
Peki ya biz; biz yok muymuşuk bu araştırmanın içerisinde?
Kambersiz düğün olmayacağını araştırmacılar da biliyorlarmış elbette de ne yazık ki bizim 81 ilimizden hiç biri ilk 75 e girememiş.
İyi de bu Dürüstlük Araştırması nasıl yapılmış?
Yoksa adamlar ‘Dürüstmatik’’diye bir makine icat etmişler de bizim mi haberimiz yokmuş?
Öyle değilmiş.
Araştırmayı insan ve kurumlar olmak üzere iki kısma ayırmışlar;
İnsan davranışları ile ilgili kısım da; şehirde yaşayan fertlerin dürüstlükleri "cüzdan testi" ile ölçülmüş. Toplamda 17 bin cüzdan bilinçli olarak sokakta düşürülmüş ve kaç tanesinin iade edildiğine bakılmış.(Burada kaç cüzdan attılar ki?)
Kurumsal bazda ki değerlendirme de ise , yerel yetkililerin, belediyelerin ve daha üst otoritelerin dürüstlük verileri baz alınarak şeffaflığa, harcamalara, yolsuzluk raporlarına, kayıt dışı ekonomiye, basın özgürlüğüne bakılmış.
Konuyla ne kadar ilgisi var bilemem ama araştırmacılar toplumsal dedikodu ortalamasını saptamak için olsa gerek ayrıca şehirlerde yaşayan kişilerin komşularını nasıl değerlendirdiklerine ilişkin anketler de yapmışlar.
Anketten bize dair çıkan sonuçları profesyonel bir Türk vatandaşı olarak az çok kestirebiliyorum da;
Şu bireysel ve kurumsal dürüstlük testinden nasıl çakmışız ona hiç akıl erdiremedim.
Sütten çıkma ak kaşık diye bir ata sözü olan,herkesin ölümüne masum ve dürüst olduğu bir memleketin hakkını yemişler bence.
Hadi sonuçtan puan vermediniz bari gidişten o kadar not kırmasaydınız bre dış araştırmacılar.
Neyse, kurumları bilememde siz sonuçlarını merak edipte bu araştırmanın birinci kısmını ‘Kendi çapımda bir de ben yapayım; bakalım ne çıkacak?’ derseniz yere bıraktığınız cüzdanın boş olmasına özen gösteriniz derim.
Hem zaten dolu cüzdanı nereden bulacaksınız ki?
Benim ki de lafmatik işte.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Dürüstmatik
Malum;
Dünya da akla gelebilecek her olgu ile ilgili nitel ve nicel bağlamda bir dolu araştırma yapılıyor.
Artık iş öyle bir boyut aldı ki sektörler üretimlerini/hizmetlerini insanların ilgi alanlarına ve çeşitli konularda gösterdikleri ortalama eğilimlere göre şekillendiriyorlar.
Yani Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışmanın beyhudeliğini iyice anlamış durumdalar.
Twinner adlı araç satışı yapan bir firma da bunlardan biriymiş.
Ancak o hadiseye farklı bir boyuttan yaklaşarak insanların otomobil tercihlerinden ziyade dürüstlük oranlarına takmış kafasını ve dünyadaki en dürüst şehirleri görmek için dünya genelinde bir araştırma yaparak bir de rapor yayınlamış.
Dürüstlükle otomobil tercihi arasında ne alaka var diyenler için söylemeliyim ki raporu okudukça o alakanın kel olmadığı anlaşılıyor.
Çünkü burada amaç kulağı tersten göstermekle örneklenebilecek kadar uzun yoldan olsa da Twinner'ın dünya çapında otomobil bayilerine nasıl bakıldığını saptamasıymış.
Ez cümle ahali otomobil satıcılarını dürüst buluyor muymuş, bulmuyor muymuş onu öğrenebilmekmiş.
Ancak firma o zaman da ortaya beklemediği bir sorunun çıktığını fark etmiş.
Acaba demiş bizim bayileri dürüst ya da değil olarak kategorize edenler ne kadar dürüst?
Böylelikle araştırmanın mecraı değişmiş hadise önce bir bölgenin sonra tüm kentin en sonunda da tüm dünya insanlarının dürüstlük oranlarını belirleme çabasına kadar varmış.
Araştırmada, otomobil acentaların da ki satışlardan, hükümetlere, hırsızlıktan vatandaşlık görevlerine kadar pek çok alanda toplumun farklı sektörlerindeki vatandaşların ne kadar dürüst olduğunu karşılaştırmak için en iyi 75 büyük küresel şehir sıralaması yapılmış.
Haberi okurken ‘‘Neden koca dünya da sadece yetmiş beş şehir şehir?’’ diye şaşırdım ki, bir sonraki paragraf bu şaşkınlığımı giderdi.
Efendim; kötü sonuç alan şehirlere dair olumsuz bir imaj oluşturmamak adına verileri incelenen 350 şehirden sadece en iyi 75 şehre yer verilmiş. Çin ve Latin Amerika'daki bazı şehirler veri yetersizliği sebebiyle otomatik olarak liste dışı bırakılmış.
Araştırmanın sonucunda da ilk üç dereceyi sırayla Zürih, Tokyo ve Avustralya'dan Adelaide kenti paylaşmışlar.
Peki ya biz; biz yok muymuşuk bu araştırmanın içerisinde?
Kambersiz düğün olmayacağını araştırmacılar da biliyorlarmış elbette de ne yazık ki bizim 81 ilimizden hiç biri ilk 75 e girememiş.
İyi de bu Dürüstlük Araştırması nasıl yapılmış?
Yoksa adamlar ‘Dürüstmatik’’diye bir makine icat etmişler de bizim mi haberimiz yokmuş?
Öyle değilmiş.
Araştırmayı insan ve kurumlar olmak üzere iki kısma ayırmışlar;
İnsan davranışları ile ilgili kısım da; şehirde yaşayan fertlerin dürüstlükleri "cüzdan testi" ile ölçülmüş. Toplamda 17 bin cüzdan bilinçli olarak sokakta düşürülmüş ve kaç tanesinin iade edildiğine bakılmış.(Burada kaç cüzdan attılar ki?)
Kurumsal bazda ki değerlendirme de ise , yerel yetkililerin, belediyelerin ve daha üst otoritelerin dürüstlük verileri baz alınarak şeffaflığa, harcamalara, yolsuzluk raporlarına, kayıt dışı ekonomiye, basın özgürlüğüne bakılmış.
Konuyla ne kadar ilgisi var bilemem ama araştırmacılar toplumsal dedikodu ortalamasını saptamak için olsa gerek ayrıca şehirlerde yaşayan kişilerin komşularını nasıl değerlendirdiklerine ilişkin anketler de yapmışlar.
Anketten bize dair çıkan sonuçları profesyonel bir Türk vatandaşı olarak az çok kestirebiliyorum da;
Şu bireysel ve kurumsal dürüstlük testinden nasıl çakmışız ona hiç akıl erdiremedim.
Sütten çıkma ak kaşık diye bir ata sözü olan,herkesin ölümüne masum ve dürüst olduğu bir memleketin hakkını yemişler bence.
Hadi sonuçtan puan vermediniz bari gidişten o kadar not kırmasaydınız bre dış araştırmacılar.
Neyse, kurumları bilememde siz sonuçlarını merak edipte bu araştırmanın birinci kısmını ‘Kendi çapımda bir de ben yapayım; bakalım ne çıkacak?’ derseniz yere bıraktığınız cüzdanın boş olmasına özen gösteriniz derim.
Hem zaten dolu cüzdanı nereden bulacaksınız ki?
Benim ki de lafmatik işte.