Geçtiğimiz yıl bu günlerde Çin’de baş gösteren ve bütün dünyayı saran Covid-19 salgını bu kez virüsün değişim değiştirmesiyle beraber İngiltere üzerinden yayılmaya başladı. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülke İngiltere ile olan bağlarını kesme kararı aldı.

İngiltere Başbakanı Boris Jonshon ülkede daha hızlı yayılan yeni tip koronavirüsün (Covid-19) bir türünün ortaya çıktığını ve yüzde 70 daha hızlı yayıldığını aktardı. Virüsün yayılmasını önlemek için başkent Londra dahil, Güneydoğu İngiltere'nin birçok bölgesinde yeni, daha sıkı önlemler altına alındı. Dünya Sağlık Örgütü ise, İngiltere’de ortaya çıkan yeni koronavüris salgın mutasyonuyla ilgili olarak yetkililerle 'yakın temasta' olduklarını açıkladı.

Bu olay duyulur duyulmaz, başta Türkiye olmak üzere Hollanda, Fransa, İtalya ve Belçika, Birleşik Krallık'a yapılacak tüm uçuşları askıya aldı. İspanya'dan da benzer bir karar gelmesi bekleniyor. Bulgaristan ve İrlanda da İngiltere'yle yolcu trafiğini geçici olarak durdurdu. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, ülkede henüz yeni tür koronavirüs görülmediğini belirterek, İngiltere'nin yanı sıra Güney Afrika ile de seferlerin durdurulduğunu açıkladı.

Uzmanlar bu kısıtlamaların virüsün geçirdiği yeni mutasyonun Avrupa geneline yayılmasını engellemek için uygulandığını aktardı.

Olay duyulunca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İngiltere, Danimarka, Hollanda ve Güney Afrika'dan Türkiye'ye uçuşlarda geçici durdurma kararı alındığını bildirdi sosyal medya hesabında.

Sonra, bizim ülkemizdeki saate göre gece yarısı olurken, İngiltere’den baş gösteren bu salgın nedeniyle bütün dünya panikledi. Virüsün mutasyon geçirip bir başka haliyle yayılmaya başlaması ve bu virüse karşı herhangi bir tedavi ve bağışıklık konusunda yeterli bilgi olmayışı, uzmanları kaygılandırıyor. Çünkü, tam koronavirüsle ilgili aşıların bulunduğunun açıklanması ve uygulamaya geçildiği bir sırada, böylesine tanımlanamayan ikinci bir virüsün ortaya çıkması, yapılan eski mücadele ile yeni virüsü karşı yapılacak mücadele konusunda sağlık alanında tartışmalar yaratıyor.

Her ne olursa olsun, insanların bu salgından korunması için hatırlatılan üç kelime var. Bunlar, maske, mesafe ve temizlik.

Bu kurallara uyulması halinde, virüsün bulaşması ve tehlikesi ortadan kalkabiliyor. Neticede test edilip onaylanmış bir bulgu bu konu. Peki, bu uyarılara uymayanların ise hallerinin ne olduğunu da koronavirüs teşhisiyle hastaneye yatırılıp Covid-19 tedavisi gören vatandaşlarla ilgili bazı ailelerin paylaştıkları fotoğraflardan hal ve durumlarını görebiliyoruz.

Allah hepsine, sağlık, sıhhat versin ve bu illetten bir an önce kurtulmayı nasip eylesin.

Her zaman okurlarımla paylaştığım ve yazdığım bir konu var, bu işin şakası yok. Zengin, fakir, paralı, parasız diye ayrım yapmıyor koronavirüs. Kime yapışırsa onu aramızdan alıp, söküp götürüyor. Dikkatli olmak lazım. Uzmanların uyarılarına uymak ve onların anlattıklarını uygulamak lazım.

Kulaktan dolma bilgilerle ve korona salgınını küçümseyen söylemlerle bu işten kurtulmak mümkün değil. Bu gerçeği bazı kafası kalın ve söylenilenleri anlamayanlara, kafalarına tokmakla vura vura anlatmak zorundayız.

Hadi diyelim, bu kişiler ülkemizde yaşıyorlar. Dünyanın başka ülkelerinde yaşanılanları bilmiyorlar. Yahu bunlar televizyonda mı seyretmiyorlar, haberleri de izlemiyorlar? Yada bizim her akşam dört gözle beklediğimiz günlük koronavirüs tablosuna hiç mi dikkat etmiyorlar? Hastalığa yakalanan yabancı devlet adamları ve yapılan tedavilerle ilgili hiç mi bilgi sahibi değiller?

Galiba bu kişiler bir başka gezegende yaşıyorlar.

Durum gerçekten çok ciddi ve kritik.

Bu ciddiyeti herkesin öğrenmesi lazım. Topluma önderlik yapanlarında vatandaşları sürekli uyarması lazım. Sağlık konusu her şeyden önemli. İnsanlar sağ ve salim olmadıkça, para olmuş, mal mülk olmuş ne yazar? Öbür dünyada kimsenin paraya pula ihtiyacı yok. Önemli olan, bu dünyada yaşarken önce kendine, ailene, çevrene ve topluma zarar vermeden yaşamasını başarabilmek değil midir?

Dünya yeniden panikte, bizim insanlarımızın ise bazıları hala piknikte…

Bu dünya, ne salgınlara ne doğa olaylarına nede haklı olan insanların haklarına karşı saldırıda bulunup, “…ben böyle istiyorum, böyle olacak. Olmalı…” iddiasıyla, meydan okuyup yaşamak değil, topluma örnek yaşamak ve toplum kurallarına uymakla huzur buluyor.

En önemli kazancımız sağlık. Huzur ve mutluluk….