Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Derin Yalnızlık

Yazının Giriş Tarihi: 01.12.2021 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.12.2021 00:07

İnsan hayatında en çok buradan yaralar ve yaralanır…

Onulmaz hataları da burada yapar, en derin pişmanlıklarını da yine burada yaşar.

Hele ki çaresizliğini ihtirasına eklemlenmiş ise yaşadıklarının kat be katını başkalarına yaşatır.

Çaresizliğini başka çareleri yok sayarak gidermeye kalkarsa da önünde sonunda biçare olur kalır.

Oysa,her çaresizlik bir çarenin komşusudur.

Sadece görülebilmeyi bekler.

Bazımız için çare mezarlıktan taş atmaktır, bazımız için ortak akıl.

Bazımız çareyi eğip bükmekte aramaktayken, bazımız sevgiyi saygıyı öncelemekte görür her neyin içerisindeyse oradan çıkışı.

Son derece ağır bir süreç geçiriyoruz.

Salgınından ekonomisine, siyasetinden dış politikasına akla gelebilecek her konuda milletçe ağır bir yük altındayız.

Her sorun bir diğerinin ya türevi ya da tetikleyicisi.

Ve çok zor olsa da hayatımızı daraltan bu sıkıntıların sonucunda çıkış yolunu bulmak yine bize kalıyor.

Hani ‘‘Ya çaresizsinizdir ya da çare sizsinizdir’’ diye bir deyim var ya;

İşte aynen o durumdayız.

Şöyle bir bakıyorum da, herkes tek başına bir şeylere çareler bulma telaşında.

Kimimiz sürekli eriyen parası tamamen yok olmasın diye önlemler almaya çalışıyor, kimimiz çocuğu eğitimden geri kalmasın diye hayat şeklini değiştiriyor, kimimiz ürettiği heba olmasın diye uğraşıyor, kimimiz sağlığının peşine düşüp hastane doktor koşturuyor, kimimiz batmış dükkanını, firmasını nasıl yaşatırımın derdinde kredi bulmaya çalışıyor, kimimiz aşı olsam mı olmasam mıya takılmış,kimimiz asgari ücretinin kaç simite karşılık geldiğinin hesabında kimimiz enflasyona yem olmama çabasında…

Ve istisnasız hepimiz yaşamak için çareler üretmek zorundayız…

Bulduğumuz her çare de bir başka çaresizliğimizin kurbanı oluyor.

Galiba çaresizliğin en doğal nedeni yalnızlık duygusu.

Sanki her birimiz dertlerimizle yapayalnız mücadele ediyoruz.

Yoksa neden aralarından biri ikisi eksilmesin ki?

Biraz derinine inince rahatça görülüyor ki, toplumun dertlerine çare ararken yaşadığı ne varsa onunla teke tek mücadele etmesi gerekiyor.

Uygulamada ki sosyal politikaların bu kadar çok derdi olan bir millete verecekleri pek fazla bir şeyleri olmadığı da aşikar.

İnsanın sıkıntısını giderebilmek ya da en azından kontrolü altına alabilmek için verdiği çare üretme kavgası elbette takdire şayandır da, çarenin çare olabilmesi için de başkalarının da onun bir kulpundan tutmaları gerekir.

Aksi halde tıpkı şimdi olduğu gibi, çare akıntıya kürek çekmekle eşdeğer olur ki biçare hallerimizle hallenmeye devam ederiz.

Ne güzel sözdür;

‘‘Aklın olduğu her yerde bir çare vardır’’ der.

Ben de haddim olmayarak ekleyeyim;

Ortak aklın olduğu yerde mucizevi çareler vardır.

Çaresizlik çare aratır diye başka bir söz de var ama,

Arattığı ile buldurduğu çare gerçekten o derdin çaresi midir?

İşte o kuşkulu…

Uzun süredir oturup ciddi ciddi düşünüyordum; insanın dertler karşısında ki o biçare o meşum yalnızlığına ne isim verilir diye.

Galiba da buldum.

Onu da başımın üzerine değilse de

Yazının başlığına koydum….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.