Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Deprem yıktı geçti

Yazının Giriş Tarihi: 13.02.2023 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.02.2023 00:05

Bazen “geliyorum” diyen tehlike belli olsa bile insanlarımız günü kurtarma uğruna ve özellikle de siyaset uğruna yapılması gereken işleri bir kenara bırakıp kendi rant ve daha fazla para kazanma hırsıyla zaman harcıyorlar.

Türkiye bir deprem bölgesi.  Bu gerçek.

Ülkemizde geçmişte yaşanılan ve binlerce insanımızın enkaz altında, yapılan çürük çarık binaların altında ezilerek vefat ettiği gerçeği olan bir ülke. Hep yazıp, söyleyip duruyoruz, “deprem değil, bina öldürür” diye. Bu yazdıklarımızı halk deyimiyle söylemek gerekirse “sağır sultan duydu, ama rantiyeciler duymadı.” Daha fazla para kazanma hırsı işte böyle bir manzara ile karşılaştırıyor bizleri. Deprem oluyor. İnsanlarımız ölüyor. Yaralanıyor. Enkaz altında sıkışıp kalıyorlar.

Bu durum, sadece insanların malına, canına, bedenlerine değil, birde ülke ekonomisine büyük zarar veriyor.

Bu olayları artık yaşamak istemiyoruz. Kimse, bilerek ve isteyerek ölüme gitmez. Ama, bazı kişiler, insanların öleceklerini, yaptıkları binaların yıkılacağını bilerek, daha fazla para ve rant hırsıyla işte bu binaları dikiyorlar.

Son yaşadığımız ve hala yaşamaya devam ettiğimiz olayı hatırlayalım.

Kahramanmaraş'ta aynı gün (6 Şubat 2023) meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin etkisi sürüyor. Depremler merkez üssü Kahramanmaraş başta olmak üzere Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma sebep oldu. Depremde vefat ve yaralı sayısı ve çöken bina sayısı ile acı bilanço ortaya çıkıyor.

Olaylar sıcak ve taze. Birkaç tane yıkılan binanın müteahhitleri yakalandı. Bazıları tutuklandı. Bazıları aranıyor.

Tabi ki, bu kişiler yakalanıp adalet önünde hesap verecekler.

Ama, yapılan bu işlerle ilgili iddialar sadece müteahhit takımı ile sınırlı değil. İddialar epey vahim. Halk arasında konuşulan ve bazı takiplerimizden ortaya çıkan bilgilere, belgelere göre, bunların kar ortakları, pay ortakları, proje ortakları, yaptıkları işleri kılıfına uyduran bürokrat ortakları, belediye yönetiminde, başta belediye başkanları olmak üzere, imar bürokratları ortakları, belediye meclis üyesi ortakları, İmar Komisyonundaki isteğe göre plan hazırlayan meclis üyeleri ortakları, yapı denetimini yapan sözde mühendisler, mimarlar vb. ortakları ve aklıma gelmeyen bir sürü paydaşları var.

Yapılan işlerin şikayet boyutunda, soruşturma izni vermeyen mülki amirler ile izin verilse bile dosyaları bekleten, beklettikleri iddia edilen bürokratlar var.

Bu işler öyle bir tek müteahhidin kendi isteği ve hesabı kitabı ile olmuyor.

Eğer, Belediye başkanı ve efradı bu işlere göz yummazsa zaten yasal olmayan işler yapılamıyor. Etrafımıza şöyle bir bakalım, Kaçak inşaatla mücadele edemediğini ifade edip, aslında kendi kendini ihbar eden ama hakkında hiçbir yasal işlem yapılmayan Belediye başkanlarımız var.

Tek bir imza ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni veren Belediye başkanları ve onların yardımcıları var. 

Yani, imar ve yapı güvenliği konusunda bu işlerin içinde olan birileri, yaptıkları yasa dışı işlerin hizmet bedellerini yüklüyle alıyorlar. Halkımızın düşüncesi ve imajı böyle. İddiası böyle.

Halkın ve kamuoyunun beklentisi ise bu kez kamu yönetimlerinin akıllanıp, başta bu işlere ismi karışan herkesi ayıklayıp, adalet önüne çıkarılmasını sağlaması.

Yani, özellikle hatırlanan kadarıyla yazıyorum, ülkemizdeki 1999 Körfez Depremi ve sonrasında ne oldu? İnsanlarımız yine vefat ettiler. Evler, işyerleri yıkıldı. Sonuç, belediyelerde görevli birkaç tane teknik eleman dışında kimse yargılanmadı bile. İşte, halkın ve vatandaşın, geçmişten ders çıkarılmadığını iddia ederek depremle ilgili söyledikleri sözler bunlar.

Ama, bu kez, devletin bu yıkıma sebep olanların yakasına sıkı sıkı yapışması bekleniyor. Hak, hukuk, adalet için bekleniyor.

İmar yolsuzluğu iddiası olan Belediye başkanlarının bileklerine adalet kelepçesi takılmadığı sürece de bu işlerin düzeleceğine kendi payıma inanmıyorum.

Yine, siyasetin sermayesi ve ana bağışçılarının müteahhitler olduğu sürece, hangi iddialar olursa olsun, gerçek suçluların yakalanıp takiplerinin yapılamayacağına olan halkın inanç ve iddialarına bende katılıyorum. “Parası olan adalette kendisini aklıyor” iddia ve sözlerini artık duymak istemiyor bu halkımız.

Burada bütün müteahhitleri suçlamak istemiyorum. Bazıları gerçekten işlerini ehlil ve güzel yapıyorlar. Onların, belediye yönetimleriyle, meclis üyeleriyle sık sık bir araya gelip, o lokanta senin, bu restoran benim şeklinde yemek yiyip, rant pazarlıkları yaptıklarını pek görmedik. Yada, siyasi partilerin yönetimlerine, kendilerini, çocuklarını, yakınlarını yerleştirip, Belediye meclislerinde üye seçilerek rant sahibi olduklarını da duymadık.

Yine, partilere yüklü miktarda bağış yapıp, kendisini veya yakınlarını milletvekili sıralamasına koydurup, vekil seçtirdiklerini, böylece bürokratlar üstünde baskı kurdukları iddialarına da rastlamadık.

Neticede, doğru dürüst iş yapan, kanunlara uyan ve nimazi yapılan işlerden etrafa koku, dedikolar ve suçlamalara yönelik iddialar yayılmıyor. Oysa ki, yan yana iki binanın kat yükseklikleri bile birbirinden farklı olan, birisi beş kat iken diğerine sekiz kat inşaat izni veren Belediye yönetimlerinden hesap sorulması gerektiğine dikkat çekiyorum.

Bu hesap sorulmayıp, belediye başkanı ve efradının bileklerine adalet kelepçeleri takılmadığı sürece, bizler yine depremde binaların yıkılmasını, enkaz altında kalan insanlarımızın göz göre göre vefat etmesini, mal ve can kayıplarını yaşayabileceğimizi hatırlatmak istiyorum.

Deprem kader olabilir, ama binaların çürük çarık yapılması kader değil, ihmalkarlıktır.

Yine aynı olayları yaşıyoruz. Ülkemiz Kahramanmaraş’ta başlayan ve 10 ilde yıkıma yol açan depremde sarsılıyoruz. Allah bizleri korusun, Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Rant peşinde koşup, böylesine bir manzara ile karşılaşmamıza yol açan olayları yaşatanlara da lanet okuyorum. Kim, suçlu ve kusurlu ise Allah hepsinin belasını versin inşallah.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.